Hırka-i Saadet Dairesi’nin, havuzlu taşlığa bakan duvarı. Hacet penceresi ve padişahların gasil çeşmesi burada bulunuyor.
Osmanlı'da Peygamber sevgisinin en büyük timsali olan Hırka-i Saadet Dairesi, Topkapı Sarayı'nın en mûtenâ yeridir. Mukaddes Emanetleri ilk günden itibaren hürmet ve muhabbetle taht odasında muhafaza eden padişahların, neredeyse doğumdan ölüme kadar bütün hayatları bir şekilde bu daireyle ilişkilidir.
1/ 43
Peygamber ve sahabe yadigârlarının muhafaza edildiği yer olan Hırka-i Saadet Dairesi, Enderun Avlusu’nda padişahların kendilerine mahsus dairesiydi. Fatih Sultan Mehmet tarafından Has Oda olarak inşa edildi. Çeşitli dönemlerde tamirler gördü. En ciddi tamir, Sultan 3. Ahmet zamanında yapıldı. Günümüzdeki görünümünü bu tamirde kazandı.
2/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi’nin giriş kapısı üzerinde yer alan Kelime-i Tevhid, Sultan 3. Ahmet tarafından yazılmış.
3/ 43
Girişteki ilk iki mekândan oluşan Şadırvanlı Sofa. Adını, birinci kubbe altında bulunan şadırvandan alan sofanın, diğer kubbesi altında da padişahın oturması için bir seki olurmuş. Kubbelerin her ikisinde de aydınlık feneri bulunuyor.
4/ 43
Şadırvanlı Sofa’yı örten aydınlık fenerli kubbeler.
5/ 43
Ortama su sesi veren şadırvan, zaman zaman namazlarını burada kılan Has Odalıların abdest alma yeriymiş. Bu şadırvan, Has Oda’nın girişindeki mermer kuyuyla birlikte Osmanlı inceliğinin saraydaki en önemli timsalidir. Has Odalılar, daireye her giriş çıkışta dışarıdan içeriye toz getirmemek, içeriden de dışarıya toz çıkarmamak için bir hürmet ifadesi olarak ellerini şadırvanda yıkarlarmış.
6/ 43
Dairenin temizliğinde çıkan tozlar ayak altında çiğnenmesin diye, kapı girişindeki sekinin köşesinde bulunan bu mermer kuyuda muhafaza edilirmiş.
7/ 43
Girişin önündeki revakların altında, sağ dip köşede duran mermer dibekte Hırka-i Saadet Dairesi’nde yakılması âdet olan buhur hazırlanırmış. Bunun için amber ve öd ağacı dövülerek ezilir, gülsuyu ve ıhlamurla hamur gibi yoğrularak kalıplarda şekillendirilir ve özel şamdanlarda yakılarak, dairenin her zaman güzel kokması sağlanırmış.
8/ 43
Duvarları, silme hizasına kadar renkli çinilerle kaplı Şadırvanlı Sofa’da; Sahabe kılıçları, Kâbe’deki Tevbe Kapısı kanadı, Kâbe kilitleri, Kâbe olukları ve bir Kâbe maketi sergileniyor. Odanın başköşesiyse Hacerü’l Esved Mahfazası’na ayrılmış.
9/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ilk bölümü şadırvanlı sofada sergilenen Kâbe oluğu. Kâbe'nin damında biriken yağmur sularını boşaltmak için yapılan oluklar yenilendikçe eskileri Mukaddes Emanetler arasına alınırmış.
Altın kaplama olarak imal edildiklerinden bu oluklar halk arasında Altın Oluk olarak biliniyor.
10/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ilk bölümü şadırvanlı sofada sergilenen Hacerü'l Esved mahfazası.
11/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ilk bölümü şadırvanlı sofada sergilenen sahabe kılıçları.
12/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ilk bölümü şadırvanlı sofada sergilenen Kâbe kilidi.
13/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ilk bölümü şadırvanlı sofada muhafaza edilen, Kâbe'nin tevbe kapısı kanadı.
14/ 43
Arzhane’ye açılan bir camekân ardından görünen bu oda, Hırka-i Saadet Dairesi’nin en önemli yeri. Geçmişte padişahların taht odası olan Has Oda, 2. Mahmut’tan itibaren yalnızca Peygamber Efendimiz’in hatıralarına tahsis edilmiş ve O’na has bir oda haline gelmiş. Burada bulunan Hırka-i Saadet sandığı, gümüş şebekeli taht, mahfaza içindeki Sancak-ı Şerif, günümüzde sadece Arzhane’ye açılan kısımdan ziyaret edilebiliyor.
