|

'Bahçeli'nin bombaları AK Parti'de nasıl karşılandı?'

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Mehmet Acet köşesinde 'Bahçeli’nin bombaları AK Parti’de nasıl karşılandı?' başlıklı yazısını kaleme aldı. Fatma Barbarosoğlu, Yasin Aktay, Nedret Ersanel ve Kemal Öztürk de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:24 - 10/01/2018 Çarşamba
Güncelleme: 10:09 - 10/01/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
Fatma Barbarosoğlu, Kemal Öztürk, Mehmet Acet, Yasin Aktay ve Nedret Ersanel.
Fatma Barbarosoğlu, Kemal Öztürk, Mehmet Acet, Yasin Aktay ve Nedret Ersanel.

Mehmet Acet, Fatma Barbarosoğlu, Yasin Aktay, Nedret Ersanel ve Kemal Öztürk'ün yazılarının dikkati çeken bölümleri:

Mehmet Acet: Bahçeli’nin bombaları AK Parti’de nasıl karşılandı?

Pazartesi günü MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin kahvaltılı basın toplantısından ayrıldıktan sonra, AK Parti’nin karar organlarında görevi bulunan bir isimle buluştuk. Bahçeli’nin, daha iki yıla yakın bir süre olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı seçimleri için “Adayımız Erdoğan” anlamına gelen açıklamasının dumanı tütmeye devam ediyordu ve bu durum, konuştuğum kişi nezdinde biraz şaşkınlık ama daha çok memnuniyetle karşılanmıştı.

Ne olacak? Bundan sonra neler göreceğiz.. diye sorular sordum.

Fatma Barbarosoğlu: ‘Her şey çoook güzel’ MİŞ!

Ayaküstü, “kederli dörtler korosu” olarak, hayatın aksayan yönlerini konuşuyorduk.

“Kederli dörtler korosu” dediğime bakmayın, yandık bittik kül olduk, vay gençler ne kadar bozuldu söylemi değil bizimki. Kadim olan dertler ile yeni dertleri, sistemsel dertler ile bireysel dertleri, ahiret bilinci eksikliğinden kaynaklanan dertler ile şehir hayatının dayattığı dertleri, düğüm olmuş bir çilenin içinden çıkarmaya çalışan bir hal ile kederli idik.

Kederimiz giderek artıyor, çünkü dört bir taraftan “reis bunları halleder niye bunları reise söylemiyorsunuz bir randevu alsanız” diyerek kendi mesuliyetini parantez içine alanlarla, ya da, “Bütün bunları AK Partiyi iktidar etmeden önce düşünecektiniz” diyenlerle karşılaşıyoruz.  

İnsanları bu kadar mesuliyetsiz kılan nedir?  

Bu iki söylem birbirine çok uzak gibi geliyor değil mi? Hayır değil. Bunlar  aynı madenin iki farklı yüzü.   

Benim okumalarım  gündelik siyaseti merkeze almayan okumalardır. Ahlak ile ilgilenirim. Ve esasında insanın fıtratının bozulmasını ya da olgunlaşmasını merkeze alırım.

Yasin Aktay: “Terörle mücadelede hikmet yolu”: Malezya Uluslararası Güvenlik Diyaloğu

Geçtiğimiz hafta Malezya hükümetinin düzenlediği Putrajaya Uluslararası Güvenlik Diyaloğu toplantısına katılmak üzere AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Sayın Mehdi Eker’le birlikte Malezya’daydık.

Uluslararası bir örgütlülüğe ve yaygınlığa sahip bir tehlike olarak DEAŞ’ın ne idüğünü anlamaya çalışaduralım, nerede iyi kötü giden bir İslami çaba, model, veya hayatiyet mücadelesi varsa orada peydahlanıp bilhassa Müslümanların toplam yararlarına kast ettiğini görmek artık şaşırtıcı olmuyor. Bugün dünyada aslında DEAŞ’ın faaliyetlerinden, anlayışından ve zararlarından en fazla şikayet etme hakkına sahip olanlar, Müslümanlardır. DEAŞ bahanesiyle Müslüman dünyayı işgal eden, onları huzursuzluğa gark eden Batılı güçlerin gerçekte DEAŞ’tan şikayetçi olduklarına inanmak için haddinden fazla saf olmak gerekiyor.

