|

"Mısırlı ünlü tele-vaiz ve hatip Amr Hâlid"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Taha Kılınç köşesinde "Tele-vaiz" başlıklı yazısını kaleme aldı. Nedret Ersanel, Özlem Albayrak, Fatma Barbarosoğlu, Yasin Aktay da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
10:18 - 6/09/2017 Çarşamba
Güncelleme: 10:32 - 6/09/2017 Çarşamba
Yeni Şafak
Fatma Barbarosoğlu, Özlem Albayrak, Taha Kılınç, Yasin Aktay, Nedret Ersanel,
Fatma Barbarosoğlu, Özlem Albayrak, Taha Kılınç, Yasin Aktay, Nedret Ersanel,

Taha Kılınç, Nedret Ersanel, Özlem Albayrak, Fatma Barbarosoğlu, Yasin Aktay'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Eline yeni kozlar vermiş oldu

Mısırlı ünlü tele-vaiz ve hatip Amr Hâlid, hac sırasında görüntülü kaydedip sosyal medya hesaplarından yayınladığı bu dua ile epey gündem oldu. Sadece duanın ilginç içeriği değil, Hâlid’in dua ederken yaptığı teatral hareketler, kısık gözle kameraya attığı kaçamak bakışlar ve ağlarcasına çıkardığı inleme sesleri de yüz binlerce kişi tarafından eleştiriyle karışık alayların konusu haline geldi. Dua öylesine büyük bir tartışma yarattı ki, Hâlid, kendisini savunduğu yeni bir video daha yayınlamak durumunda kaldı. Twitter, Instagram, Facebook ve Youtube kanallarında toplam 30 milyondan fazla takipçisi bulunan Amr Hâlid, Arap dünyasının en çok izlenen isimlerinden biri. Herhangi bir dinî eğitim almamış olmasına rağmen (asıl mesleği muhasebecilik), 1990’ların sonundan itibaren, önce Mısır’daki bazı spor kulüplerinde ardından da camilerde dinî içerikli sohbetlere başlayan Hâlid, televizyon ve internetin de yardımıyla, kısa sürede geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Profesyonel sporcu kişiliği, sıklıkla insanların arasına karışıp futbol maçlarına gitmesi ve halk Arapçası konuşması gibi nedenlerle, Arap dünyasının her kesimiyle kolayca diyalog kurdu. 

Peynir-Pasta metaforu ilginç değil mi?

Hidrojen bombası ile birlikte ABD’yi boğazından yakalayan kriz adına bilinmesi gereken şudur; benzer tüm soruların yanıtları Çin’e çıkar...ABD’nin, Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Nikki Haley şöyle diyor; “Kuzey Kore lideri savaş için yalvarıyor. Ülkemizin sabrı sınırlı değil»...Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vasiliy Nebenzya’nın cevabı ise şöyle; “Herkese itidal çağrısı yapıyoruz. Kore Yarımadası sorununun çözümü, sadece siyasi ve diplomatik araçlarla mümkün”... Kuzey Kore veya nükleer terör sorunu değil, “Kore yarımadası sorunu”! Çin’in BM Daimi Temsilcisi Liu Jieyi; «Çin, Kore Yarımadası’nda kaos ve savaşa asla izin vermeyecek. K. Kore’nin nükleer füze denemelerinin neden olduğu kriz ve artan gerginlik müzakere yoluyla çözülmeli”... Hissediliyor ki, Pekin ve Moskova ABD’ye Pyonyang sopasıyla sert vuruyorlar...

