Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kriter Dergi'ye verdiği röportajda, SETA Genel Koordinatörü Burhanettin Duran'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
"TÜRKİYE NE KENDİNİ DÜNYAYA KAPATABİLİR NE DE MİLLİ DURUŞUNDAN VAZGEÇEBİLİR"
- Kalın, "Parçası olduğu coğrafya, tarihi birikimi, stratejik öncelikleri, karşı karşıya olduğu bölgesel tehditler ve herkes gibi etkilendiği küresel meydan okumalar,Türkiye ile dünya arasındaki ilişkinin her düzeyde ve her manada dinamik ve çok boyutlu olmasını zorunlu kılıyor.Türkiye ne millilik adına kendini dünyaya kapatabilir ne de küreselleşme adına kendi yerli ve milli duruşundan vazgeçebilir.Bütün mesele, bütün önemli ve asli meselelerde olduğu gibi altın oranı bulmak." ifadelerine yer verdi.
"HADDİNİ AŞAN ZIDDINA DÖNER"
- Dünyaya Anadolu topraklarından bakan bir kişi Semerkand'dan Saraybosna'ya, Kudüs'ten Marakeş'e kadar uzanan coğrafyayı göz hizasında ve hemen yanı başında göreceğini, bunu yok sayarak strateji geliştirilemeyeceğini belirten Kalın,"Fakat aynı şekilde küreselleşme adına Türkiye'ye yersiz-yurtsuz ve köksüz bir liberal ütopya dayatmaya çalışırsanız yine yanılırsınız.Zira küreselleşme din, millet, kültür, tarih ve medeniyet gibi aidiyet unsurlarını ortadan kaldırmadı. Tersine onları daha güçlü referanslar haline getirdi.Altın oran, bu yapılar ve düzlemler arasındaki bağlantıları, geçişkenlikleri, etkileşimleri doğru bir zemine oturtmakla bulunabilir."ifadesini kullandı.
"BATI DÜNYASINDA ÖNEMLİ ARGAJMANLARIMIZ VAR"
- Türkiye'nin mücavir coğrafyasında ciddi jeopolitik boşluklar ve meydan okumaların ortaya çıktığı, Türkiye'nin de meydan okumalara mukabele etmek için ciddi bir çaba gösterdiği hatırlatılarak,"Bölgesel politikalar açısından sizce bu dönem geride kaldı mı"şeklindeki soruyu ise Kalın, şöyle yanıtladı:
- Kalın, Suriye özelinde Türkiye'nin, ABD, Rusya ve İran gibi ülkelerle ciddi görüş ayrılıklarının bulunduğunu, herkesin kendi jeopolitik gündemini,Suriye üzerinden bölgeye ve küresel siyasete empoze etmeye çalıştığını vurguladı.
"TÜRKİYE'NİN BÖLGESEL GELİŞMELERE BİGANE KALMASI SÖZ KONUSU DEĞİL"
Türkiye'nin ise hem Cenevre hem de Astana platformları üzerinden küresel iş birliği yapılması gerektiğinde ısrar ettiğini belirten Kalın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"ABD'NİN TÜRKİYE ALGISI SORUNLU"
- Türkiye'nin ABD dahil herkesle aynı göz hizasında, eşit, adil ve şeffaf bir ilişki kurmayı talep ettiğine işaret eden Kalın, her ülkenin kendi çıkarlarını önceleyeceğini ancakulusal çıkarlarını çok dar ve bencil bir zeminde tanımlayan ülkelerin temel ve uzun vadeli çıkarlarını tehlikeye atacağınıbelirtti.
"ABD TERÖRİSTLERE DESTEĞİ KESMELİ"
"ABD'NİN SURİYE POLİTİKASI OBAMA DÖNEMİNDEN BERİ BÜYÜK BİR HATA İLE MALUL"
- Kalın, bu durumun başlangıçta bir terör örgütünübir başka terör örgütüyle bertaraf etme yaklaşımıolduğunu, ancak DEAŞ'ın büyük oranda etkisiz hale getirilmesinden sonrabu politikanın, Suriye'de Rusya ve İran'a karşı yer kapma çabasına evrildiğiniifade etti.
"GÜÇ MÜCADELESİNİN SAHNESİ SURİYE OLMAMALI"
- Aynı şeyin F-35 konusunda da geçerli olduğunu belirten Kalın, "CAATSA yaptırımlarının amacı Rusya'yı cezalandırmak deniyor. Fakat ABD yönetimi bunu işine geldiği zaman uyguluyor, işine gelmediğinde istisnalar yapıyor.Rusya'nın Avrupa'ya gaz, Hindistan'a S-400 satmasına ses çıkartamıyor. Sürekli istisnalar yapıyor. Halbuki bu yaptırımlar tablosunda şu ana kadarki tek istisna Türkiye ve bu stratejik bir hata.Temel mesele ABD'nin Rusya ve Çin'le nasıl bir ilişki kuracağı konusunda, stratejik netlikten yoksun olması." ifadesini kullandı.
"BİZE EL UZATAN KİMSENİN ELİNİ HAVADA BIRAKMAYIZ"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, 2022'de Doğu Akdeniz, Türkiye-Yunanistan ilişkileri ve Kuzey Afrika gibi konulara ilişkin öngörülerinin sorulması üzerine, şu yanıtı verdi:
- "2022 bölgesel yeni açılımların olduğu ve normalleşme adımlarının hızlandığı bir yıl olacak. Biz, bize el uzatan kimsenin elini havada bırakmayız.Bize doğru dostane bir adım atana biz iki adım atarız. Dönemsel kriz ve gerilimleri geride bırakıp yeni normalleşme adımları atmayı önemsiyoruz. Son dönemde Mısır ve BAE ile atılan adımları bu çerçevede değerlendiriyoruz.Bunu başka adımlar da izleyebilir. Tüm bunların ulusal çıkarlarımıza, bölge vizyonumuza ve küresel barışa katkı veren adımlar olduğuna inanıyoruz."