|

Savaşın izlerini boyuyorlar

Uzun bir süredir iç savaş nedeniyle savaş haricinde hiçbir şeye tanık olmayan Suriyeli çocuklar için Uluslararası Mülteci Hakları Derneği İHH ile ortaklaşa 'Suriye’de Sınırsız Şenlik' organize etti. 10 gün süren şenliğin son gününde ünlü graffiti sanatçıları bombalar altında harabeye dönmüş binaları tasarımlarıyla renklendirdi.

Yeni Şafak ve
04:00 - 1/10/2017 Pazar
Güncelleme: 05:18 - 30/09/2017 Cumartesi
Yeni Şafak
 Suriyeli çocuklar için Uluslararası Mülteci Hakları Derneği İHH ile ortaklaşa 'Suriye’de Sınırsız Şenlik' organize etti.
Suriyeli çocuklar için Uluslararası Mülteci Hakları Derneği İHH ile ortaklaşa 'Suriye’de Sınırsız Şenlik' organize etti.

Suriye’nin Fırat Kalkanı Operasyonu bölgeleri arasında yer alan Azez, Mera, Bab-us Selam ve El Bab’da ilk kez bir şenlik gerçekleşti. Yaklaşık 7 yıldır devam eden iç savaş nedeniyle savaş haricinde hiçbir şeye tanık olmayan çocuklara, karanlık hatıralarını bir gün de olsa unutturdu. Savaş nedeniyle kamplarda yaşayan binlerce çocukla buluşmak ve bir günlüğüne de olsa yaşadıkları acı hatıraları unutturmak isteyen Uluslararası Mülteci Hakları Derneği İHH ile ortaklaşa 'Suriye’de Sınırsız Şenlik' organize etti. 10 gün boyunca yaklaşık 10 bin çocuk doyasıya eğlendi ve sayısız etkinliğe katıladılar. Etkinliklerin son günlerinde ünlü graffiti sanatçıları bombalar altında harabeye dönmüş binaları tasarımlarıyla renklendirdi.

SANATINIZ KADAR RENKLİ DEĞİL

Mr. Hure, Reach, Met ve Rulez mahlaslı sanatçılar Azez’de yer alan Burakata Köyü’nde DEAