|

Bakan Özhaseki: Kentsel dönüşüm bir keyfiyet değil adeta zorunluluk

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Türkiye'de kentsel dönüşümün bir keyfiyet değil, adeta zorunluluk olduğunu belirterek "Deprem ülkesiyiz. Topraklarımızın neredeyse yüzde 66'sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor" dedi.

Yeni Şafak
21:21 - 6/06/2018 Çarşamba
Güncelleme: 21:27 - 6/06/2018 Çarşamba
AA
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "Artık tüm Türkiye'de kentsel dönüşüm bir keyfiyet değil, adeta zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Deprem ülkesiyiz. Topraklarımızın neredeyse yüzde 66'sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor." dedi.

Antalya'nın Kepez ilçesinde düzenlenen "Kepez ve Santral Mahalleleri Kentsel Dönüşüm Projesi Temel Atma Töreni"ne Bakan Özhaseki, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Vali Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas ve protokol üyeleri katıldı.

Bakanlar Özhaseki ve Çavuşoğlu ile protokol üyeleri, dostluğu simgelemesi için 300 yıllık zeytin ağacını toprakla buluşturdu.

Özhaseki, törende yaptığı konuşmada, önemli bir projeyi hayata geçireceklerini belirterek Bakanlığın Antalya'daki kentsel dönüşüm projesi kapsamında hak sahiplerine iki yıldır 600 lira kira yardımı verdiğini söyledi.

"Bir an önce kurtulmamız gerekiyor"

Kira yardımının artık aylık 750 lira olarak ödeneceğini ifade eden Özhaseki, "
Türkiye'de kentsel dönüşüm bir zorunluluk. Çünkü 1. ve 2. derecede deprem bölgesinin yoğun olduğu bir bölgede yaşıyoruz. Bu ülkede o kadar çok kimliksiz yapı var ki, bu sağlıksız ve kimliksiz yapılardan bir an önce kurtulmamız gerekiyor.
" diye konuştu.

Özhaseki, ekonominin rahatladığı, insanların refaha kavuştuğu ortamda daha güzel konutlar yapıp, insanların çağdaş yaşamda hayatlarını devam ettirmeleri gerektiğini belirtti.

"Artık tüm Türkiye'de kentsel dönüşüm bir keyfiyet değil, adeta zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Deprem ülkesiyiz. Evet topraklarımızın neredeyse yüzde 66'sı birinci ve ikinci derecede deprem bölgesinde bulunuyor. Nüfusumuzun yüzde 71'i bu bölgelerde yaşıyor." diyen Özhaseki, şu anda bile hissedilmediğini ama Türkiye'nin birçok yerinde depremlerin olmaya devam ettiğini vurguladı.

"Neredeyse 1,5-2 yılda bir yıkıcı depremle karşı karşıyayız"

Son yüz yıl içinde bu ülkede yıkıcı sayılan 6 ve üzerindeki deprem sayısının 56 olduğuna işaret eden Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü:

"
Neredeyse 1,5-2 yılda bir yıkıcı depremle karşı karşıyayız. Son yüz yıl içinde bu depremlerde ölen insanımızın sayısı 83 bin, mali kaybımız 100 milyar dolar. Böyle bir toprak parçasında yaşarken bize düşen bir an önce tedbir almak, evlerimizi daha sağlıklı ve kimlikli bir şekilde inşa edip, deprem geldiğinde 'hoş geldi sefa geldi' diyerek hiç aldırış etmeyerek yaşamak.
"

"Bir Japon eğer kendi ülkesinde deprem olduğunda sağa sola dönerek keyif yapıyorsa, bizim de doğrusu kadim bir medeniyetin temsilcileri olarak, ülkemizi bu deprem gerçekliği karşısında bir an önce konutlar bakımından sağlam hale getirmeye mutlaka ihtiyacımız var." diye konuşan Özhaseki, deprem ülkesinde çok hızlı şekilde kimlikli yapılar yapmak zorunda olduklarını belirtti.

Özhaseki, 2012'de çıkan kentsel dönüşüm yasasıyla bir milyon 200 bin konutun Türkiye'de yıkılıp, yeniden yapıldığını belirterek bunu daha da hızlandırmak için gayret ettiklerini bildirdi.

