|

"İstifası istenen başka belediye başkanı var mı?"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Mehmet Acet köşesinde 'İstifası istenen başka belediye başkanı var mı?' sorusunu masaya yatırdı. Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Aydın Ünal ve Erdal Tanas Karagöl de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
11:58 - 23/10/2017 Pazartesi
Güncelleme: 12:04 - 23/10/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Zekeriya Kurşun, Aydın Ünal, Yusuf Kaplan, Erdal Tanas Karagöl, Mehmet Acet
Zekeriya Kurşun, Aydın Ünal, Yusuf Kaplan, Erdal Tanas Karagöl, Mehmet Acet

Mehmet Acet, Zekeriya Kurşun, Yusuf Kaplan, Aydın Ünal ve Erdal Tanas Karagöl'ün yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Mehmet Acet: İstifası istenen başka belediye başkanı var mı?

Rize’ye 10 yıl sonra ikinci gelişimiz.İlkinin bir hikâyesi vardı, ikincisinin de oldu. Anadolu Yayıncılar Derneği, Sinan Burhan’ın başkanlığında güzel işler yapıyor.  Dernek, bir yandan yerel basının dertlerini, sıkıntılarını Ankara’da oluşturduğu güçlü lobi çalışmasıyla ilgililere iletiyor, öbür yandan memleketin karşılaştığı sıkıntılı zamanlarda durumdan vazife çıkartıp Anadolu medyasının omurgalı duruşunu ortaya koyuyor. 

Geçen ay Ankara’da katıldığımız Uluslararası Medya Şurası’nın ikinci ayağına konuşmacı olarak davet edildik. Rize’ye 10 yıl aradan sonra ikinci gelişimizin nedeni bu.  Çoğunluğu Türkiye’nin gönül coğrafyasından 40’tan fazla meslektaş, yerel ve ulusal basından bizlerin de katılımıyla güzel bir medya buluşması gerçekleştirdik.  Çay Tv’nin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Bakır’ın ev sahipliğinde, medyanın zorlu, orta yol bulunması çoğunlukla güç tartışma konularını ele aldık. 

Zekeriya Kurşun: Türkiye’nin “Kerkük Meselesi” yoktur

25 Eylül'den beri Kuzey Irak’ta yapılan referandumu büyük bir heyecanla tartışıyoruz.  Meselenin bir ucunda askeri harekât hatta savaş olan konunun sıcaklığı tarafların soğukkanlı tartışmalarına imkân vermemiştir. Bölgesel gelişmeler ve geçen zaman artık meseleye daha soğukkanlı, duygulardan, dostluk ve husumetlerden, menfaat ve aidiyetten bağımsız bakmamızı zorunlu kılmıştır.

Şahsi ihtirası ve siyasi geleceği adına Kürtleri ileri sürüp kumar oynayan Barzani’nin tavrı üzerinden okumaların sürdürülmesi yeni bir kısır döngüyü getirecektir.Kürt milliyetçiliği ve Kürtlerin devlet kurma talep ve hakkı üzerinden okumak da meseleyi tarihi bağlamından ve dünyanın bugün ulaştığı gerçeklerden uzaklaştırıp ilkel bir zemine oturtmak olacaktır. Aynı şekilde sorunun etnik temelli; Kürtlük, Araplık ve Türklük meselesi olarak ele alınmasının bir çözüm getirmeyeceği aşikârdır.


Yusuf Kaplan: İlerleme putu ve zihnî felçleşme

İlerleme putunu yıkamadık şu ülkede.Yıkamazdık; çünkü burası, ezberlerin hükümfermâ olduğu, zihnin felçleştiği çorak bir ülke. En büyük ezber şu: “Batılılar, bilim ve teknolojide ilerlediler, dünyaya hâkim oldular. Müslümanlar, Batı’yı takip edemediler, bilim ve teknolojide geri kaldılar, yok oldular.”

Bu cümle, son iki yüzyıldır, özellikle de son bir asırdır tek âmentümüz!Üstelik de sadece seküler, Batıcı kesimlerin değil bütün İslâmî kesimlerin aynen paylaştıkları, inandıkları de yegâne âmentü! İnanılır gibi değil gerçekten. Bu toplumun aydınlarından kitlelerine kadar nasıl bir entellektüel körleşme, zihnî felçleşme yaşadığını gösteren ürpertici bir savrulma.

Aydın Ünal: Kavala’ya devrimsel bir dokunuş

Temel ilkeyi en baştan hatırlatalım: Aksi ispatlanana kadar herkes masumdur. İşadamı 
’nın hangi iddialarla gözaltına alındığını, kendisine neler sorulduğunu, neyle itham edildiğini ve elbette hakkındaki yargı kararının ne yönde tecelli edeceğini bilmiyoruz.

Yargı süreci bir yana, Osman Kavala’ya dokunmak, dokunabilmek, başlı başına bir devrimdir.Osman Kavala, adını çok sık duyduğumuz bir işadamı değil. Bildiğimiz kadarıyla Kavala Kürt değil, Alevi değil, Ermeni ya da Rum da değil. Savaş uçaklarının modernizasyonuyla iştigal eden, mafyayla iş tutan biri olarak öyle barış yanlısı filan da değil. Çok net görülüyor ki solcu hiç değil.


Erdal Tanas Karagöl: D-8 ülkeleri yerli paralarla ticareti hızlandırır mı?

Yerli paralarla ticaretin, gelişmekte olan ülkelerin kendi aralarında ticaretin artırılmasına yeni bir ivme kazandıracağı açık.  Türkiye’de de son yıllarda yerli paralarla ticaret sıklıkla dile getiriliyor. Özellikle de ticaretimizin yoğun olarak gerçekleştiği gelişmekte olan ülkelerle yerli para kullanımı, gündem olmaya başladı. Rusya ve İran, bu ülkelerin başında geliyor. Rusya ve İran, Türkiye’nin enerji ithalatı yaptığı iki ülke. Diğer bir ülke ise Çin. Rusya, İran ve Çin’le yerli ticaretin yapılabilmesi, ülke liderlerinin bir araya geldiği zirvelerdeki başlıca ekonomi maddelerinden birisi.Bu zirvelerden birisi de, İstanbul’da geçen hafta gerçekleşen D-8 Zirvesi’ydi. D-8 Zirvesi’nde de gündem maddesi olan yerli paralarla ticaret, gelişmekte olan ülkelerin yerli ticareti güçlendireceğinin işareti. Bu durum, ticaretin iki tarafı için de kazanım olacak.

#​Mehmet Acet
#Zekeriya Kurşun
#Yusuf Kaplan
#Aydın Ünal
#Erdal Tanas Karagöl
6 yıl önce