|

Arap petrolüne Fars ateşi

Suudi Arabistan’ın içinde Şii din adamı Şeyh Muhammed el-Nimr’in de bulunduğu 47 kişiyi 2 Ocak 2016’da idam etmesinin ardından Dünya; Suudi Arabistan ve İran’ın ateşli bir savaşa tutuşacağı konusunda hemfikirdi. Derin Ekonomi Dergisi'nden Çetiner Çetin ve Sinem Köseoğlu, gerilimin sebeplerini yalnız mezhepsel değil ekonomik çıkarlar bağlamında da ele alıyor.

Yeni Şafak
09:02 - 4/02/2016 Perşembe
Güncelleme: 16:39 - 4/02/2016 Perşembe
Z Raporu

Suudi Arabistan ve İran arasında gün geçtikçe artan gerginliği mezhep ve kimlik siyasetiyle açıklamak yüzeysel kaldığı gibi pek de mümkün görünmüyor. Bölgede ortak çıkar belirleyip hareket eden ve 1991'de Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgal etmesine karşılık savunma ve işbirliği anlaşması yapmış olan bu iki ülke ne oldu da birden savaşır hale geldi?



İki ülkeyi çatışma noktasına getiren 3 ana neden var. Bunlar; Irak Savaşı ile birlikte Saddam Hüseyin yönetiminin devrilmesi, 2015'te Suudi Arabistan'da Kral Selman'ın iktidara gelmesi, Türk cumhuriyetlerinin dağılmasından sonra ABD, AB ve Türkiye'nin burada güç dengelerini ele geçirme çabası karşısında Rusya'nın İran ile başlattığı doğuya yönelik güç ittifakı ve Rusya'nın İran'ı Türki Cumhuriyetlere, İran'ın da Rusya'yı da Ortadoğu'ya çekme süreci…



Saddam'la bozulan birlik


Baas yönetiminin devrilmesiyle güç boşluğunun ortaya çıkması ve ABD'nin Irak'ı işgaliyle sahayı İran'a bırakması Suudi Arabistan'da tansiyonu yükseltti. İran anti Amerikancı söylemlerin artırarak Arap ve İslam coğrafyasında sempati toplamaya başladı. Bunun sonucunda Suud yönetimi kendini Şii baskısı ile köşeye kıstırılmış hissediyordu.



2005 yılında İran, Suudi Arabistan'ın kuzeydoğusunda petrol zengini el-Hassa bölgesinde yaşayan Şiilerle temasa geçti. Özellikle son zamanlarda Şeyh Nimr üzerinden Şiileri Suud rejimi aleyhine örgütlemeye, mobilize etmeye çalıştı. Böylelikle Suudi Arabistan'ın kırmızı çizgilerini aşmış oldu.





Sünni Arap ekseni oluşturma çabası


2006'da ABD'nin 'Büyük Ortadoğu Projesi'ni (BOP) devreye sokuyoruz' demesiyle Suudi Arabistan, günde 12 milyon varil petrol üreten Şii hâkimiyetindeki bölgede İran siyasetini değersizleştirmenin yollarını aradı. Önce Şii hilalini kırmaya çalıştı sonra Ortadoğu'daki ılımlı İslamcı gruplara destek vermeye başladı. Ancak destek vermediği tek grup Müslüman Kardeşler'di. Çünkü Müslüman Kardeşler'i BOP'un bir parçası olarak görüyordu.



Geçtiğimiz Eylül ayında Kâbe'de meydana gelen vinç kazasında çok sayıda İranlının hayatını kaybetmesi ve İran eski Beyrut Büyükelçisi Gazanfer Rüknabadi'nin de aralarında bulunduğu cenazelerin uzun süre İran'a teslim edilmemesi iki ülke arasındaki gerilimi tırmandırdı.



Rusya'dan İran'a gaz


Meselenin Rusya yüzü ise, Rusya'nın Türki cumhuriyetleri kuşatma isteği için İran'la sessiz sedasız anlaşma yapmasıyla ortaya çıkıyor. 1990'lı yıllardan itibaren Rusya, İran'ın silah tedarikçiliğini üstleniyor. Öyle bir ittifak oluşturuldu ki Rusya İran'ın Buşehr kentinde nükleer santral inşası için kolları sıvadı ve Türki cumhuriyetlerinde Rusya güdümlü bir yapılanma da tesis edildi.



Ocak 2015'te ise Rusya'ya Suriye krizinde Suudi Arabistan'a karşı destek veren İran'ın en büyük hamlesi Suudi Arabistan'ın petrol politikasının önüne Rusya'yla yaptığı gaz ittifakını koyması oldu.



Ancak petrol konusunda Suudi Arabistan ipleri almasına rağmen medya ve PR konusunda İran'ın eli şu anda daha da güçlü…





#Derin Ekonomi Dergisi
#Arap
#Fars
#petrol
#kriz
#Suudi Arabistan-İran
#Suudi Arabistan
#İran
8 yıl önce