|

"Mescid-i Aksa’da giriştiği tehlikeli tahrik"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Hasan Öztürk köşesinde Mescid-i Aksa’da test edilene işaret etti. Hatice Karahan, Ömer Lekesiz, İsmail Kılıçarslan ve Leyla İpekçi de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
08:50 - 25/07/2017 Salı
Güncelleme: 08:59 - 25/07/2017 Salı
Yeni Şafak
İsmail Kılıçarslan, Ömer Lekesiz, Hatice Karahan, ​Hasan Öztürk ve Leyla İpekçi
İsmail Kılıçarslan, Ömer Lekesiz, Hatice Karahan, ​Hasan Öztürk ve Leyla İpekçi

Hasan Öztürk, Hatice Karahan, Ömer Lekesiz, İsmail Kılıçarslan ve Leyla İpekçi'nin yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Yahudilerin tecavüzleri kabul edilemez

İsrail’in Suriye’de işgal ettiği bölgelerle ilgili yıllardır hiç kimseden ses çıkmıyor. Mescid-i Aksa’da giriştiği tehlikeli tahrikse sadece Filistinlilerden ve Türkiye’den yükselen seslerle protesto edildi. Türkiye hem sokaktaki insanıyla, hem en üst düzey devlet adımıyla meseleye sahip çıkıyor. Cumhurbaşkanımız Erdoğan, “Harem-i Şerif, sadece Filistinlilerin değil, 1.7 milyarlık tüm İslam aleminin onurudur, namusudur. Kutsal mekanıdır. İslam dünyasının tepkisiz kalması beklenemez” diyerek tepkisini ortaya koydu. Zaten “One minute” diyen bir isimden sessiz kalması da beklenemezdi.Buna mukabil, Körfez ülkelerinden ve hatta diğer İslam ülkelerinden İsrail’e yönelik önemli bir tepki gelmedi. Hele Mısır’ın ve Suudi Arabistan’ın kayıtsızlığı oldukça trajik! Mısır, “6 Gün Savaşları”nın travmasını yaşıyor olabilir. Dahası Sisi ile birlikte İsrail’in en azından genel politikalar anlamında güdümüne girmiş görünüyor. Suudi Arabistan’ın da BAE’nin yedeğine sokulmak istendiğini bilirsek olup bitenin daha net görüldüğünü söyleyebiliriz.

Gerilim hayra hizmet etmiyor

1,5 ayı aşkın süredir devam eden sürece Katar açısından bakıldığında, mallara, sınırlara ve yollara koyulan blokaj sonrası gıda başta olmak üzere birtakım ürünlerde sıkıntı yaşansa da, ihtiyaçların Türkiye ve İran gibi alternatif pazarlarla giderilmeye çalışıldığını gördük. İhracat kanadında ise, akla haliyle hemen ülkenin önemli gelir kaynağı olan sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) geliyor. Yapılan açıklamalara bakılacak olursa, LNG ihracatında Katar şimdilik blokajdan pek etkilenmemiş gözüküyor. Nitekim satışlar büyük ölçüde Asya ve Avrupa’ya yapılırken, bu pazarlar gerek kontratların uzun vadesi gerekse ilgili hatlarda sorun olmaması sayesinde şimdilik hırpalanmamış duruyor. Bölge özelinde ise, Katar’dan yoğun LNG ithalatı yapan BAE ile de alışveriş devam ediyor mesela. Bununla birlikte, Katar ekonomisinde turizm ve havayolları gibi diğer öne çıkan bazı alanlarda ciddi sıkıntıların yaşandığı da aşikâr. Ayrıca finans sektörü ülkeye üvey muamele yapan Arap kardeşlerin paralarının ahvalini dikkatle izlerken, helyum ihracatının da kara hattındaki blokaj nedeniyle bir süreliğine sıkıntıya düşen bir diğer ayak olduğunu ekleyeyim.Aslına bakılırsa, yaşananların sadece Katar değil, krizi çıkartan ülkeler için de implikasyonları olduğuna ve/ya olacağına şüphe yok. 

