Lüksemburg'un Ankara Büyükelçisi Arlette Conzemius, Lüksemburg Parlamentosunun 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını kabul etmesiyle ilgili, "Aslında parlamentomuzun vermek istediği mesaj, geçmişte yaşanan birtakım sorunların üstesinden gelerek, onları kapatarak bir dayanışma sağlamak" dedi.
Conzemius, Atatürk Üniversitesi Küresel Gelişim ve Etkileşim Topluluğu tarafından İktisadi İdari Bilimler Fakültersi Konferans Salonunda "9 Mayıs Avrupa Günü" dolayısıyla düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmada, özünde bir ekonomi projesi olarak başlayan Avrupa Birliği projesinin, günümüzde artık bir siyasi projeye dönüşmüş olmasını söylemenin adil olacağını belirtti.
Lüksemburg'un parlamento sisteminin oldukça demokratik işleyen bir sistem olduğunu vurgulayan Conzemius, "O yüzden parlamento üyelerinin serbestçe, özgürce haklarını beyan etme hakları var. Hükümetin parlamentoyla bir bağı yok aslında. Parlamentonun aslında ifade etmek istediği bir takım şeyler var. Aslında vermek istedikleri doğrudan mesaj, kimseye karşı olmak anlamında değildi. Aslında parlamentomuzun vermek istediği mesaj, geçmişte yaşanan bir takım sorunları üstesinden gelerek, onları kapatarak bir dayanışma sağlamak. İki büyük düşmanımız olan Fransa ve Almanya ile biz oldukça barışçıl bir duruma geldik, barışçıl bir hale gelebildik. Birçok Avrupa parlamentosunun da aslında vermek istediği mesaj şu; Bizim kimseyi yargılamak, ayıplamak ve onları suçlamak gibi bir amacımız yok. Aslında biz geçmişi bir şekilde inceleyerek geleceği inşa etme arzusundayız" şeklinde konuştu.
Conzemius, Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkilerin başından beri bu oldukça cesur yapılmış bir adım olduğunu ifade etti.
"Bu adımı da devam ettirmeliyiz, sürdürmeliyiz" diyen Conzemius, şunları kaydetti:
"Uzun, zorlu ve zaman zaman hayal kırıklığı yaratabilecek bir süreç bu ancak bugüne kadar yapılmış şeyleri boşu boşuna yapılmış olarak değerlendirmememiz gerektiğini düşünüyorum. Yapılan birtakım düzeltmeler, girişimler, Türkiye'nin demokrasisine ve ekonomisine oldukça katkıda bulundu. Avrupa Birliği'nin Türkiye ile yapmış olduğu birtakım projeler var, Erasmus gibi. Erasmus da Türkiye'de oldukça popüler bir program. Bu tür programları devam ettirerek ilişkilerimizi sürdüreceğimize inanmamızı istiyoruz. 60 yıl önce başlayan bu süreçte aslında birtakım yollar aldık ve yine bu şekilde ilerleyeceğimize inanmanızı istiyoruz. Yapılan birtakım şeyleri hayal kırıklığı şeklinde görmek yerine, olumlu yönleri açısından değerlendirmenizi istiyorum."
Finlandiya'nın Ankara Büyükelçisi Nina Vaskunlahti de Avrupa'da bir sürü zorlukla karşı karşıya kaldıklarını, "Avrupa yok" gibi bir düşünceye inanan insanlar olduğunu aktardı.
Avrupa Birliği'nin sadece kendi başına varolan bir kuruluş olmadığını belirten Vaskunlahti, şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği'nin olmasını biz hepimiz istedik. Avrupa Birliği sürekli gelişen ve değişen bir kurum. Dolayısıyla bu da katılmak isteyen ülkeler için her geçen yıl daha fazla talep anlamına geliyor. Avrupa Birliği her geçen yıl daha da karmaşık hale geliyor ve dolayısıyla yüzleşmemiz gereken bir sürü sıkıntı doğuyor. Biz de bunu Türkiye gibi arkadaşlar, dostlar sayesinde halledeceğiz. Türkiye Avrupa Birliği'nin önemli bir parçası. Biz Avrupa Birliği'ne giriş müzakerelerinin açık ve adil olmasını istiyoruz. Aynı zamanda Finlandiya adına da konuşuyorum."