Neticede DEAŞ, küresel planda Müslüman coğrafyalar üzerinde uygulanmak istenen bütün ameliyatlar için anestezi işlevini yerine getiren bir narkoza dönmüş durumda. Bütün sinirler ve refleksler DEAŞ dolayısıyla uyutulmuşken, Müslüman coğrafya üzerinde istenen operasyonlar yapılıyor. Üstüne üstlük Müslüman dünya DEAŞ’ın tepe tepe kullandığı aşırılıkçı düşüncelerin hesabını vermek zorunda bırakılıyor.

Nedret Ersanel: Kurdun dişine kan değmesin...

Bu ‘gelen’ nedir?.. Bir, Rus gazeteleri, askeri kaynaklara dayanarak 31 Aralık Pazar günü, Rus Hava Kuvvetleri’nin konuşlandığı Hemymim Hava Üssü’nün saldırıya uğradığını, saldırıda 7 savaş uçağının kullanılamaz hale geldiğini duyurdu...    (04/01.)

İki, Cumhurbaşkanı: “(ABD’ye) Kusura bakmayın. Böyle mi yaklaşıyorsunuz. Öyleyse aramızdaki ikili ilişkilerdeki uluslararası hukuk ve ikili hukuk anlaşmaları da ne yapıyor böylece? Hükmünü yitiriyor! Bundan sonraki süreç-üzülerek söylüyorum ki-böyle işleyecektir”... (05/01.)

Üç, "Vurduk mu oturturuz. Ne PKK birşey yapabilir ne YPG. Hadi güçleri yetiyorsa terör koridoru meselesinde yürüsünler. O terör koridoru olarak düşündükleri yeri onlara mezar ederiz. Konuya ABD bakışı ile değil Türk’ün bakışı ile bakın”... (07/01.) 

Dört, “ABD yönetimi, Suriye Demokratik Güçleri, (yani YPG-PYD) kontrolünde bulunan Fırat Nehri’nin doğusundaki bölgelerle ilgili, diplomatik tanıma dahil bir dizi somut adım atmaya hazırlanıyor. ABD Savunma Bakanı James Mattis’in ABD’nin adı geçen bölgelere diplomatik heyetler göndereceğine dair açıklaması, Washington tarafından atılacak somut adımların bir işareti”... (07/01, Eşşark el-Avsat.)

Kemal Öztürk: Seçim kampanyası başladı sloganı da belli

Başım döndü resmen. Hangi açıklamayı takip edeceğimi, hangisine şaşıracağımı, hangisine sevineceğimi bilemedim. İç siyasette resmen fırtına gibi esiyor. Niyetim birkaç tane dış politika yazısı yazmaktı. Cidden önemli gelişmeler oluyor. Erdoğan Fransa ziyareti dönüşü uçakta açıkladı mesela. Yok “kodum mu oturturuz” kısmı değil. O da önemli tabii. Hangi Cumhurbaşkanı’ndan böyle açık sözlü tespitini gördük.

Benim dikkatimi çeken, Erdoğan’ın AB’den, Filistin-İsrail barış görüşmelerinde arabulucu olmasını isteyecek olması. Bu konu, uçakta bulunan Star Gazetesi Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak’ın da dikkati çekmiş ki manşete bir tek o çıkarmış. İşte bunu yazacaktım. Çok önemli hamle uluslararası siyaset açısından.

Sonra üzerinde çalıştığım birkaç kavram vardı dış politikada, onları yazacaktım. İslam dünyasını ilgilendiren konular vardı, onları size anlatacaktım… 

Gelin görün ki, öylesine kuvvetli bir fırtına esti ki iç politikada, elimizdeki, avucumuzdaki her şeyi savurup attı. Şimdi gel de bîgâne kal, görmezden gel, yazma, umursama… En başta kalem itiraz eder.

#Mehmet Acet
#Fatma Barbarosoğlu
#Yasin Aktay
#Nedret Ersanel
#Kemal Öztürk
6 yıl önce