|

Fil Suresi Türkçe Arapça Okunuşu ve Anlamı

Fil Suresi, Mekke döneminde inmiştir ve 5 ayettir. Sure, fillerle donanmış ordusuyla Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin helak edilişinden bahsettiği için bu adı almıştır. Fil Süresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı, tefsiri, fazileti, yazılışı, meali, nüzulü ve dinle seçeneği haberimizde.

11:00 - 18/09/2021 Cumartesi
Güncelleme: 14:06 - 17/10/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
Fil Suresi
Fil Suresi

Fil Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 5 ayettir. Sure, fillerle donanmış ordusuyla Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe’nin helak edilişinden bahsettiği için bu adı almıştır.

Fil Suresi dinle (Mehmet Emin Ay)


Fil Suresi'nin nüzulü

Mushaftaki sıralamada yüz beşinci, iniş sırasına göre on dokuzuncu suredir.
nden sonra,
nden önce Mekke'de inmiştir.

Fil Suresi'nin konusu

Sûrede fil ordusu ile ilgili kıssa anlatılmaktadır. Kâbe’yi yıkmak isteyen Yemen’in genel valisi Ebrehe’nin fillerle Mekke’ye hücumunu, sonuçta yok olup gitmelerini (aş. bk.) konu edinmiştir.

Fil Suresi Arapça okunuşu

  • اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِاَصْحَابِ الْفٖيلِؕ ﴿١
  • اَلَمْ يَجْعَلْ كَيْدَهُمْ فٖي تَضْلٖيلٍۙ ﴿٢
  • وَاَرْسَلَ عَلَيْهِمْ طَيْراً اَبَابٖيلَۙ ﴿٣
  • تَرْمٖيهِمْ بِحِجَارَةٍ مِنْ سِجّٖيلٍࣕۙ ﴿٤
  • فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ ﴿٥

Fil Suresi (Elem tera) Diyanet meali



  • ﴾1﴿
    Rabbin fil ordusuna ne yaptı, görmedin mi?
  • ﴾2﴿
    Onların planlarını boşa çıkarmadı mı?
  • ﴾3-4﴿
    Onların üzerine pişkin tuğladan yapılmış taşlar yağdıran sürü sürü kuşlar salmadı mı?
  • ﴾5﴿
    Sonuçta Allah onları yenilip ezilmiş ekine çevirdi.

Fil Suresi dinle


Fil Suresi (Elem tera) Türkçe okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm.

  • 1- Elem tera keyfe fe'ale rabbüke biashâbilfîl
  • 2- Elem yec'al keydehüm fî tadlîl
  • 3- Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl
  • 4- Termîhim bihicâratin min siccîl
  • 5- Fece'alehüm ke'asfin me'kûl


