|

Çavuşoğlu: ABD'nin elinde en sağlam dosya var

FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi için çalışmaların sürdüğünü belirten Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Gerekli belgeleri ABD makamlarına ilettik. Geçici olarak tutuklaması ve bize iade etmesi için şu anda en sağlam dosya FETÖ ile ilgili Washington'da mevcuttur" diye konuştu.

Yeni Şafak
19:36 - 8/11/2016 Salı
Güncelleme: 22:20 - 8/11/2016 Salı
AA

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Dışişleri Bakanlığının 2017 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı.



Geçen yılki bütçe görüşmelerinden bu yana Türkiye'de ve dünyada önemli gelişmeler olduğunu belirten Çavuşoğlu, bunların en önemlisinin 15 Temmuz darbe girişimi olduğunu dile getirdi.



Çavuşoğlu, FETÖ ile mücadelenin, dış politikanın önceliklerinden biri olduğunu belirterek, TBMM'nin, FETÖ'nün gerçek yüzünün yabancılara anlatılması konusunda çok önemli rol üstlendiğini ifade etti.



TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın Demokrasi ve Dayanışma Zirvesi düzenlediğini, uluslararası kurumların parlamenter asamblelerinin temsilcilerinin Türkiye'ye gelerek yaşanılan tehdidi bizzat gördüklerini anlatan Çavuşoğlu, iktidar ve muhalefet partilerinden milletvekilerinin çeşitli ülkelere giderek yabancı muhataplarını bilgilendirdiğini kaydetti.



Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'yi ziyaret eden yabancı konukları Meclisi ziyaret etmeye yönlendirdiklerini dile getirerek, "Meclisimize yapılan saldırıyı bizzat görmelerini, 15 Temmuz gecesi yaşananları milletvekillerimizden dinlemelerini sağlıyoruz.Gazi Meclisimizin bu çalışmaları, bizim yurtdışındaki çabalarımıza büyük katkıda bulunuyor. FETÖ, gerçek anlamıyla uluslararası bir terör örgütüdür. Dolayısıyla, FETÖ'yle mücadelenin yurtdışı boyutu büyük önem taşıyor." diye konuştu.



İkili ziyaretlerde FETÖ tehdidi anlatıldı


Dış temsilciliklerde bugüne kadar, cumhurbaşkanı düzeyinde 64, başbakan düzeyinde 88, bakan düzeyinde 597, milletvekili düzeyinde ise bin 444 temas olduğunu paylaşan Çavuşoğlu, diğer üst düzey yetkililerle beraber yaklaşık 8 bin 400 temasın gerçekleştirildiğini kaydetti.



Mevlüt Çavuşoğlu, dış temsilciliklerin yazılı ve görsel basınla gerçekleştirdiği mülakat sayısının 2 bin 270, basın toplantısı sayısının 236, yayınlanan makale ya da mektup sayısının ise 488 olduğunu kaydetti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:


  1. "Girişimlerimiz sonucunda, İslam İşbirliği Teşkilatı geçtiğimiz günlerde tarihi bir karar alarak FETÖ'yü terör örgütü ilan etti. Böylece FETÖ'nün; Türkiye'nin, İslam ülkelerinin ve diğerlerinin kamu düzenine, güvenlik ve istikrarına yönelik tehdit oluşturduğu kayıt altına alındı. Üye devletler, FETÖ'ye karşı gerekli her türlü tedbiri almaya ve bu yönde ülkemizle işbirliği yapmaya davet edildi. İİT Genel Sekreteri de kararın uygulanmasını takip etmekle ve 2017'de gerçekleştirilecek İİT 44. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısına bu konuda bir rapor sunmakla görevlendirildi."

Körfez İşbirliği Konseyi Dışişleri Bakanları ile 13 Ekim'de yaptıkları toplantıda FETÖ'nün terör örgütü ilan edildiğini anımsatan Çavuşoğlu, ikili ziyaretlerde ve katıldıkları çok taraflı toplantılarda FETÖ tehdidini anlattıklarını aktardı.



FETÖ'nün faaliyet gösterdiği ülkelerde girişimler aralıksız sürüyor


Mücadelenin ikinci ayağının, FETÖ'ye bağlı kuruluşların kapatılmasını ve devralınmasını sağlamak olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, bakanlık verilerine göre, bugüne kadar 7'si dernek statüsünde, 72'si okul veya eğitim merkezi olmak üzere 79 FETÖ kuruluşunu kapattırdıklarını veya yönetiminin devrini sağladıklarını vurguladı. Çavuşoğlu, "Somali, Azerbaycan, Sudan, Libya, Ürdün, Gine, Angola, Kazakistan ve Tacikistan'daki FETÖ okulları kapatıldı ya da bunlara el konuldu. Gine'de devralınan beş okuldan ikisine Şehit Ömer Halisdemir'in adı verildi. FETÖ'nün faaliyet gösterdiği bütün ülkelerde girişimlerimiz aralıksız sürüyor. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ve Maarif Vakfımızla tam bir uyum ve işbirliği içerisinde çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.



