|

Orgeneral Güler: Akın Öztürk gelmek için yalvardı

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Güler, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili"çatı" davasında ifade verdi. Güler, "Beni almaya gelen ekibi görünce Akın Öztürk yalvararak 'Ben de sizinle geleyim' diye yalvardı" açıklamasında bulundu.

Yeni Şafak
14:13 - 23/03/2018 Cuma
Güncelleme: 14:26 - 23/03/2018 Cuma
AA
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, ifadesinde Akın Öztürk ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, ifadesinde Akın Öztürk ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Güler, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili Genelkurmay "çatı" davasında verdiği ifadede, "Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." dedi.

Güler, "çatı" davasını gören Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde dün "şikayetçi" sıfatıyla ifade verdi.

"Hakan Fidan, yardımcısını göndermek istedi"

Darbe girişimi sırasında Genelkurmay 2. Başkanı olan Güler, daha önce verdiği ifadeyi tekrar ederek, "15 Temmuz saat 14.00'te başlayan bir toplantı sırasında bir personelin toplantı odasına gelerek, MİT Müsteşarının benimle görüşmek istediğini söylemesi üzerine toplantıdan çıkarak, MİT Müsteşarı Hakan Fidan Bey ile görüştüm. Kendisi bana bir subayın MİT'e giderek önemli şeylerden bahsettiğini, yardımcısını bana göndermek istediğini söyledi." beyanında bulundu.

"Genelkurmay Başkanımız, MİT Müsteşarını Karargaha davet etti"

MİT Müsteşar Yardımcısının Genelkurmay Karargahına gelerek detayları anlattığını, kendisinin de durumun hassasiyetine binaen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yanına giderek durumu anlattığını bildiren Güler,

Saat 18.15 sıralarında Hakan Fidan Karargaha geldi, makam odasının bitişiğindeki çalışma odasına birlikte geçtik. MİT Müsteşarı durumu tekrar anlattı, bu mevzunun daha büyük bir olayın parçası olabileceğini söyledi." diye konuştu.

"Cumhurbaşkanımızın korumu müdürü arandı"

  • Genelkurmay Başkanı Akar'ın 15 Temmuz 2016 saat 18.30 sıralarında Tuğgeneral İlhan Kırtıl'ı arayarak "Türk Hava sahasını her türlü askeri uçuşa yasaklıyorum." dediğini aktaran Güler, "Bu esnada MİT Müsteşarı, Cumhurbaşkanımızın Koruma Müdürü Muhsin Bey'i aradı, Cumhurbaşkanını istedi. Arkasından da, 'Saldırı olursa yeterince personelin ve silahın var mı?' dedi, karşıdan gelen cevabı duymadım. Arkasından Genelkurmay Başkanı, yan odada bulunan Kara Kuvvetleri Komutanını çağırarak, İlhan Paşa'yı ve gerekirse Adli Müşaviri de alarak Kara Kuvvetleri Komutanlığına gitmesini, orayı kontrol etmesini, gerekirse tutuklama yapmasını emretti." ifadelerini kullandı.

"Dalga geçer bir edayla..."

Odasında bulunduğu saat 21.25 sıralarında kapısının açıldığını ve gelenlerin kim olduğuna dikkat etmediğini, "Yat, yere yat" diye bağırmaya başladıklarını ifade eden Güler, "10 kişiye kadar silahlı ve teçhizatlı personeli gördüm. Silahlarını bana doğrultmuşlardı. Üzerime atıldılar. Ben direndim. Zorla beni yere yatırdılar. Birisi ayağı ile başıma bastı, ellerimi arkadan bağladılar, ağzımı bantladılar, başıma maske geçirdiler. Bu esnada sivil kıyafetli olarak emir subayı Mehmet Akkurt'u gördüm. Bana dalga geçer bir edayla, 'Komutanım merak etmeyin, bu bir tatbikat' dedi. Beni sürükleyerek ve hırpalayarak binadan dışarı çıkardılar, bir araca bindirdiler." beyanında bulundu.

Akıncı'ya götürülüş

Güler, bir süre sonra kendisini tekrar bir araca, arkasından iki kişinin bir helikoptere bindirdiğini aktaran Güler, bir süre uçtuktan sonra helikopterden inerek, bir araca bindirdiklerini kaydetti. Etrafta jet uçağı sesi duyduğu için buranın Akıncı Üssü olduğunu anladığını söyleyen Güler, karanlık bir odaya alındığını, yanında helikopterdeki iki kişinin bulunduğunu, bunların birinin sert, birinin yumuşak davrandığını anlattı.

"Akın Öztürk, 'Burada ne arıyorsun' diye sordu"

Kendisine sert davranan kişinin ayaklarının ve dizlerinin altına da plastik kelepçe taktığını aktaran Güler, şöyle devam etti:

"Uzun bir zaman sonra F-16 olmadığını, F-4 olduğunu değerlendirdiğim uçak sesleri ile makinalı top atışı sesi duydum. Aynı zamanda odaya giren çıkan şahıs sayısı arttı. Bir süre sonra sessizlik oldu.

Arkasından Akın Öztürk odaya girdi, 'Yav Yaşar, sen burada ne geziyorsun? Senin burada olduğundan haberim yok' dedi ve gözlerimi açtı, ellerimi ve ayaklarımdaki plastik kelepçeleri keserek çözdü, çay, su, çerez getirmelerini söyledi.

Kendi astsubayı olduğunu söylediği sivil giyimli birine evimi aratarak, eşime benim iyi olduğumu söylemesini istedi. Arkasından da dışarıda silahlı nöbetçiler olduğunu, bunların manyak olduğunu, saat 23.00'ten beri bunları ikna etmeye çalıştığını söyledi, odadan çıktı. Bu esnada duvardaki saatin 11.15 olduğunu gördüm."

"Beni almaya geldiklerinde Öztürk yalvardı"

"Saat 18.00 sıralarında Yıldırım Güvenç ile birlikte Özel Kuvvetler Komutanlığından bir ekip geldi, beni aldılar" Güler, şöyle devam etti:

  • "Bu esnada Akın Öztürk yalvararak, 'Ben de sizinle geleyim' dedi. Yıldırım Güvenç ile Akın Öztürk başka rehinelerin de bulunduğunu ancak nerede olduklarını bilmediklerini söylediler. Bir araca binerek, 141. Filo yazan binaya gittik. Burada Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal Paşa ile iki havacı generali de bularak, yanımıza aldık. Arkasından bilmediğim bir yerden 7-8 rehineyi daha kurtardık, bunlar yüz üstü yatağa yatırılmış vaziyetteydiler. Elleri ve ayakları bağlıydı, bu arkadaşları da kurtardık.

Dört araçla Akıncı Üssünden ayrıldık, Hava Kuvvetleri Komutanlığında Akın Öztürk'ü ve havacı general arkadaşları bıraktık, ben saat 19.15 sıralarında eve ulaştım. Hain darbe girişimi içinde bulunanlar başta olmak üzere şahsıma karşı eylemde bulunan herkesten şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum."

#15 Temmuz darbe girişimi
#FETÖ
#TSK
#Akıncı Üssü
6 yıl önce