Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çiftlik Bank sistemiyle 77 bin kişiden 511 milyon lira toplayan dolandırıcı Mehmet Aydın’la ilgili hukuki sürecin devam ettiğini söyledi.
"Mahkeme kararlarına itiraz yolları var"
Gül, hakim ve savcıların, mahkemelerin, bağımsız ve tarafsız bir şekilde kendi hallerine bırakılması gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
- "Elbette mahkeme kararları eleştirilebilir, mahkeme kararlarına itiraz yolları var. Bu itiraz yolları denenebilir ama kalkıp da bütün hakimleri 'şöyle hakimler, böyle hakimler' diye töhmet altında bırakmak büyük bir haksızlık. Bugün darbe girişiminden beri, darbecileri yargılayan, büyük bir fedakarlık içerisinde gayret eden hakim ve savcılara kimsenin haksızlık yapmasına asla izin veremeyiz. Hakim ve savcılar kararıyla konuşuyor, çıkıp bir mikrofon karşısında bir grup toplantısında ya da başka bir yerde, bir kürsüde bir mikrofona konuşabilen meslek grupları değil. Ama hakim ve savcılarımız kararıyla konuşur, kararı hatalıysa bu karara karşı itiraz yolları vardır. Elbette ben bir avukat olarak, bakan olarak katılmadığım, eleştirdiğim kararlar var, olur. Bunlar normaldir. Yılda, 10 milyonun üzerinde dosya mahkemelerin, savcıların elinden geçiyor. Doğru olmayan icabında 10 karar, 100 karar olabilir. Bunları elbette bir başka merciye itiraz etme imkanı var. Türkiye'de hukuk sistemi var, işliyor. Bütün hakimleri savcıları, yargılamaları töhmet altında bırakmak büyük bir haksızlık olur. Böyle bir şeye asla müsaade edemeyiz. Çünkü yargı bir grubun, bir kesimin değil, bütün Türk milletinin yargısı. Yargıya bir leke gelirse, elbette bu konuda yargı, adalet duygusu gibi, bu konuda herkesin özenli bir dil kullanması gerekir. Aksi taktirde haksızlık, yargıya bu anlamda bir yargısız infaz doğru değil."
Yanlış bir durumda HSK'ye şikayet yapılabileceğinin altını çizen Gül "Suistimal edildiği, yanlış yapıldığı düşünülen konuyu HSK, müfettişler marifetiyle inceler. Yanlış yapıldığı düşünülüyorsa başsavcılığa, savcılığa şikayet edilir. 'Şu şunu yaptı, bu bunu yaptı.' Varsa elinde bir bilgi, belge gidersin savcılığa yazarsın. Kalkıp da genel, 'hakimler şöyle yapıyor, bu mahkemeler bunu yapıyor' diye orada haksızlık yapmak... Varsa yanlış yapan bir hakim, savcı onun da hesabını elbette vermesi lazım. Ama belgenizi, bilginizi savcılığa vereceksiniz, öyle kalkıp konuşmayla olmaz. Belge, bilgi, delille savcılığa müracaat edersiniz, HSK'ye müracat edersiniz, onlar da gereğini yapar. Yapmazlarsa elbette bunun hesabı da sorulur." değerlendirmesinde bulundu.