ABD'nin elinde en sağlam dosya var


Çavuşoğlu, terörist başı Fetullah Gülen ile diğer örgüt üyelerinin iadesi için uğraştıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:



  1. "Bazı FETÖ üyeleri değişik ülkelerden ülkemize iade edildi. Bunların isimlerini ve iade aldığımız kişilerin isimlerini, o ülkelerin ricası üzerine, hepsini açıklamıyoruz ama bazılarını bildiğiniz gibi açıkladık. Pensilvanya'daki örgüt liderinin iadesi için de Adalet Bakanlığımızla birlikte çabalarımız sürüyor. Gerekli belgeleri ABD makamlarına ilettik. Son olarak Adalet Bakanımız Washington'u ziyaret etti. Şu anda ABD'nin elinde en sağlam dosya var. Geçici olarak tutuklaması ve bize iade etmesi için şu anda en sağlam dosya FETÖ ile ilgili Washington'da mevcuttur."

FETÖ'nün bakanlığına sızdığını belirten Çavuşoğlu, bugüne kadar örgütle bağlantısı olduğu tespit edilen 440 personelin ilişiğini kestiklerini anlattı.



Bakanlığının bir yandan da PKK, DHKP/C, DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütleriyle mücadeleye katkı sağladığını dile getiren Çavuşoğlu, PKK ve DHKP/C'nin yurtdışındaki propaganda faaliyetlerine, finansman ve eleman devşirme çalışmalarına karşı önlem aldıklarını kaydetti.


  1. Çavuşoğlu, "Ne yazık ki özellikle bazı Avrupa ülkelerinin terörle mücadele çabamıza yeterince destek vermediğini görüyoruz. Bunu kendilerine de söylüyoruz. Bu, kabul edilemez bir çifte standarttır, ikiyüzlülüktür. Terör örgütü kendilerini hedef aldığı zaman çok iyi bir işbirliği ve dayanışma var ama Türkiye'yi hedef aldığı zaman tüm faaliyetlerine izin veriyorlar, adeta ev sahipliği yapıyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin 3 milyon Suriyeli ve Iraklı'ya ev sahipliği yaptığını hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriyelilere yönelik bütçeden 12 milyar dolardan fazla harcama yaptığını, bu rakamın belediyeler ve STK'ların da eklenmesiyle 25 milyar dolara yaklaştığını vurguladı.



Çavuşoğlu, "Ne yazık ki küresel problemler göç krizi veya ekonomik meselelerle sınırlı değil. Bugün, özellikle Avrupa'da artan yabancı düşmanlığı, aşırıcılık ve İslamofobi gibi eğilimlerin bilhassa Batı dünyasında giderek arttığını görüyoruz.Biz, yaptığımız bütün temaslarda, bu meselelere dikkati çekiyoruz. Bu artan trendin tehlikesine işaret ediyoruz. Yavaş yavaş özellikle Avrupa'yı 2. Dünya Savaşı öncesine götürüyor. Bunu söylerken abartmış değiliz." değerlendirmesinde bulundu.



Başika kampı ile ilgili gelişmeler


Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Irak'ın yıllardır kaos içerisinde olduğuna ve hükümetin kendi ülkesinde egemenliğini tam olarak kullanamadığına işaret ederek, şöyle devam etti:


  1. "DEAŞ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleri Irak'ta yuvalanmış durumda. Bu duruma elbette seyirci kalamazdık. Bu ülkede elini kolunu sallaya sallaya gezen PKK'nın ve DEAŞ'ın özellikle ülkemize ve vatandaşlarımıza yönelik tehdit oluşturmasına izin veremezdik. Bu yüzden, Irak'a destek oluyoruz. Irak ordusuna malzeme verdik. IKBY güvenlik güçlerine de eğitim sağladık.Irak makamları, Başika'da Musullu gönüllüleri eğitmemizi istemişti. Daha sonra biliyorsunuz gereksiz bir gerginlik oldu. Başika'da eğittiğimiz gönüllüler, Musul operasyonunda yer alıyor. Bu eğitimin de amacı buydu. DAEŞ'e karşı yerel güçleri eğitmek, güçlendirmek ki, kendi şehirlerini DAEŞ'ten kurtarsınlar.