Kudüs’ün fethine çıkan

İsrail’in işgali altındaki Kudüs’te, Beytü’l-Makdis’e yönelik ağır kuşatma, ibadetin engellenmesine gelip dayanınca, Müslümanların birliğini arzulamada ve buna mani olan hususların eleştirisinde kayda değer bir artış meydana geldi.Öncelikli olarak bunun güzel bir gelişme olduğunu teslim etmeliyiz, ancak İsrail’in zulmü karşısında kendilerini çok çaresiz hisseden kimi Müslümanların safiyane (temiz) bir yönelişle Ebabil beklentilerini ya da Asâ-yı Mûsa’ya sahip olma taleplerini paranteze alarak, İslam aleminin birliği hususunda belirtilen görüşlerin, yapılan önerilerin mahiyetine, düzeylerine yakından baktığımızda, günümüz gerçekleriyle çok fazla örtüşmeyen bir değerlendirmeler tablosu ile karşı karşıya bulunduğumuzu, ancak olumlu planda bunun da üstesinden gelinebilecek bir düşünsel açılmanın, güçlü bir iradeyi yüklenmenin mümkün görülebildiğini belirtmeliyiz.

Gücünü haklılığından alıyor çünkü

Şimdi ben ‘yahu kardeşim, yüzde yüz haklı olduğumuz konularda bile dünyaya haklılığımızı anlatamıyoruz. FETÖ, PKK, PYD, IŞİD gibi terör örgütleriyle verdiğimiz mücadeleyi izah edemiyoruz’ desem derhal ‘kardeşim bizim kimseye kendimizi anlatmak gibi bir derdimiz yok. Zaten bunların niyeti belli, amacı belli’ diyecekler olacak bana. Aslına bakarsanız ‘sıradan bir birey’ olarak ben de tam böyle düşünüyorum. ‘Amerika’ya, Almanya’ya, İngiltere’ye kendimizi niçin anlatacakmışız? Onlar zaten birer kötülük odağı olarak varlar. Tez zamanda zevallerini görelim’ diyorum hatta. Ama bunu ‘sıradan bir birey’ olarak diyorum işte. Devletin bunu böylece düşünme lüksü yok. Devlet dediğin bıkmadan, usanmadan, en küçük bir yılgınlık emaresi göstermeden hem mücadeleye devam edecek hem de kendisini tüm dünyaya doğru şekilde anlatmanın bir yolunu bulacak.Doğruluğu bence yüzde yüz olan ‘gücümüzü haklılığımızdan alıyoruz’ cümlesini dolaşıma sokmanın bir yolunu bulamazsak çok enerji, çok vakit kaybedeceğiz.

Bunun bedelini ödüyorduk

Tel Aviv Havaalanı'nda durum girerken de çıkarken de farklı değildi. Çok sıkı soruşturma ve aramadan geçiyordu doğulu batılı bütün yolcular. Beş yıl önceydi, yanımızdakilerden birini havaalanında bir saat kadar alıkoydular. Sonra da sebep söylemeden bıraktılar.Caydırma amaçlı olabilir diye düşündük. Bir daha gelmeyelim, Mescid-i Aksa’da namaz kılmayalım filan diye. Batılıların gözüyle buraya bakmaya çalıştık. Batı Şeria Duvarı'nın hikayesini, gündelik hayatta Filistinlilerin uğradığı tacizi ve vicdanlardaki sessizliği, Filistinlilerin işgale uğrayan ve durmadan yıkılan, yerine yerleştirmeci konulan evlerini filan bilmeyenler için gündelik hayatta her şey normal seyrinde akıyor gibiydi. İsrail’in başarılı bir piar çalışmasıyla onun hakimiyeti, belediyeciliği, yönetimi altında ancak devam edebilir gibi bir algı oluşturulmuştu burada. Turistler de “eee” diyorlardı “n’apalım, madem bu fakir fukara Filistinliler terör uyguluyor, İsrail tabii ki önlem alacak.” Ve razı oluyorlardı gümrükte didik didik aranmaya.

#​Hasan Öztürk
#Hatice Karahan
#Ömer Lekesiz
#İsmail Kılıçarslan
#Leyla İpekçi
7 yıl önce