Akben, “Biz bu konuyu bankalarla görüştük. Onlar şimdi bu alanda bir çalışma yapıyor. Bu konuda bir açılım sağlanırsa, ki zaten Rus turist ruble verir, eğer kredi de ruble olursa kendi içinde bir ticaret oluşacak. Ticarette dolar ve avro dışında başka para birimlerini kullanmak reel sektör ve vatandaş tarafından da yaygınlaşmalı. Bu konuda topyekûn bir bilince ihtiyaç var. Döviz cinsinden de çeşitlilik artırılabilirse durum çok daha iyi olacak” dedi.
Bankaların yabancı para net genel pozisyonlarında yasal olarak öz kaynağın yüzde 20 artı/eksisi kadar bir sınır olduğunu hatırlatan Akben, “Bankalar bu sınırlamalar çerçevesinde pozisyonlarını yönetiyor. Yani bankaların döviz talebi noktasında bir olumsuzluk yok ve bu da piyasayı rahatlatıyor. Aynı şekilde bireylerin kredilerde dövizle borçlanmasının yasaklanması için alınan kararın ne kadar doğru olduğunu da bu dönemde daha net gördük. Bankalar döviz kredilerini herkese vermiyor. Döviz kredisi alacakların ya ihracatçı ya da turizm gibi bir takım döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan işletmeler olması gerekiyor” bilgisini verdi.
Mehmet Ali Akben, küçük şirketlerin hedge konusunda biraz zayıf olduğunu, buna yönelik çalışmalar olduğunu anımsattı. Aynı bankalardaki yabancı para net genel pozisyonu rasyosu gibi şirketler açısından da bir çalışma olduğunu belirten Akben, buradan da olumlu neticelerin çıkacağını, şu anda zaten Türk bankalarının döviz kazancı olmayan kuruluşlara kredi verirken bu özellikleri dikkate aldığını kaydetti.