Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 3. Turizm Şurası'nda konuştu.
Açıklamadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Turizmin insanlığın tarihi kadar eski bir geçmişi vardır. Turizmin bir sektör haline gelmesi geçtiğimiz yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bugün artık doğrudan ve dolaylı etkileri ile dünya ekonomisine büyük katkısı olan bir sektörden bahsediyoruz.
Bölgesel gelişmeler turizm sektörünü derinden etkilemektedir. Ülkemizdeki darbe girişimi ve terör eylemleri turizmimize ciddi bir darbe vurmuştur. Artık sektörün yaşadığı kötü dönemi geride bırakmaya başladık. Turizm gelirlerinde hala kat etmemiz gereken çok yol var.
Türkiye'nin potansiyeli öyle büyüktür ki kaybettiğimiz pazarların katbekat büyükleri bir el uzatımı mesafede bizleri beklemektedir.
Suriye ve Irak merkezli olarak bölgemizde yaşanan gelişmelerle ülkemizdeki terör eylemleri ve darbe girişimi turizmimizi etkilemiştir. Bu yılın ilk 8 ayında 22 milyonu yakalamamız bizler için umut vesilesidir. Demek ki olumlu istikamette gelişiyoruz.
Değişen dünya ile birlikte değişen bir turizm algısı var. İnsanlar artık eğlenmek için bir ülkeden diğerine gitmiyor. İnanlar artık bir yemeğin nasıl lezzetli yapıldığını görmek tatmak istiyor. Gastronomi turizmi adı giderek daha fazla anılan bir turizm çeşidi. İnanç turizmi ve sağlık turizmi gibi alanların daha geliştiğini görüyoruz.
- Dünyada başka hangi ülkede bizdeki kadar zengin mutfak kültürü, folklor kültürü, bu denli köklü ve farklı medeniyetlerin izleri sürülebilir. Denizi bir başka yaylaları bir başka, hele insanı daha başka güzelliğe sahip kaç ülke var.
Milletimiz için tanrı misafiri, sofrasında ne varsa bölüşebileceği, çayını, ayranını içirmeden gönderemeyeceği kişi demektir. Kapısına gelene ters bakan bir millet değiliz biz. Türk örfünü adetini sunduk, sunmaya da devam edeceğiz. Turistlere ülkemizin güzellikleri yanında insanımızın manevi derinliğini gösterdiğimizde sadece para değil dost kazanmış oluruz.
Eğer gönlünü kazandığımız insanlarla gök kubbede hoş bir seda bırakabiliyorsak ne mutlu bize. Türkiye'nin bir açıkhava müzesi olması ile övünmek hakkımızdır. Ama asıl önemli olan bu zenginliği değerlendirebilmektir. Örneğin Gaziantep gastronomi alanında UNESCO'ya katılmıştır. Şanlıurfa'nın müzik alanında yaptığı başvuru kabul edilmiştir. Malatya kayısısından Adana kebabına önce sahip çıkmalıyız, sonra insanlığa sunmalıyız.
İstanbul gibi mücevher değerinde bir şehrin potansiyelini tam olarak kullanmış değiliz. İnşallah turizm politikamızı bu yönde geliştireceğiz. Turistlerin beklentileri ile elimizdeki imkanları bir araya getirdiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok.
- Türkiye birkaç yıldır ekonomik saldırılara da maruz kalıyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının siyasi ve art niyetli notlarını artık kimse ciddiye almıyor. Onun için biz işimize bakacağız. Türkiye güçlü bir ülke. Turizmde de ülkemize yönelik seyahat uyarıları önemini kaybediyor. Hep söylediğim gibi yalanların en büyük panzehiri hakikatlerdir. Biz tüm dünyaya hakikatleri anlatmanın gayreti içinde olacağız. Yurt dışında yaşayan vatandaşımızın her birini gönüllü turizm elçimiz olarak kabul ediyorum.
Geçtiğimiz yıl başlattığımız komşunu al tatile gel kampanyası başlatmıştık. Almanya'daki seçim sürecinde tüm algı kampanyasına rağmen Almanya'dan gelen turist sayısı yüksek oldu. Yeni dönemde mevcut pazarları geliştirirsek Çin başta olmak üzere Hindistan Güney Amerika gibi yeni alanlara ağırlık vermeliyiz.
Bir müjde vermek istiyorum. Burası bizim yapı opera binası diyebileceğimiz kongre merkezimiz. 2000 kişilik. Atatürk Kültür Merkezi'nin olduğu yeri yıkıyoruz ve oraya daha büyüğünü çok modern bir mimariyle pazartesi günü İstanbul'da lansmanını yapacağım. 2019'un sonuna kadar orada Opera Binasını İstanbul'a kazandırmış olacağız.
Şubat 2012’de onarımına başlanan tarihi binanın onarımının mümkün olmadığı tespit edilince çalışmalar durdurulmuştu. 2008’de tadilat gerekçesiyle kapatılan AKM’nin yenilenmesi planı, Haziran 2013’teki Gezi Parkı gösterilerinde de protesto konusu olmuştu. AKM yaklaşık 5 yıldır atıl olarak duruyor.