15/ 43
Has oda girişinde bulunan gümüş şebekeli taht, Sultan 4. Murat tarafından sarayın o dönemdeki kuyumcubaşısına yaptırılmış. Kuyumcubaşı da Evliya Çelebi’nin babası Derviş Zıllî Mehmet. Sultan 2. Mahmut döneminde oda tamamen Kutsal Emanetler’e tahsis edilince, Hırka-i Saadet, yüksek bir sehpa üzerinde altından yapılan büyük bir sandık içerisine yerleştirilmiş.
16/ 43
Hazreti Peygamber’in, meşhur Kaside-i Bürde yazarı Şair Ka’b’a hediye ettiği hırkası, İslâm tarihinde hilâfet alâmeti olarak kabul gördü. Emeviler, Abbasiler, Memlûklular ve nihayet Mısır fethiyle Osmanlı hanedanına intikal etti. Hırka-i Saadet, yüzyıllar boyunca büyük bir ihtimamla çeşitli mahfazalar içinde saklandı. Halen kullanılan mahfaza Sultan Abdülâziz tarafından yaptırılmış. Hırka, bu mahfazanın içinde yedi adet bohçaya sarılı olarak korunuyor.
17/ 43
Sancak-ı Şerif’in muhafaza edildiği gümüş sandık, Has Oda’dan Arzhane’ye açılan bölüm önünde yer alıyor. Hazreti Peygamber’in aziz yadigârı, zamanla yıpranıp adeta toz haline geldiği için, yeşil atlastan bir torba içinde bu sandıkta muhafaza ediliyor.
18/ 43
Ukab adı verilen siyah renkli Sancak-ı Şerif, Hz. Aişe’ye ait yünlü bir örtüden kare şeklinde yapılmış. Gazalarda bu sancak peygamberimiz tarafından ashaptan belli kişilere teslim edilirdi. Hz. Muhammed’in vefatından sonra sırayla dört halifenin emanetinde olarak savaşlarda ordunun önünde taşındı. Daha sonra Emevi ve Abbasilere intikal etti. Mısır’ın Yavuz tarafından fethinin ardından da Osmanlılar’a geçti.
19/ 43
Dairenin mekânlarından biri olan Arzhane, padişahla görüşmeye gelenlerin kabul edildikleri yerdi. Duvarları 16. ve 18. yüzyıl çinileriyle kaplı odanın, cülûs ve Ramazan ayının ortasındaki Hırka-i Saadet ziyareti gibi önemli günlerde, sadrazam ve saray ileri gelenlerinin tebrikleşme için toplandıkları yer olarak kullanıldığı da biliniyor.
20/ 43
Arzhane’yi örten kubbe.
21/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ikinci bölümü olan Arzhane'de muhafaza edilen, sakal-ı şerifler ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in Kıpti Kavmi Reisi Mukavkıs'a gönderdiği mektubun mahfazası.
22/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ikinci bölümü olan Arzhane'de muhafaza edilen; Peygamber Efendimiz'in Uhud Savaşı’nda kırılan dişinin yer aldığı mahfaza, kabir toprağı mahfazası ve nalın-ı saadet (sandalet) mahfazası.
23/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ikinci bölümü olan Arzhane'de muhafaza edilen; Peygamber Efendimiz'in Kıpti Kavmi Reisi Mukavkıs'a gönderdiği mektup mahfazası, sakal-ı şerifler, nalın-ı saadet (sandalet) mahfazası ve altından yapılmış Hilye-i Saadet. Hz. Muhammed’in dış görünüşünü, özelliklerini ve güzel sıfatlarını anlatan metinlerin yer aldığı Hilye-i Saadet enteresan bir forma sahip.
24/ 43
Peygamber Efendimiz’in katıldığı savaşlarda kullandığı iki kılıcı ve yayı, Hırka-i Saadet Dairesi'nin ikinci bölümü olan Arzhane'de muhafaza ediliyor.
25/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi'nin ikinci bölümü olan Arzhane'de muhafaza edilen, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kılıçları.
26/ 43
Osmanlı, sarayın bu imtiyazlı bölümünde, Peygamber Efendimiz’in hırkası hürmetine dört yüz yıl boyunca 24 saat Kur’an-ı Kerim okuttu. Yavuz Sultan Selim’in, adeta manevi bir nöbet haline getirdiği bu ulvî gelenek, Cumhuriyet döneminde bir ara kesintiye uğramış olsa da günümüzde devam ettiriliyor.
27/ 43
Arzhane’den geçilen Emanet Hazinesi bölümünde sergilenen gümüş Hırka-i Saadet mahfazası.
28/ 43
Dairenin temizliğinde kullanılan gümüş faraş ve gümüş saplı süpürge, Emanet Hazinesi bölümünde sergileniyor.
