Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, memurlara Cuma namazı kolaylığı sağlayan 'Cuma Genelgesi'yle ilgili önemli bir karara imza attı. Kararda, yürütmenin (hükümetin) din ve vicdan hürriyetini sağlaması, vatandaşların ibadetlerini yerine getirmesi konusunda gerekli tedbirleri alması ve kolaylık sağlamasının uluslararası sözleşme, Anayasa ve mahkeme kararlarından kaynaklanan yetki-görev çerçevesinde yapıldığına dikkat çekildi.
8 Ocak'ta Resmi Gazete'de yayımlanan Başbakanlık genelgesiyle, isteyen memurların Cuma namazına gitmelerine mesai kaybına yol açmaksızın izin verilmesi düzenlenmişti. 'Cuma Genelgesi'yle ilgili Ankara Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. "Anayasal düzeni değiştirmek ve görevi kötüye kullanmak" iddiasıyla yapılan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 'şikayet edilen' sıfatıyla yer aldığı suç duyurusunda, genelgenin Anayasa'ya, Türkiye devletinin şekline, laik ve demokratik niteliklerine aykırı olduğu, Başbakan tarafından bu şekilde genelge çıkarılmasının açıkça yetki tecavüzü olduğu iddia edildi.
Şikayeti inceleyen Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu, konu hakkında yetkisi bulunmadığını hatırlatarak, soruşturma ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi. Ayrıca kararda, söz konusu iddialara cevap niteliğinde dikkat çekici ifadeler yer aldı. Din ve vicdan hürriyetine ilişkin AİHM kararları ile İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Anayasa'ndaki düzenlemelere yer verilen kararda, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli koşulları hazırlamaya çalışmanın devletin temel amacı ve görevi olduğu belirtildi.
