|

'100 yıl öncekilere bu kez fırsat vermeyeceğiz'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde Medine'den İstanbul'a vatan savunmayı vurguladı. İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Abdullah Muradoğlu ve Hatice Karahan da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:20 - 13/12/2016 Salı
Güncelleme: 09:38 - 13/12/2016 Salı
Yeni Şafak

Hasan Öztürk, İsmail Kılıçarslan, Kemal Öztürk, Abdullah Muradoğlu ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:


Madem bize yöneldiler... O halde ölmek var dönmek yok!

Dün Lawrence'nin kandırıp, örgütlediği bazı Arap aşiretler Hicaz'da başımıza musallat olmuştu…




Bugün Michael Rubin'ler, Hanri Berkley'ler gibilerin eliyle yönlendirilen FETÖ, PKK gibi örgütlerle Anadolu'da başımıza musallat oluyorlar.




Fakat bilmiyorlar, tarihimizde son nefesimizi verinceye kadar nasıl mücadele ettiğimizi. Ve hem içerideki hainlere hem onların ağababalarına karşı nasıl bir direnç gösterdiğimizi.




Bakın 100 yıl önce Fahrettin Paşa, Medine Müdafaası sonrasında Efendimiz'e (as) veda anında neler yazmış günlüğüne...





Şehadet şerbetini içersem...

Olur da bir terör saldırısında şehadet şerbetini içersem vasiyetim şöyledir:




1. Vurulup düştüğüm andan itibaren 'rating' yarışına giren bir takım medya organları saldırının fotoğraflarını yayınlamasınlar. Olay yerine giden ambulansları tek tek saymasınlar. 'Kahreden detay' falan gibi başlıklar atıp ölümüm üzerinden 'tık manyaklığı' yapmasınlar. Devlet bir yayın yasağı koyduysa buna uysunlar. 'Ama özgür bir ülkede yaşıyoruz' falan gibi bir takım yavelerle yayın yasağını saçma bulmasınlar. Eşim, dostum, arkadaşlarım görmesinler kopmuş kolumu bacağımı. En azından bu nezaketi gösterir mi dersiniz Türk medyası? Elbette hayır. En insaflısı 'gerçi rahmetlinin vasiyeti vardı, fakat saldırıda öyle bir detay vardı ki eminim bunun yayınlanmasını kendisi de isterdi' diyerek benim adıma yargı beyan edecektir. Bundan eminim.




Anladım ki, bu milleti terör asla diz çöktüremez

Beşiktaş'taki saldırı yerine gittim gece.




Bir kenarda durdum. Gelenleri gidenleri, yaptıklarını izledim.




Sonra dedim ki, bir vatanı sevmek böyle bir şeydir.




Çocuğunu, eşini alıp, adını bilemediğin ama ciğerinin bir parçası gibi hissettiğin, o genç polislerin vurulduğu yere gelip, ona dua okumaktır vatanı sevmek.




Orada karanlığa doğru bayrak sallamak, gözyaşı dökmek ve o bayrağı göz yaşıyla ıslatmaktır.




Bir köfte ekmekçinin, orada bekleyenlere bedava yiyecek dağıtmasıdır.





Duygumuzu yok etmek istiyorlar

Bu terör saldırılarının hedefi milletin kendisidir. Görevleri asayişi ve halkın emniyetini sağlamak olan polislerimiz de tıpkı aynı hain saldırıda can veren sivil insanlarımız kadar sivildirler. Terör şebekesi Batı'daki siyasi destekçilerini kaybetmemek için dolaylı yollardan sivilleri hedef almayı tercih ediyor.




“Haklı savaş, haksız savaş” başlıklı kitabında Prof. Michael Walzer terörizmin amacının bir ulusun maneviyatını bozmak ve gösterdikleri dayanışmayı yıkmak olarak tarif eder. Terörizmin yöntemini ise masum insanların 'rast gele' öldürülmesi olarak açıklar. Terör saldırısına rast gelen insanların dindar mı seküler mi, çocuk mu yaşlı mı, kadın mı erkek mi oldukları caniler için zerre kadar önem taşımaz. Tam aksine terörizmin sinsice işleyen mantığı olabildiğince daha fazla sivilin saldırı alanına rast gelmesini umar. Toplumun maneviyâtını kırmak, moral bütünlüğünü bozmak için yapar bunu.




Yepyeni bir sürpriz de değil tabi..

Üzerine konuşup durduğumuz ve epeyce olumsuz gelmesini beklediğimiz 3. çeyrek büyüme verisi dün açıklandı.




“Zor Zamanlar” başlıklı makalemde belirtmiştim: “3. çeyrekte yıllık bazdaki büyüme hızının net ihracattan yine olumsuz etkilendiği ve bu kez iç talepteki desteği de önemli ölçüde yitirdiği anlaşılıyor. Dolayısıyla, 12 Aralık'ta açıklanacak GSYH verileri ne yazık ki, uzun süredir koruduğumuz ılımlı büyüme temposunu kaybettiğimizin haberini verecek.”




Ve maalesef o haber, yıllık bazda %1,8 oranında bir GSYH daralmasıyla geldi.




#Hasan Öztürk
#İsmail Kılıçarslan
#Kemal Öztürk
#Abdullah Muradoğlu
#Hatice Karahan
7 yıl önce