Biz, Irak hükümetine karşı hep dürüst olduk. Özellikle de 'Mezhepçilik yapmayın' uyarısını çok yaptık. Maalesef bu mezhepçiliğin acısını Irak halkı çekiyor. Başika kampı konusu da işte bu mezhepçi bakış açısı nedeniyle gereksiz bir kriz haline geldi. Biz bu meseleyi diplomatik yolla çözmek için Iraklılarla görüşmeye devam ediyoruz. Üç temasta bulunduk. Roma'da, İstanbul'da ve Bağdat'ta. Şimdi onların gelmesini bekliyoruz. Amacımız, kampı koalisyon bünyesine almak ve Irak'la birlikte çalışmaktır."



Türkiye'nin Musul operasyonu konusunda da hassasiyetleri bulunduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:


  1. "Haşd-i Şabi adlı mezhepçi milislerin Musul'a ve Telafer'e girmemesi gerektiğini hem Bağdat yönetimine hem Kuzey Irak yönetimine hem de koalisyondaki ülkelere anlatıyoruz. Bu da hedefine ulaşmış durumda. Daha sonra burada oluşabilecek felaketleri ve krizleri yönetmek çok zor olacak. PKK'nın Sincar'daki sözcüleri Telafer'e girmekten, Musul operasyonuna dahil olmaktan bahsediyor, sürekli açıklamalar yapıyor. Özellikle 'Yezidiler'i savunuyor' görüntüsü adı altında Sincar'ı da Kandilleştirme'ye çalışan heves içindeki PKK'ya karşı da tedbirlerimizi almış bulunuyoruz. Son zamanlarda sınırımıza belli sayıda askerimizin, silahlı kuvvetlerimizin gönderilmesinin amaçlarından bir tanesi de budur. Böyle şeylere asla müsaade etmeyiz, etmeyeceğiz."

Fırat Kalkanı Harekatı'nın kısa zamanda başarılı olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Esasen yıllardır söylüyoruz: DAEŞ'i bu iki ülkeden defetmek istiyorsak hava harekatı yetmez, kara operasyonu olması lazım ve özel kuvvetlerimizle yerel güçleri destekleyebiliriz. Koalisyon içindeki ülkelerin bakış açısı farklıydı ama mesela 'Münbiç'e iki ayda kuzeyden inebilir' diyen ülkeler 48 saat içinde bizim desteğimizle Özgür Suriye Ordusu'nun (ÖSO) inebildiğini görünce şaşırdılar" diye konuştu.



Çavuşoğlu, Dabık gibi DEAŞ için sembolik olan şehirlerin de kısa sürede ele geçirildiğini söyledi. Bu harekata ABD'nin de katılmak istediğini anlatan Çavuşoğlu, "Ancak koalisyonun da hava desteği var. Hava desteğini birlikte gerçekleştiriyoruz." dedi.



200 tane YPG'liye ya sözünüzü geçiremiyorsunuz y
a da...


Münbiç'in Türkiye için önemli olduğu vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin YPG unsurlarının Münbiç'e gelmesine karşı çıktığını hatırlattı.



ABD'nin, YPG'nin sadece kenarda kalacağı ve operasyon biter bitmez geri dönerek Fırat'ın doğusuna geçeceği konusunda Türkiye'ye söz verdiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:



  1. "Şu anda 200 civarında YPG'linin halen gitmediğini biliyoruz ve ABD'li muhataplarımıza da 'Sözünüzde durun. Siz bize söz verdiniz. Bu şekilde güvenilirliğinizi de kaybediyorsunuz. 200 tane YPG'liye ya sözünüzü geçiremiyorsunuz ya da gitmesini istemiyorsunuz. Bunun başka seçeneği yok. Zaten sözünüzü geçiremiyorsanız o zaman böyle bir terör örgütüyle işbirliği yapmayın' diyoruz. Bizim haklılığımız da ortaya çıkıyor. Eğer geri göndermek istemiyorsanız da o zaman bize açıkça söyleyin. Sözünüzde durmayacaksanız açıkça söyleyin, dürüst olun bize."

Türkiye'nin bir an evvel YPG unsurlarının geri dönmesini beklediğini belirten Çavuşoğlu, "Aksi takdirde kendimiz de bazı tedbirler alacağız ve El Bab'a kadar bu operasyonun devam etmesinde çok fayda var. Bu süreci Rusya'yla birlikte yürütüyoruz. Bilgilendirme yapıyoruz, her şeyimiz şeffaf. Yine diğer koalisyon içindeki ülkelerle de işbirliğimiz var." ifadelerini kullandı.



Suriye'deki son durum


Türkiye'nin Suriye'deki soruna siyasi çözüm bulunması için çaba sarfettiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Biz her zaman söylüyoruz ki en yararlı kalıcı çözüm siyasi çözümdür, siyasi dönüşümdür. Ancak bunu oluşturmak için de ateşkesin sağlanması lazım." dedi.


