|

İşte dürüstlük evrensel değer: Zekat müessesi yeniden ele alınmalı

İstanbul Ticaret Üniversitesi, “İş Ahlakı Raporu” hazırladı. Raporda iş hayatındaki bazı eylem ve uygulamaların farklı ülke ve kültürlerde farklı karşılıkları olmasının doğal olduğu vurgulandı. Çalışmada dürüstlük, doğruluk, sözünde durma, haksızlık yapmama gibi çok sayıda konuda küresel ölçekte aynı ya da çok benzer iş ahlakı ölçütlerinin geçerli olduğu kaydedildi.

Haber Merkezi
01:46 - 26/06/2020 Cuma
Güncelleme: 23:37 - 25/06/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin “Kovid-19 Sürecinin Öncesi ve Sonrası İş Ahlakı Açısından Değerlendirme” raporunda, “Çalışanların yeni iş modellerine adaptasyonu ve bu konudaki eşitsizlikler konuları iş dünyası ve kamu otoritelerinin elzem sorumlulukları arasında yer almalıdır. Üniversiteler ve eğitim kurumları da bu konulardaki kapasitelerini geliştirmelidir” denildi. İstanbul Ticaret Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan Kovid-19 raporlarına bir yenisi eklendi. İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Torlak, öncesi ve sonrasıyla süreçte iş ahlakını değerlendiren bir rapor hazırladı. Raporda, ekonomi politikalarının ahlaki yansımaları, adaletsizlik ve eşitsizlikleri besleyen süreçler irdeleniyor.

BENZER İŞ AHLAKI NORMLARI GEÇERLİDİR
  • İş ahlakının “Toplumsal ahlaki değerlerin ticaret hayatına ilişkin olan yönü” olarak tanımlandığı raporda, “İş ahlakının evrensel ve toplumsal kültüre yönelik boyutlarından söz edilebilir. İş hayatındaki bazı eylem ve uygulamaların farklı ülke ve kültürlerde farklı karşılıkları olması bu bağlamda doğaldır. Ancak dürüstlük, doğruluk, sözünde durma, haksızlık yapmama, başkasının zararına olacak bir eylemi yasal bir engel olmasa da yapmama gibi çok sayıda konuda küresel ölçekte aynı ya da çok benzer iş ahlakı normları geçerlidir” denildi.
KOVİD-19 SALGINI EŞİTSİZLİK GETİRDİ

Raporda, reel sektör yerine finans kapitalizminin oldukça hakim bir konuma erişmiş olmasıyla ciddi bir kırılmanın yaşandığı belirtilerek, reel sektörde faaliyet gösteren ve piyasada var olabilme mücadelesi veren çok sayıdaki işletmenin finans kapitalizminin ürettiği ve işlettiği çarklar içerisinde makul ve öngörülebilir bir rekabet ile rekabet edebilme kapasitesinin her geçen gün azaldığı kaydedildi. Raporda, 2008 finansal krizi ve içinden geçilen Kovid-19 ortamının beraberinde getireceği kriz dönemlerinde ekonomilerdeki bölüşüm adaletsizliklerinin ve eşitsizliklerin oluşturduğu sonuçların daha yoğun yaşandığı ifade edildi. 20. yüzyıla kadar devletlerin kontrol edilemeyen tamahkarlığa varan sömürgecilik hırslarının yerini 17. yüzyıldan itibaren daha bölgesel hamlelerle mesafe alan ve ardından İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki hızlı yükselişleriyle şirketlerin aldığı belirtilen raporda, teknolojideki gelişmeler ve elektronik ticarette de dijital kartel ve tekel olma başarısının yine şirketler tarafından ortaya koyulduğu kaydedildi.

ZEKAT MÜESSESİ YENİDEN ELE ALINMALI
  • Raporda, şu değerlendirmelere yer verildi: “Büyük şirketler, sektörlerin değişen rekabet yapısına göre ve teknolojik dönüşümlere bağlı olarak stratejilerini ve odaklarını hızla değiştirebiliyor. Küresel güç olma iddiası olan şirketlerin önemli bir kısmı kendilerinin yetersiz olduğu ya da geç olduğu durumda ise atak olan girişimcileri satın alma politikası ile kendini uyarlamayı biliyor. Yani aslında sermayenin gücü sektörel cazibeye göre kendini hızla uyarlayabilme yeteneğine sahiptir.” Raporda, gelişmeler karşısında insanların kaybı ve eşitsizlikler sonucu asgari vatandaşlık geliri ya da evrensel temel gelirin daha yaygın bir şekilde konuşulmaya başlandığı, İslam medeniyeti açısından zekat müessesinin çok önemli bir olgu olarak yeniden ve özellikle bugünlerde tüm yönleriyle ve çok disiplinli bir yaklaşımla ele alınması gerektiği vurgulandı.
#İTÜ
#İş Ahlakı Raporu
#Kovid-19
#Zekat
4 yıl önce