DEAŞ saldırısıyla sakat kalan kardeşler Türkiye'de hayata tutundu

İzmir'in Karabağlar ilçesinde dedeleri Abdülkadir İbrahim (65) ve babaanneleri Fehime Halil (62) ile tek odalı evde yaşayan en büyüğü 10 yaşında üç kız kardeş, yaşadıkları acının izlerini halen bedenlerinde taşıyor.

Suriye'nin El-Bab bölgesinde terör örgütü DEAŞ'ın saldırısında anne ve babalarını kaybeden, ikisi sakat kalan biri de yaralanan 3 kız kardeş, Fırat Kalkanı Harekatı sonrası getirildikleri Türkiye'de sağlıklarına kavuştu.

El-Bab bölgesinde terör örgütü DEAŞ'ın düzenlediği roketli saldırıda anne ve babasını kaybeden çocuklardan 10 yaşındaki Nur'un sol bacağı kesilirken sağ bacağında ise parçalı kırık oluştu, 7 yaşındaki kardeşi Cinan'ın omuriliği zarar gördü ve belden aşağısı felç oldu. Vücuduna şarapnel parçaları isabet eden 8 yaşındaki Şehed ise yaralandı.

Kardeşler, El-Bab'daki sınırlı tedavi imkanları nedeniyle Türk askerleri tarafından tedavileri yapılmak üzere Türkiye'ye getirildi.

Kahramanmaraş ve İzmir'de yapılan başarılı ameliyatlar sayesinde 3 kız kardeş hayata tutunmayı başardı.

Fizik tedavisi süren Cinan tekerlekli sandalye yardımıyla, ablası Nur ise takılan protez bacağıyla yürümeye başladı.

Nur İbrahim, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kardeşleriyle tarif edilemez acılar yaşadıklarını, bir çocuk için anne ve babasız kalmanın anlatılamayacağını belirtti.

Babasının, roket saldırı başlayınca zarar görmesinler diye kendilerini bir odaya sakladığını, roketin isabet alması sonucu anne ve babasının yaralandığını dile getiren Nur, "O halde bize ambulans bulmak için ikisi de dışarı çıktı. Onları en son o zaman gördük. Sonra isabet eden bir başka roket ile hayatlarını kaybettiler. O anı asla unutamıyorum." dedi.

Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında bölgeye huzur getiren Türk askerlerinin kendisi ve kardeşlerinin kurtarıcısı olduğunu söyleyen İbrahim, bölgedeki bir ambulansla Türkiye'ye gönderilip hemen ameliyata alındıklarını, o sayede yaşama tutunduklarını ifade etti.

İbrahim, bacağının kesildiği günü gözyaşlarıyla anlatırken, "Türk doktorlar, tekrar yürümem için çok çaba harcadı. Bana protez yaptıracaklarını söylediler. Protezimi getirip taktıkları günü hayatım boyunca unutamam. Benim ve kardeşlerimin yeniden sağlıklarına kavuşmaları için çok uğraştılar. Onlar sayesinde yeniden yürüyorum." diye konuştu.

Ülkesinde ilkokul birinci sınıfa başladığını aktaran İbrahim, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle okuluna ara vermek zorunda kaldığını, gelecek yıl tekrar okula başlayıp büyüdüğünde öğretmen olmak istediğini söyledi

Suriyelilerin Türkiye'yi ikinci vatan olarak gördüğünü vurgulayan İbrahim, şöyle devam etti:

"Bize Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, tüm yetkililer ve Türk halkı çok iyi davrandı ve sahip çıktı. Türkiye'de çok mutluyuz. Türk ordusuna, bizi kurtardığı için çok teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile tanışıp, yaptıkları için teşekkür etmek amacıyla onun elini öpmek istiyorum."

Dede Abdülkadir İbrahim ise kendisinin torunlarından daha önce Türkiye'ye sığınmak zorunda kaldığını, torunlarının sağlığına kavuştuğunu görünce oğlu ve gelininin acısını bir nebze de olsun azalttığını kaydetti.

Fırat Kalkanı Harekatı sayesinde bölgeye huzurun geldiğini belirten dede İbrahim, "Şimdilerde El-Bab'da yaşayanların durumları çok iyi, Türkiye sayesinde huzur ve güven içinde yaşıyorlar. İnşallah aynı şeyleri Zeytin Dalı Harekatı'ndan sonra Afrin'deki halk da yaşar. Zeytin Dalı Harekatı'na sonuna kadar destek veriyorum. Çok iyi bir operasyon." diye konuştu.

Torunlarının tüm sağlık giderlerinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından karşılandığını vurgulayan İbrahim, ailesinin yapılan yardımlar sayesinde ayakta durduğunu belirtti.

Türkiye'nin her zaman mazlumun yanında olduğunun altını çizen İbrahim, "Benim tek bir hayalim var, o da terör örgütleri temizlendikten sonra torunlarımın tekrar yürüdüğünü görüp onların elinden tutup Suriye'ye dönmek istiyorum. Ülkeme dönerek torunlarımla yeni bir hayat kuracağım." ifadelerini kullandı.