|

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Almanya'nın kararına sert tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde konuştu. Almanya'da engellenen toplantılara tepki gösteren Erdoğan, "Adalet Bakanımızı, Ekonomi Bakanımızı konuşturtmuyorlar. Benim orada konuşma yapmamı, video konferansla, engelliyorlar. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve Cemil Bayık orada konuşmasını yapıyor. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan bunların yargılanması gerekir." dedi.

Yeni Şafak
20:34 - 3/03/2017 Cuma
Güncelleme: 21:51 - 3/03/2017 Cuma
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde konuştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde konuştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde konuştu.



Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:



Almanya'da terör estiriyorlar


Bunlar, dikkat edin, yok bilmem Die Welt'in buradaki bir temsilcisi içeri alınmış, bundan dolayı değil, bir ay bu kişi, PKK'nın bir temsilcisi olarak, bir Alman ajanı olarak, bu kişi Alman Konsolosluğunda saklanmıştır, bir ay ve 'bunu bize teslim edin, yargılansın' dediğimizde de vermemişlerdir. Bunu bana Şansölye Merkel söylediğinde ben kendisine şunu söyledim. 'Sizdeki teröristler tarafımızdan isteniyor, bize ne diyorsunuz 'yargı bağımsızdır, tarafsızdır' diyorsunuz. Biz şu anda bağımsız ve tarafsız yargımıza güveniyoruz, verin yargılansın.' Önce vermediler, sonra nasıl olduysa verdiler ve yargı görevini yaptı, tutukladı. Şu anda yüzlerce, binlerce terörist Almanya'da terör estiriyor.



Teröre yardım ve yataklıktan yargılanmalılar


Düşünebiliyor musunuz benim Adalet Bakanım, hem resmi görüşmesini yapacak, hem de oradaki vatandaşlarımıza şu kampanyayı anlatacak, orası diyor 'otomobil parkına uygun değildir onun için müsaade edemeyiz' ve Adalet Bakanımızı konuşturtmuyorlar, Ekonomi Bakanımızı konuşturtmuyorlar. Ben video konferansla oradaki bir meydan mitingine katılacağım, anında, dünyada görülmemiş ya, iki saatte Anayasa Mahkemesi karar alıyor ve benim orada konuşma yapmamı, video konferansla, engelliyor. Fakat Cemil Bayık'ı Kandil'den oraya bağlıyorlar ve Cemil Bayık orada konuşmasını yapıyor. Teröre yardım ve yataklık yapmaktan bunların yargılanması gerekir. Olay bu kadar açık ortadadır.




Senin raporlarını tanımayacağız


Türkiye, sıradan bir ülke değil, bunların böyle yazılı, sözlü, şu, bu... Şimdi de bir Venedik Komisyonu raporundan bahsediyorlar. Bu Venedik Komisyonu raporu dediğiniz ne biliyor musunuz? Sadece Avrupa Konseyinin bir teknik heyeti bu, grubu, oradan verdiği bilgiyi alıyor o kadar. Yani bunların bir kıymetiharbiyesi yok. İstediğin kadar rapor yaz, senin raporlarını biz tanımıyoruz, tanımayacağız da bunu bil.



Savaşlar sadece cephede olmaz, asıl savaş manevi ve toplumsal alanda verilendir. Zira milleti çözen, devleti çökerten asıl saha burasıdır. Maneviyat alanıdır, medeniyet alanıdır, kültür alanıdır.



Sadece kendi çıkarını düşünen, sürekli haz peşinde koşan hedonist bir nesil için ellerindeki tüm araçları kullanıyorlar. Bu sorunun sadece ülkemize münhasır bir mesele olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Küresel düzeyde uyuşturucu kültürü özendirilerek, farklı düzenlemelerle meşrulaştırılarak, toplumu ayakta tutan sütunlar dinamitleniyor. Türkiye mevcudiyetini hala koruyan güçlü aile yapısı, sosyal ve kültürel bağları sayesinde hamdolsun bu dalganın etkisini nispeten azaltabiliyor ancak bu sorunun bizim için de giderek büyüyen bir tehdit haline geldiğinin farkındayız. Bununla birlikte mücadeleyi, kendimizle birlikte tüm kardeşlerimiz, tüm insanlık için yürütmemiz gerektiğine inanıyorum.



Çamur at tutmasa da izi kalır


Önümüzdeki haziran ayında, alkol düzenlemesi yürürlüğe gireli dört yıl olacak. Bu dört yılda hangi vatandaşımız bu düzenleme dolayısıyla sıkıntı yaşadı? Kimin hayat tarzına müdahale edildi? Muhalefetin iddialarının hangisi doğru çıktı? Elbette hiçbiri. Söylediklerinin bir tanesi dahi gerçekleşmedi. Esasen bunlar 'çamur at tutmasa da izi kalır' mantığıyla hareket ediyorlar. Ama şundan emin olun, attıkları çamurların hepsi de kendi paçalarına, kendi suratlarına yapışmıştır.



14 yılda birçok düzenlemeyi hayata geçirdik ancak bu sürecin hiç de kolay olmadığını, sizler de çok iyi biliyorsunuz. Sigarayla, alkolle, uyuşturucuyla mücadele gibi vatandaşın sağlığını bire bir ilgilendiren meselelerde dahi çok büyük engellerle karşılaştık. Başta muhalefet partileri olmak üzere Türkiye'deki belli kesimler, sürekli sorunu başka taraflara çekmeye gayret ettiler. Alkol düzenlemesi gibi son derece masum, son derece basit bir meselede iftiralarla yalanlarla ortalığı ayağa kaldırdılar. Hiç ilgisi olmadığı halde konuyu hayat tarzı tartışmalarına çekerek, kendilerince yeni cepheler açmak istediler.



1923'te bu iş bitti


Alkol düzenlemesini 'nasıl hayat biçimimize karışılıyor' diye çarpıttıysalar, yönetim sistemi değişikliğini de 'rejim değişikliği' olarak göstermeye çalışıyorlar. Ne alakası var? İlk bunun karşısında ben olurum. 1923'te bu iş bitti. Şimdi yapılan bir yönetim sisteminin değiştirilmesidir ve bu da bugünün işi değil, 200 yılın işidir ve şimdi biz yönetim sistemini değiştirmek suretiyle geleceğe farklı bir adım atıyoruz. Parlamentoda sürekli tıkanan, sürekli patinaj yapan bir sistemi değiştirmek suretiyle, diyoruz ki biz adeta 'uçmamız lazım.' Bunun önünü açmamız lazım. Biz damdan düştük fakat bunu engellemek isteyenlerin bu ülkede sorumluluk diye bir şeyleri olmadı, olacağı da yok ve dikili ağaçları yok bu ülkede.



Biz bu ülkeyi terörizme ve teröristlere teslim etmeyeceğiz bundan hiç endişeniz olmasın. Devletin rejimi olan cumhuriyet konusunda hiçbir geri adım yoktur. Tam tersine yürütmeyi doğrudan milletin emrine vererek, demokrasiyi güçlendiriyoruz.



Artık o eski Türkiye yok. Ayaklarının üzerinde dimdik duran bir Türkiye var. Çıkıyorlar bir kampanya... Neymiş 'kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye'nin kredi notunu düşürmüş.' Ne yaparsanız yapın, avucunuzu yalarsınız.






#Cumhurbaşkanı
#Recep Tayyip Erdoğan
#Yeşilay
7 yıl önce