Erken emeklilik fırsatları emekli olmayı bekleyen vatandaşlar tarafından sorgulanıyor. Eksik ya da bildirilmeyen prim günleri nedeniyle yaşanan mağduriyetin önüne geçmek için 'hizmet tespiti' hakkı bulunuyor. Bu hak sayesinde sigortasız çalışıp mağduriyet yaşayan vatandaşlar açtıkları dava sonucu sigortasız çalışılan günlerini sigortalı hale getirip erken emekli olabiliyor. İşte erken emeklilik için detaylar...
Çalışma sürelerinin işveren tarafından SGK'ya bildirilmemesi ya da eksik bildirilmesi durumunda çalışan işçi alacakları yönünden büyük zarara uğrayabilir. Çalışan bu durumu öğrendiği andan itibaren sigortasız çalıştığı süreyi sigortalı hale getirmek için hizmet tespit davası açabilir. Hizmetin davacı çalışan tarafından sigortasız olarak görülmüş olması ve bu durumun SGK tarafından daha önce tespit edilmemiş olması gerekiyor..
Davayı kişinin kendisi veya vefat durumunda mirasçıları açabilir. Hizmet tespitine konu işyerinde hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içinde mahkemeye başvurulabilir. Aynı iş yerinde birden fazla giriş çıkış yapanların dava açma süresi de işten ilk ayrıldıkları tarihte başlar. Sigortalının vefatı durumunda miracılar sigortalının ölüm tarihinden itibaren dava açabilir..
Davanın kişi lehine sonuçlanması durumunda, talep edilen yıllar içindeki sigorta primleri işveren tarafından ödenir. Sigorta primleriyle birlikte bu süre içinde geçen yasal faiz de işverence karşılanır..
İş Kanunu'nda öngörülen zorunlu arabuluculuk kapsamı dışında bulunuyor. Hizmet tespit davası açmadan önce arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmuyor. Bu davada sonuç kesinleşmeden icra edilemeyen kararlardır. Muhakeme usulüne göre yaklaşık iki ayda sonuçlanıyor. Karar yüksek mahkemeye taşındıysa bir ay içinde gerekçeli karar bildirilir..
Yargıtay kararına göre aylık sigorta primleri bildirgesi, dört aylık sigorta primleri bordrosu, sigortalı hesap fişi gibi belgeleri sunanlar için hak düşürücü süre uygulanmıyor. Nitekim Yargıtay kararında bu belgelerden birisinin işveren tarafından verilmesi halinde burada Kurum'un işçinin çalışmasından haberdar olduğu kabul ediliyor. Kararda bu durumda hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği belirtiliyor..
Mevsimlik çalışılın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü durumunda çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan beş yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak işin sona erdiği yılın esas alınması gerekiyor..
Beş yıllık hak düşürücü sürenin ne zaman başlayacağı özel durumlara göre değişiyor. Yönetmelikte yer alan belgelerin verilmesi durumunda olduğu gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporuyla saptanması halinde de hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez..
Bir işyerinde 2 yıl sigortasız çalıştıktan sonra işten çıkarılan personel için beş yıllık hak düşürücü süre işten ayrıldığı günden itibaren başlar. Diğer yandan 2 yıl sigortasız çalıştırıldıktan sonra sigortası yapılıp 10 yıl daha çalıştırılan kişi 2021 tarihinde işten çıktıysa 2026 yılının sonuna kadar sigortasız çalıştırıldığı dönem için dava açabilir..
Hizmet tespitinde dava açmakla birlikte öne sürülen tarihte çalışıldığının kanıtlanması gerekiyor. Sigorta primleri bordrosun, hesap fişinin yanı sıra aynı dönemde çalışılan ve işveren resmi kayıtlarındaki başka çalışan tanık olarak gösterilebilir. İşverenin Sosyal Güvenlik Kurumu'na verdiği bordrolarda yer alanlardan tanık gösterilebilir. Ayrıca komşu işyerinde sigortalı çalışan da tanık olarak dinlenebilir..
Sosyal güvenlik açısından niteliği itibariyle yasal işlerde çalışarak istihdama katılan kişilerin, çalışmalarının gün veya ücret olarak ilgili kurumlara bildirilmemesi ya da eksik bildirimi olarak tanımlanıyor. Kurum'a hiç bildirilmemesi, çalışma süreleri ve kazançların eksik bildirilmesi şeklinde olabiliyor. Sigortasız çalışanlar birçok yasal haktan yararlanamaz. Çalıştıkları günler emeklilik için geçerli sayılmaz, ihbar, kıdem alamaz, herhangi bir nedenle sakatlanıp çalışamaz duruma gelindiğinde malullük aylığından yararlanamazlar. Vefat durumunda aile bireyleri ölüm aylığı alamaz.