  1. Türkiye'nin, İsviçre'nin Lozan kentinde 15 Ekim'de düzenlenen Suriye toplantısında insani yardımlar için Rusya, ABD, Türkiye, Suudi Arabistan, Katar ve İran'ın Birleşmiş Milletler'le (BM) ortak bir konvoy oluşturması önerisinde bulunduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Bu insani önerimize BM'den güçlü destek geldi. Bazı ülkeler de destekledi. Fakat İran ve Rusya gibi ülkeler bunu bile pazarlık konusu yaptılar." diye konuştu.

Çavuşoğlu, Suriye'de terör örgütleriyle ılımlı muhalefetin ayrışması konusunda teknik görüşmelerin ise Türkiye'nin de içinde bulunduğu beş ülke arasında Cenevre'de devam ettiğini belirtti.



Türkiye'nin Suriye konusunda yapıcı önerilerinin süreceğini vurgulayan Çavuşoğlu, İran ve Rusya ile de görüşmelerin devam edeceğinin altını çizdi.



Rusya ile ilişkiler


Rusya'yla normalleşme sürecinin devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Uçak düşürme hadisesinden sonra sekiz aylık bir ara olmuştu. Sabırlı olduk ve bunun karşılığını da aldık." dedi.



Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in normalleşme döneminde üç defa görüştüklerini hatırlatarak, 2017'nin başında Üst Düzey İşbirliği Konseyi toplantısının yapılmasının planlandığını belirtti. Bu konuda hazırlıkları Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile yürüttüklerini söyleyen Çavuşoğlu, bir hazırlık toplantısının Türkiye'de düzenleneceğini kaydetti.



  1. İki ülke arasında enerjiden turizme, inşaattan tarıma pek çok alanda işbirliği olduğunu, ancak iki ülkenin anlaşamadığı konuların da olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Bunlardan bir tanesi Kırım. Biz Kırım'ın ilhakını tanımayacağımızı daha önce de söyledik. Şimdi ilişkilerimizi normalleştirme sürecinde yaptığımız görüşmelerde de açıkça söylüyoruz ve oradaki insan hakları ihlallerini de gündeme getiriyoruz." bilgisini paylaştı.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Ukrayna'nın ve Gürcistan'ın toprak bütünlüğünü savunduğunu da her platformda dile getirdiğini belirtti.



İki ülkenin Suriye'de Esed'in kalması ya da gitmesi konusunda görüş ayrılığı olduğunu da kaydeden Çavuşoğlu, "Bu meseleleri de diyalog içinde olup görüşmek en yararlı yöntem diye düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.



AB ile ilişkiler


Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki göç anlaşmasına değinen Çavuşoğlu, AB'nin Türkiye'deki sığınmacılar için taahhütte bulunduğu 3 milyar avronun çok ciddi bir miktar olmadığının altını çizdi. Çavuşoğlu, bu paranın ihtiyaç duyan sığınmacılara ulaştırılması konusunda AB'nin daha pratik olması gerektiğini vurguladı.



  1. Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi ve terörle mücadele konusunda da AB'nin, AB kurumlarının ve Avrupa ülkelerinin samimiyetsizlik sergilediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Daha ilk gece 3 buçukta bile, siz burada Meclisi beklerken, darbenin başarısız olacağını gördükten sonra, Cumhurbaşkanımızın çağrısı, İstanbul'da Birinci Ordu Komutanının Genelkurmay Başkanı'nın vekili olarak yaptığı çağırılardan sonra, bu sefer 'Bu darbeciler nasıl muamele görecek?' diye gecenin üçünde bana telefon açıp sorgulamaya kalkanlar oldu. Onların derdinin Türkiye'ye destek vermek değil, çok farklı olduğunu o gece de gördük." diye konuştu.

Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinden hiçbir zaman vazgeçmediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Vize serbestisi konusunda beş tane kriter var. Dört tanesini nasıl karşılayacağımız konusunda anlaştık. Bir tanesi var, terörle ilgili mevzuatlarımızı tekrar değiştirmemizi istiyor. 15 sene içinde Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi'nin tavsiyeleri doğrultusunda zaten gerçekleştirdik. Şimdi terörün her türlüsüyle mücadele ederken bu konuda ısrar etmelerini gerçekten anlayamıyoruz. Vize serbestisi konusunda anlaşamazsak göç anlaşmasını da bir kenara koyacağız."



Kıbrıs'ta çözüm arayışları


Kıbrıs konusunda kritik bir aşamaya gelindiğini dile getiren Çavuşoğlu, tarafların İsviçre'de görüştüğünü, bu toplantılar öncesinde de Kıbrıs heyetiyle istişarelerde bulunduklarını belirtti.



Türkiye'nin, Kıbrıs müzakere sürecini desteklediğini kaydeden Çavuşoğlu, "Umarım Rum tarafı da aynı samimiyet içerisinde olur." dedi.


#Bütçe
#Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu
#plan ve bütçe komisyonu
7 yıl önce