|

"Ortadoğu'daki bütün pis işlerde parmak izi bıraktı"

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik... Mehmet Acet köşesine "Suudi Arabistan’da ne oluyor?", "Ankara nasıl bakıyor?" sorularını taşıdı. Zekeriya Kurşun, Yasin Aktay, Süleyman Seyfi Öğün ve Aydın Ünal da gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yeni Şafak
09:33 - 6/11/2017 Pazartesi
Güncelleme: 09:39 - 6/11/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Zekeriya Kurşun, ​Yasin Aktay, Süleyman Seyfi Öğün, Aydın Ünal, Mehmet Acet
Zekeriya Kurşun, ​Yasin Aktay, Süleyman Seyfi Öğün, Aydın Ünal, Mehmet Acet

Mehmet Acet, Zekeriya Kurşun, Yasin Aktay, Süleyman Seyfi Öğün ve Aydın Ünal'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:

Mehmet Acet: Suudi Arabistan’da ne oluyor? Ankara nasıl bakıyor?

Mısır’daki darbeci Sisi yönetimi, Suudi Arabistan’da iktidarın fiili sahibi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman, Bahreyn’deki Suudi Arabistan yanlısı yönetim ve son yıllarda Ortadoğu’daki bütün pis işlerde parmak izi bırakan Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid…Bu dörtlü grup, Körfez bölgesi başta olmak üzere Ortadoğu’da yeni bir ruh üzerine yeni bir düzen inşa etmeye çalışıyor. Yeni inşa sürecinin ‘akıl vereninin’ kim olduğunu bilmem yazmaya gerek var mı? Washington’da Muhammed Bin Zayid ve Muhammed Bin Selman isimleri o kadar çok konuşulur olmuş ki, Amerikalılar bu iki ismi MBZ, MBS gibi kısaltmalarla zikretmeye başlamışlar. Niye?

Zekeriya Kurşun: Suudi Arabistan’da iç hesaplaşma mı yaşanıyor?

Son zamanlarda Suudi Arabistan’dan art arda gelen haberler bölgede zamana yayılmış bir zihniyet değişimini gösterirken, bu hafta sonu yaşananlar meselenin bambaşka bir yönünü ortaya koymuştur.  Aile içi muhalefete rağmen birinci veliaht statüsü kazanan Muhammed b. Selman kendi aldığı kararları babasından çıkan emirlere istinaden hızlı bir şekilde yürürlüğe koymaktadır. Cumartesi günü çıkarılan yeni bir emirle kendisi oluşturulan yolsuzluk komisyonu başkanlığına getirilirken; komisyon da daha önce Suudi Arabistan’da pek görülmemiş olan yetkiler ile donatıldı. Komisyona sadece araştırma değil, yargılama ve infaz yetkisi verildi. Komisyon bu yetkileri kullanabilecek çeşitli üyelerden oluşturularak araştırma, tutuklama, yurt dışına çıkma yasağı koyma, kişilerin mal varlıklarına el koyma veya hesaplarını durdurma imkanına kavuşturuldu.

Yasin Aktay: Dünyada Türk maarifi-Tunus’tan izlenimler

AK Parti’nin iktidara gelişinin 15. yılı dolayısıyla, bu dönemin bir muhasebesine daha sonra devam etmek üzere bir ara verip bugün Maarif Vakfı’nın açılışı dolayısıyla ziyaret ettiğimiz Tunus’tan izlenimlerimizi aktaralım.15 Temmuz’dan kısa bir süre önce Türkiye’nin yurtdışındaki eğitim faaliyetlerini koordine etmek üzere özel yasayla kurulan Maarif Vakfı, kurulduğundan bu yana yurtdışında 90 okulun FETÖ’den devralınmasını sağladı. Aslında vakfın kurulma ihtiyacı büyük ölçüde de “Türk Okulları” markasıyla, ama FETÖ’nün menfur misyon ve amaçlarıyla çalışmakta olan eğitim kurumlarının devralınmasını sağlamaktı.

 FETÖ’nün büyük bir başarı hikayesi olarak geliştirdiği okullardaki en büyük desteğin fedakar Anadolu insanının masum ve temiz duygularıyla sağladığı finansmana ve yine AK Parti döneminde, Erdoğan isminin bütün dünyada yarattığı saygınlık ve yumuşak-güce dayandığı çok açık. 

Süleyman Seyfi Öğün: Sert zeminlere doğru

Dünyâyı birbirinden kopuk, bağımsız güçlerarası ilişkiler olarak değerlendirmektense; kendisini  her ne tanımlıyorsa- “gücün dağılımı” üzerinden değerlendirmenin daha manâlı olduğunu düşünürüm. Eğer bu şekilde bakabilirsek; herşeyden evvel, meselâ “güçlüler “ve “güçsüzler”, “etkinler” ve “edilgenler” gibi basit ayırımların tuzağına düşmeyiz. Bu sâyede târihsel diyalektik’in işleyişini daha net görebiliriz. Gücün içinde yatan güçsüzlüğü; güçsüzlükten gelen gücü ıskalamayız. Tabiî ki gizemselleştirmeden ve abartmadan.

İkinci olarak; bu bakış  sâyesinde, güç dağılımının çeşitli formasyonlarının  hem içsel hem de ilişkisel taraflarını, içerdikleri çelişkilerle birlikte değerlendirebiliriz. Biraz karışık gibi duruyor. Ama açabiliriz.Kapitalizm, Marx’ın zihninde sınırladığı hâliyle sadece bir üretim tarzı değil; Karatani’nin işâret ettiği gibi sermâye birikimi ile eşlenen ekonomik  bir dünyâ işbölümü, içine modern “devlet” ve “ulusu “da alan bir formasyonlar bileşkesi. 

Aydın Ünal: Seçim yok, ekonomi büyüyecek

TBMM, bazı vergi kanunlarında değişiklik yapan yasa tasarısının görüşmelerine başladı. 129 maddelik tasarı, Genel Kurul’un yoğun çalışmasıyla hızla yasalaştırılacak. Yapılan değişiklikler, bütçeye, özellikle de Türkiye’nin güvenlik harcamalarına önemli katkı sağlayacak. Yeni düzenleme işçi ve işvereni rahatlatacak, israfı, kayıtdışını daraltacak, ekonomiyi canlandıracak. Düzenlemenin vatandaşa ağır yük getirmesinin de önüne geçildi.Bu önemli düzenlemenin ardından Meclis 2018 bütçesini görüşmeye başlayacak.

2017’de küresel ekonominin yüzde 3,6 büyümesi bekleniyor; Türkiye ekonomisinin ise yüzde 5’in üzerinde büyüyeceği şimdiden görülüyor. Türkiye, G-20 ülkeleri arasında Çin ve Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen ülke. 2018’de de ekonominin yüzde 5,5 oranında büyümesi hedefleniyor.15 Temmuz darbe girişiminin etkisiyle 2016’da üretim, yatırım ve ticaret daralmış, bunlara bağlı olarak istihdam azalmıştı. Türkiye 2017’de bu 4 alanda da ciddi atılım sergiledi.

#​Mehmet Acet
#Zekeriya Kurşun
#Yasin Aktay
#Süleyman Seyfi Öğün
#Aydın Ünal
6 yıl önce