Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Devlet Konukevi'ne geldikten sonra uçakların geçişi sırasında camların patlamasıyla yaralanan vatandaşların yanına gittiğini ifade eden Celal Özuğur, "Cumhurbaşkanımız yaralıların tek tek elini sıkarak, durumlarını sordu. Onlarla konuşarak teskin ettikten sonra biz 'Sizi yabancı konukların olduğu odaya alalım' dedik. Orada birkaç saat oturduktan sonra bir helikopterin üzerimize yaklaştığını görünce camdan baktık. Bu silahlı bir helikopterdi" dedi.
Silahlı helikopterin bilgisini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a verdiklerini ve kendisini başka bir odaya almayı teklif ettiklerini anlatan Özuğur, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımız bana telefonda kiminle görüştüğümü sordu. Kule ile konuştuğumuzu aktardım. Hemen telefonu aldı. Helikopterin uzaklaştırılması talimatını aktardı. Kuledeki görevli 'Helikopterle hiçbir muhabere imkânımız yok' deyince Cumhurbaşkanımız yine de mutlaka onlara ulaşılmasını istedi. Uyarılara rağmen helikopter yine üzerimizde dönmeye başladı. Cumhurbaşkanımız gazetecilerin bulunduğu basın odasına geçti. Kule ile irtibat halindeydi. Basın odasındayken aynı helikopter üzerimizden uzaklaştı. İkinci bir helikopter geldi. O da daha sonra uzaklaştı. Bir süre sonra Sayın Cumhurbaşkanımız o sabahki meşhur konuşmasını yaptı. Cumhurbaşkanımız o konuşmayı yaptıktan sonra bir ara yine kuleden beni aradılar. Bir helikopterin daha geldiğini söylediler. Zaten bunların görüntülerini televizyonlar çekmişlerdi."
Sabah'ta yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gece yarısı İstanbul'daki hava trafiğinin durduğunu öğrenince hemen talimat verdiğini ifade eden Özuğur, "Cumhurbaşkanımız 'Patlama olduğunda saatler içinde bu meydanı açtınız. Talimat veriyorum, hemen meydanı eski haline getirin, çalıştırın. Uçak seferlerinin başlatılması için gerekli tedbirleri alın. Kule normal şekline dönsün ve çalışmalara başlasın' talimatını verdi. Bununla birlikte biz de 2-3 saat içinde ilk uçağı kaldırdık. O stres esnasında bunu başardık" dedi.