Fil Suresi'nin tefsiri

Tefsir ve tarih kaynaklarında anlatıldığına göre o zaman Habeşis­tan’ın yönetiminde bulunan
Yemen
’in genel valisi
Ebrehe
her yıl Mekke’deki Kâbe’yi ziyaret eden Arap hacılarını
San
a’ya çekmek için burada
Kulleys
veya
Kalîs (kilise)
denilen büyük bir katedral yaptırdı. Çeşitli bölgelere propagandacılar göndererek mâbedi ziyaret etmeleri için halkı
San
a’ya çağırdı. Ancak bu ümidi gerçekleşmeyince Kâbe’yi yıkmaya karar verdi ve muhtemelen 570 yılında, içinde mahmûd (mamut) adlı filin de bulunduğu büyük bir ordu ile Mekke üzerine yürüdü (olayın tarihi ve sebepleriyle ilgili farklı görüşler için bk. Mustafa Fayda, “
Fil Vak‘ası
”, DİA, XIII, 70-71).
Ebrehe
, hareketini engellemek için karşısına çıkan bazı güçleri etkisiz hale getirerek yoluna devam etti. Gönderdiği bir müfreze, içinde
Hz. Peygamber’in
dedesi
Abdülmuttalib
’e ait 200 devenin de bulunduğu
Mekkeliler’e
ait çok sayıda deveyi ele geçirdi.
Abdülmuttalib
,
Ebrehe
’ye gelerek develerinin iadesini istedi;
Ebrehe
’nin Kâbe ile ilgili bir sorusu üzerine Kâbe’yi merak etmediğini, çünkü onu sahibinin koruyacağını söyledi.
Ertesi gün
Ebrehe
, ordusuna Kâbe yönünde hareket emri verdi. Fakat kaynaklarda belirtildiğine göre en öndeki fil (mamut) yerinden kımıldamadığı gibi askerler de üzerlerine
taşlaşmış çamur
yağdıran
sürü sürü
kuşlar tarafından –âyetteki benzetmeyle–
“yenilip çiğnenmiş ekin
” gibi imha edildi. Bazı müfessirler “
sürü sürü
” şeklinde çevrilen ebâbîl kelimesinin bir kuş türünün adı olduğu kanaatindedir, buna göre 3. âyete “
ebâbîl kuşlarını göndermedi mi?”
şeklinde mâna vermek gerekir; fakat –konuya ilişkin rivayet ve tefsirler dikkate alındığında– bu görüş ikna edici görünmemektedir (bilgi için bk. Elmalılı, IX, 6102-6105). Yaygın inanışa göre bu olay
Hz. Peygamber’in
doğumundan elli-elli beş gün veya üç ay önce vuku bulmuştur.
Sûrede
Hz. Peygamber’e
hitap edilerek 1-2. âyetlerde fil ordusunun başına gelen felâketin büyüklüğünden ve Kâbe’yi yıkma planlarının boşa çıkarıldığından haberdar olduğu ifade edilmektedir.
Hz. Peygamber
olaya bizzat şahit olmadığı halde, ona yöneltilen “görmedin mi” şeklindeki hitap mecazi bir ifade olup olayı bizzat gözüyle görmese bile görenlerden işitmiş olduğunu ve görmüş gibi kendisine tasvir edildiğini gösterir.
3-5. âyetler ise felâketin nasıl cereyan ettiğini yani Allah tarafından gönderilen sürülerle kuşun fil ordusunun üzerine pişkin tuğla türü taşlar yağdırarak onları nasıl hayvanlar ve haşarat tarafından yenmiş ekin artığına çevirdiğini ifade eder. Râzî’ye göre
Ebrehe
ve askerlerinin besledikleri kötü emellerin sûrede keyd (plan,
tuzak
) kelimesiyle ifade edilmesi, onların sadece Kâbe’yi yıkma amacı taşımadıklarını gösterir. Çünkü önceden açıkladıkları için Kâbe’yi yıkma fikri artık “
tuzak
” olmaktan çıkmıştı. Şu halde keyd kelimesi burada
Ebrehe
tarafının Araplar’a karşı besledikleri başka sinsi planları dile getirmektedir (XXXII, 99; bu planlar ve
tuzak
ların neler olabileceği konusunda bk. Fayda, gös. yer.). Muhtemelen bu plan içinde Mekke’ye ve Mekkelilere verilecek ağır yıkım ve kötülükler de vardı.
Eski tefsirlerde bu fil olayı bütünüyle bir mûcize olarak değerlendirilir. Bazı tarihçi ve müfessirlerin, tâbiîn âlimlerinden İkrime’ye atfettikleri bir rivayette o, “
Bu taşlar kime isabet ettiyse onda çiçek hastalığı görüldü
” demiştir (İbn Hişâm, es-Sîretü’n-nebeviyye, I, 54-56; Taberî, XXX, 298-299, 303). Rivayete göre Hicaz bölgesinde çiçek ve kızamık hastalığı ilk defa bu olaydan sonra görülmüştür (bk. Taberî, XXX, 196). Muhammed Abduh, Ferîd Vecdî, Cevâd Ali, Muhammed Esed gibi bazı çağdaş araştırmacılar bu rivayetlere dayanarak olayı bulaşıcı hastalık salgını şeklinde yorumlamaya çalışmışlardır.
Abduh’a
göre sûrede sözü edilen kuşlardan maksat bir çeşit gerçek kuş olabileceği gibi sinek, sivrisinek vb. mikrop taşıyıcı canlılar da olabilir (bk. Tefsîru cüz’i Amme, s. 157-158). Ancak çağdaş müfessirlerin çoğu dönemin güçlü akımlarından pozitivizmin etkisi altında ortaya konduğunu düşündükleri bu yoruma katılmamış, ona karşı ciddi tenkitler yöneltmişlerdir (meselâ bk. Elmalılı, VIII, 6123-6144; Seyyid Kutub, Fî Zılâli’l-Kur’ân, VI, 3976-3979). Sonuç olarak Allah’ın evini yıkmaya kalkışan saldırgan bir güç, bir mûcize neticesinde cezasını görmüş; hiçbir şekilde düşmana karşı koyma imkânı bulamayan ve şehri terkedip dağlara çekilen Mekke halkı da bu olaydan zarar görmeden kurtulmuştur.
Pişkin tuğla
” diye çevirdiğimiz 4. âyetteki siccîl kelimesi “
taşlaşmış çamur
” demektir. Son âyetteki asf kelimesi ise “ekinin samanı ve buğday kapçığı gibi güve, böcek ve kurtçukların yediği, rüzgârın sağa-sola savurduğu kırıntılar” anlamına gelir. Müfessirler kuşların, ağızlarında ve ayaklarında bu tür taşlar götürüp
Ebrehe
ordusunun üzerine fırlattıklarını, sonuçta askerlerin birçoğunun bu taşların etkisiyle öldüğünü,
Ebrehe
’nin ise yaralı olarak
San
a’ya döndükten sonra orada hayatını kaybettiğini ifade etmişlerdir (Taberî, XXX, 196; Râzî, XXXII, 96-97). “
Allah onları yenilip çiğnenmiş ekine çevirdi
” meâlindeki son âyet,
Ebrehe
ve ordusunun nasıl büyük bir felâkete mâruz kaldığını ve sonuçta helâk olduğunu gösterir. Bu olayın Mekkeliler için öneminden dolayı bu yıla “
Fil yılı”
denilmiş ve onlar olayı bir süre tarih başlangıcı olarak kullanmışlardır.
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt:5 Sayfa:689-691

Fatiha ve Kısa sureler


#Fil Suresi
#Diyanet
#elemtera
3 yıl önce