“Gösteri” üzerinden ve sayesinde oluyor

Aklıma, Amerikan Başkanı Trump’ın seçim vaatleri geliyor. Kadınlara karşı ayrımcı, kaba saba, Müslümanlara yönelik ırkçı tavırlar içine girerek, Meksika sınırına duvar örmeyi vaat ederek kazandığı seçimi hatırlıyorum. Siyaset yapma biçimi konusunda uzun zamandır düşündüğüm şeyler, bir kez daha tescilleniyor: Küresel dünyada siyasetçilerin iktidara gelmesi de, gitmesi de “gösteri” üzerinden ve sayesinde oluyor.Türkiye’deki iktidar ve muhalefeti bu analizin dışında bırakarak dünya siyasetine baktığımda; gördüğüm şey tam bir kriz. Çünkü, siyaset 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, daha önce olduğundan daha farklı icra ediliyordu. Ama 2000’li yıllardan itibaren bambaşka bir hal aldı. Artık, iktidarı ele geçirme ve onu koruma stratejileri eskisi gibi değil; çünkü siyasetçiler eskiden olduğu gibi toplumun genel çıkarları için değil, çatışan çıkarlar üzerinden siyaset yapıyor. Bu da, hem toplumsal parçalanmaya neden oluyor, hem de aynı toplum içinde aynılaşmalara, yani cemaatleşmelere neden oluyor.

Yerini görüntü tanıklığına bıraktı.

Bu öyküyü yazmama sebep yan taraftaki yolcu koltuğunda, kapaklı muhafazasındaki cep telefonunun kapağını kıvırmadan salkım saçak tutarak durmadan selfie çeken adam.Esasında ben, siyah üzerine sarı sıvanmış saçları ile dikkat çeken, Robert Kolejini iki cümlesinden birinde muhakkak tekrar eden,  öğretmen kadın ile (öğretmen olduğunu  ilk cümlesinden öğrendim)  diğerinin sabahın sekizinde neye dair konuştuklarına kulak misafiri olma niyetiyle oturmuştum bu masaya. Diğerinin yani siyahın üzerine siyah sıvanmış düz uzun saçları ile oturan genç kadının da öğretmen olduğunu  “Çocuklar kazanım kaynaklarını iyi bir şekilde değerlendirmiyor” cümlesini duyduğumda anladım. (Eve sağ salim dönünce yetişme çağında çocukları olan arkadaşlarıma soracağım, kazanım kaynaklarından kastedilen nedir? Bizim bilmediğimiz bir hayat dönüyor dışarda. Dışarda, sokakta, okulda, AVM’lerde. Yabancılığımız, yabansılığımız kullanılan kavramları anlamamakla başlıyor. Önce kelimelerin, cümlelerin dışında kalıyoruz. Başka dünyalar başka kelimelerle kurulup inşa ediliyor. Kazanım kaynakları?)

Hacı unvanı

Soruyu olumsuz sormanın hac hakkındaki amiyane bazı önyargıları destekleyen ve cevabını da olumsuz olarak talep eden bir yanı olduğunu görerek düzeltmek gerekiyordu halbuki. Yani “yoksa aslında etkilenmekte midir?”Etkilenmemesi mümkün mü? Doğrusu, Hacc ibadetinin bu ümmetin kalitesini belli bir seviyede koruyan, onun seviyesini yükselten bir etkisi olduğundan hiç kuşku duymamak gerekiyor. Elbette daha önce de söylediğimiz gibi kişinin tevazuunu artırması beklenen hac tecrübesinden bile kendi kibrini artırmak, o yolculuğu bir statü kaynağına dönüştürmek gibi nasipsizce sonuçlar çıkaran örnekler olur. Ama bu disiplinle gerçekleşen ve çok sosyal boyutları olan bu ibadetin bütün bir İslam coğrafyası üzerinde çok boyutlu sonuçları olduğunu görmek her halükarda mümkün. Her yıl aşağı yukarı dünyadaki bütün Müslümanların en az binde ikisi kadarı hacca geliyor. Gelenlerin ilk tecrübe ettikleri şey herhalde kendi muazzam çeşitliliklerinin farkına varmak oluyor. Kendi merkezinden çıkıp burada bütün bir insanlık alemine açılan her bir Müslüman birey, alması gereken dersi almakta dirense bile burada kendisinin kimseden üstün olmadığını, kimsenin de kendisinden üstün olmadığı gerçeği yüzüne vuruluyor. 

#​Taha Kılınç
#Nedret Ersanel
#Özlem Albayrak
#Fatma Barbarosoğlu
#Yasin Aktay
7 yıl önce