29/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi’nin mekânlarından biri olan Destimal Odası. Burası padişahların şahsî hizmetini gören ve aynı zamanda üst düzey devlet hizmeti için eğitilen Has Odalılar’ın koğuşuymuş. Destimal Odası adını 19. yüzyılda almış. Padişahlar, Ramazan’da düzenlenen Hırka-i Saadet ziyaretlerinde, Hırka-i Saadet’e sürdükleri “Destimal” adlı tülbentleri devlet adamlarına hediye ederlerdi. Ortasında ve kenarlarında beyitler bulunan tülbentlerin burada hazırlanması ve muhafaza edilmesinden dolayı, mekân Destimal Odası olarak adlandırılmış.
30/ 43
Destimal Odası’nda muhafaza edilen peygamberimizin ayak izi, bir destimal örneği ve destimal kalıbı.
31/ 43
Destimal Odası’ndaki Mukaddes Emanetler arasında yer alan Hz. Yahya’nın kol ve kafa tası kemikleriyle mahfazaları, Hz. Yusuf’un sarığı ve Hz. İbrahim’in taş tenceresi.
32/ 43
Destimal Odası’ndaki Mukaddes Emanetler arasında yer alan Hz. Yahya’nın kol ve kafa tası kemikleriyle mahfazaları.
33/ 43
Destimal Odası’nda yer alan Hz. İbrahim’in taş tenceresi.
34/ 43
Destimal Odası’nda muhafaza edilen Hz. Musa’nın elinde mucizelere sahne olan asa.
35/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi’nin, Revan ve Bağdat köşkleri ve Sünnet Köşkü’nün bulunduğu havuzlu taşlığa bakan revaklı bölümü.
36/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi’nin, Revan ve Bağdat köşkleriyle Sünnet Odası’nın bulunduğu havuzlu taşlığa bakan revaklı bölümü. Uçta Sünnet Odası görülüyor.
37/ 43
Sünnet Odası süslemelerinde İznik çinileri hâkim. Özellikle sofaya bakan cephesinin çinileri muhteşem. Kapının iki yanında bulunan yekpare levhalardan oluşan panolar, boyut ve desen özellikleri bakımından Türk çini sanatının en dikkat çekici örnekleridir.
38/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi’yle aynı çatı altında yer alan Sünnet Köşkü. Bu küçük köşke Sünnet Odası denmesinin üç ayrı sebebi var. Birincisi, şehzadelerin sünnet merasimleri burada yapılırmış. İkinci sebep, padişahlar namazın sünnetini burada kıldıktan sonra cemaate katılırlarmış. Bu da bir peygamber sünnetidir. Üçüncü sebep ise padişahlar sünnet olan sakal tıraşlarını burada olduktan sonra abdest alarak Cuma Selamlığı’na veya Mevlit Alayı’na katılırlarmış.
39/ 43
Dairenin, Revan ve Bağdat köşklerinin bulunduğu havuzlu taşlığa bakan duvarındaki çeşme, vefat eden padişahların gasil yeriymiş. Çeşmenin üstündeki kitabe ve barok stilindeki alınlık, 2. Mahmut zamanındaki yenileme sırasında konulmuş. Cephede görülen mermerler, Yavuz’un Mısır’ı fethinden sonra Memlûk üslûbunda yapılmış.
40/ 43
Vefat eden padişahın naaşı çeşmenin önüne getirilir, buraya bir çadır kurulur ve cenazenin gasli Darüssaade Ağası yazıcısı tarafından yapılırmış.
41/ 43
Hırka-i Saadet Dairesi’nin, havuzlu taşlığa bakan duvarı. Hacet penceresi ve padişahların gasil çeşmesi burada bulunuyor.
42/ 43
Mukaddes Emanetler Dairesi’nin önündeki mermer seki ve dairenin temizliğinde çıkan tozların saklandığı mermer kuyu. Padişahlar vefat edince naaşları bu mermer sete koyularak tezkiyeleri yapılır ve helâllik alınırmış. Cenaze başında da Osmanlı’da önemli bir ilmî rütbe olan Ayasofya Kürsü Şeyhi dua okur, yeni padişah ve devlet erkânı da bu dualara âmin dermiş.
43/ 43
Dünyada; din, tarih ve güzel sanatların birbiriyle ahenkli olarak kaynaştığı tek yapı olan Hırka-i Saadet Dairesi, Yavuz Sultan Selim’den bugüne hükümdarlardan devlet adamlarına, ulemadan halka peygamber sevgisiyle dolup boşalan gönüllerin huzur aradıkları ve içinde huzur soludukları kutsal bir ziyaretgâh oldu. Olmaya da devam ediyor.
#Topkapı Sarayı
#Hırka-i Saadet Dairesi
#Mukaddes Emanetler
9 yıl önce