Şentürk, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin 2017'de jeotermalde kurulu gücünün bin 100 megavat olduğunu, rakamın 2018'de bin 347 megavata yükseldiğini söyledi.
YEKDEM'in 2020'de sona ereceğini anımsatan Şentürk, en azından jeotermal için bu mekanizmanın devam etmesi gerektiğini belirtti.
Jeotermalle ısınan seralar yolda
JESDER olarak sosyal alanda da çalışmalar yaptıklarına işaret eden Şentürk, bu kapsamda 3 ihtisas jeotermal sera bölgesi kurulacağını dile getirdi.
Tarım ve Orman Bakanlığıyla koordineli çalıştıklarını anlatan Şentürk, şunları kaydetti:
- "Jeotermalin kullanım alanı konut ısıtma ve seralarda da giderek artıyor. Alt yapı yatırımlarının yaklaşık yüzde 80'inin bakanlık tarafından karşılanmak kaydıyla ihtisas organize sera bölgelerini belirlemeye başladık. Bunlardan en büyüğü Alaşehir Kemaliye'de bin 347 dönüm bir alan. Tamamen jeotermal santral yatırımcılarının tedarik ettiği sıcak suyla ısınacak. Burada yaklaşık 2 bin kişi istihdam edilecek. 650 dönümlük Denizli Sarayköy'de de Zorlu Enerji'nin jeotermalinden beslenecek seranın alt yapı çalışmaları tamamlandı. Sera yapılabilir hale getirildi. Yine Aydın Efeler'de 650 dönümlük bir sera projesi için de bakanlıkla beraber çalışmaya başladık."
Bu seraların 2 yıl içinde faaliyetlerine başlayacağına değinen Şentürk, bunun yanında konut ısıtma alanında da çalışmaların hız kazandığını söyledi.
Jeotermal santrallerin çevreye herhangi bir zararının olmadığının altını çizen Şentürk, şöyle konuştu:
- "Allah bize petrol vermemiş ama böyle bir kaynak vermiş. Gerçek dışı haberlerle halka yanlış lanse ediliyor. Biz bu çalışmaları halka anlatmaya devam edeceğiz. Örneğin, 'incirde verimler düştü' diyorlar. TÜİK rakamlarına göre Aydın'da ilk jeotermal yapıldığında yani 2012'de ağaç başına incir verimi 31 kilogram iken geçen yıl 39 kilogram olmuş. Buradan şunu çıkartıyoruz; bu tamamen iklimsel koşullardan ve çiftçinin bilinçlenmesinden kaynaklı. Jeotermalin olumlu veya olumsuz bir etkisi yok."