Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile "Pilot Bröve ve Mezuniyet Töreni"ne katılmak üzere Çiğli'deki 2. Ana Jet Üs Komutanlığına geldi. Akar ve Orgeneral Güler'i üs komutanlığında, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Ege Ordusu Komutanı Korgeneral Ali Sivri ve diğer yetkililer karşıladı.
Bakan Akar ve beraberindekiler daha sonra törenin yapılacağı uçak hangarına geçti. Hangardaki tören 2. Ana Jet Üs Komutanlığı sancağı ve tören birliğinin yerini almasıyla başladı.
Sancak, tören alanındaki yerini alıncaya kadar tüm davetliler tarafından ayakta selamlandı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından pilotların eğitiminden görüntülerin yer aldığı video gösterildi. Törende, eğitimi birincilikle tamamlayan Hava Pilot Yüzbaşı Kadir Engin Işık, mezunlar adına konuşmasının ardından yaş kütüğüne uçak maketi çaktı.
Törende konuşan Bakan Akar, ülkenin ve milletin birliği, bütünlüğüne yönelik tehdit ve tehlikeleri bertaraf etmek için gece gündüz çalıştıklarını ve çalışmaya devam edeceklerini belirtti.
Türkiye'nin güneyinde bir terör koridorunun ve terör devletinin oluşturulmasına yönelik girişimleri ortadan kaldırmak için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 9 Ekim'de Barış Pınarı Harekatı'nın başlatıldığını belirten Akar, şunları kaydetti:
- "Söz konusu terör koridoru tahrip edildi, herhangi bir şekilde kullanılamaz hale getirildi. Buradaki faaliyetlerimiz sırasında hem ABD hem Rusya ile mutabakat yapıldı. Bu mutabakatlarda bazı aksayan yönler var. Bu aksaklıkları gidermek için hem ABD hem Rusya ile yoğun bir şekilde görüşmeler yapmak suretiyle söz konusu mutabakatların yürümesi, ülkemizin güneyinde barış koridoru tesisi için her türlü çalışmayı da birlikte sürdürüyoruz. Biz olabildiğince tahammül, sabırla davranmakla birlikte herhangi bir şekilde oradaki unsurlarımıza, hak ve menfaatlerimize karşı yapılacak girişimlere karşı da meşru müdafaa hakkımızı saklı tutuyoruz ve bunu da sonuna kadar kullanmakta kararlıyız."
"Komşularımızı davet ediyoruz"
Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki gelişmelere de değinen Akar, "1974'te neredeysek bugün de aynı yerdeyiz. Biz iyi komşuluk, uluslararası hukuk, karşılıklı saygıdan yanayız. Bunun için yapılması gereken ne varsa yaptık, yapmaya hazırız. Bu bir zafiyet değildir. Diğer taraftan da milli hak, alaka ve menfaatlerimizi de hiçbir zaman çiğnetmeyeceğiz. Bu bölgelerde herhangi bir oldu bittiye asla göz yummayacağız. Bu da bir tehdit değil. Biz sadece gerçekler etrafında buluşulmasını bekliyor, bunu tavsiye ediyor ve bütün komşularımızı da buna davet ediyoruz." ifadesini kullandı.
- Libya ile yapılan mutabakat hakkında da konuşan Akar, "Biz egemen devletler olarak milletimizin deniz hak, alaka ve menfaatleri, hukuk çerçevesinde yapılması gerekenleri yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Bu yaptığımız çalışmalar üçüncü ülkeler için bir tehdit değil, üçüncü ülkelerin hak ve hukukuna taciz ve tecavüz değil.Biz sadece uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızı, hukukumuzu koruyor, kolluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"Unutulmasın ki Türkiye'nin sınırı aynı zamanda NATO'nun sınırıdır"
Akar, NATO ilişkilerine yönelik de "Bazı NATO üyesi ülkeler ittifaka yaraşır olmayan bazı tutum ve davranış içinde olsalar dahi biz NATO ile alakalı tüm faaliyetlerde her türlü sorumluluğumuzu yerine getirdik, getirmeye devam ediyoruz. Unutulmasın ki Türkiye'nin sınırı aynı zamanda NATO'nun sınırıdır. Biz sadece ülkemizi korumuyoruz aynı zamanda bir anlamda NATO'yu da koruyup kolluyoruz" dedi.
ABD Senatosu'nun 1915 Ermeni olaylarını "soykırım" olarak tanıyan karar tasarısını kabul etmesine ilişkin ise Akar, şu açıklamalarda bulundu:
- "Ülkemize ve milletimize karşı kabul edilmesi imkansız iddialar söz konusu. Bunlardan biri 1915 soykırım iddiası. Böyle bir şey yok. Bu bir siyasi mesele değil. Bu tamamen tarihi bir konu. Bu tarihi konuda siyasilerin karar alması veya bir takım iddialarda bulunması son derece temelsizdir. Bunların da mutlaka düzeltileceğine, mutlaka anlaşılacağına inanıyoruz. Biz bu kararı alanlardan bizim arşivlerimize değil gerekirse kendi arşivlerine de bakmalarını istiyoruz. Bir örnek olarak, ABD Milli Arşivleri'nde General Harbord'ın 1919'da hazırladığı raporlar var, hem de iddia edilen olaylardan 4 sene sonra yapılan teferruatlı bir inceleme. Onlarda da çok açık ve net bir şekilde görülecektir ki burada elde edilen gerçekler hiçbir şekilde Ermeni iddialarını desteklememektedir. Dolayısıyla bu işin çözümü arşivler, raporlardır. İster Amerikan ister Türk ister başka ülkelerin arşivlerine bakın, tarihi tertemiz, utanılacak hiçbir şeyi olmayan bu asil milletin hiçbir şekilde böyle bir şeyle ilgisinin bulunmadığını herkes görecektir."