İstanbul'da 2. Bayezid döneminde deprem olduğunu ve binlerce kişinin öldüğünü vurgulayan Özhaseki, belirli tarihlerden sonra sürekli depremlerin olduğunu, defalarca tekerrür eden depremlerden dolayı herkesin tedbir alıp, çözüm bulması gerektiğini ifade etti.

Tabiatın yer altında kurallarını işlettiğini ifade eden Özhaseki, "Zamanı geldiğinde belirli aralıklarla hiç şaşırmadan karşımıza adeta sürprizler çıkıyor. Bundan dolayı da bizim tedbir almamız icap ediyor." dedi.

"İnsanları kandırmayı adeta kendilerine hedef haline getirmişler"

Özhaseki, çürük balçıklar üzerinde, çamurlu arazi üzerinde alt tarafı zemine uygun olmayan bir arazide, rastgele binalar yapıp "Allah kerim" demenin doğru olmadığına işaret ederek bu dönemde yasalar, teşvikler ve uygulamalar hazırladıklarını belirtti.

Kimliksiz binaların Türkiye'ye yakışmadığına dikkati çeken Özhaseki, Anadolu'da Selçuklu ve Osmanlı medeniyetlerinin kurulduğunu hatırlattı.

Özhaseki, son çıkardıkları yaşaya ilişkin de söyle konuştu:

  • "Her seçim geldiğinde vatandaşın karşısına birtakım siyasiler çıkarlar, biraz vaatte bulunurken ipin ucunu kaçırırlar. Yalanları ucu ucuna giderdi. Kimisi tapu kimisi ev vadeder, bin bir türlü vaatler havada uçuşurdu. Ülkemizde toplam bağımsız birim sayısı olarak 26 milyon 350 bin yapımız var. Ev, iş yeri, konut ne aklınıza ne geliyorsa bu kadar. Bunlar içerisinde yüzde 60'ı neredeyse 15 milyonu devlette ihtilaflı. Ya arsa, mülkiyet sorunu var ya üzerindeki yapı ruhsatsız. Ya ruhsat alınmış, ruhsata uymadan yapıldığı için orada işgalci durumuna düşmüş veya ruhsatsız kaçak yapı durumuna düşmüş. Bazı iş adamlarımızın da yaptığı fabrikalardaki ilavelerden dolayı müthiş şekilde sıkıntıları var. Su, elektrik, doğalgaz bağlatamıyor. Bunlar bağlandığında idareciler hapis cezasıyla karşı karşıya kalıyor. Vatandaş buradaki konutunu, iş yerini bankalara teminat verip, kredi bile alamıyor. Bunda bile siyasiler her seçim öncesinde birtakım vaatlerde bulunarak insanları kandırmayı adeta kendilerine hedef haline getirmişler."

"Kentsel dönüşümü hızlandıracak yasalar yapıldı"

Özhaseki, yapı kayıt belgesi olarak izah edilen bütün vatandaşların sorunlarını çözecek yapı için bir yıl öncesinden hazırlık yaptıklarını hatırlattı.

Arkasından imar yasaları hazırlandıklarını vurgulayan Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kentsel dönüşümü hızlandıracak yasalar yapıldı. Erken seçim kararı alınca hızla biz birinci bölümünü, yapı kayıt belgesini devreye soktuk. Kanun çıktı. Artık o yalancı siyasetçilere kimse inanmasın. Eğer vatandaş hazine üzerindeyse kendi beyanıyla gelsin, müracaat etsin, rayiç bedelini söylesin, tapusunu alsın bizden, o kadar basit. Eğer vatandaşın yaptığı yapıda ruhsata aykırılık varsa, iskan almış veya almamış daha sonra birtakım eklentiler yapıp kaçak yapımına düşmüşse yine kendi beyanıyla gelip aykırılığı bildirsin, eğer konutsa yüzde 3 ile iş yeriyse yüzde 5 ile çarparak hesabını yapsın, sonra bunu aldıktan sonra biz kendisine yapı kayıt belgesini gönderelim ve belediyelerde işlem görmeye başlasın. Suyunu, kanalını bağlatsın, bir sorun olmasın. Vatandaş üstelik bunu e-Devlet üzerinden yapabilecek."

Özhaseki, toplam 15 milyon civarında hane sahibini ilgilendiren böyle bir sorunu baştan sona çözmüş olacaklarını belirterek hayırlı olmasını temenni etti.

#Mehmet Özhaseki
#Kepez
#Antalya
6 yıl önce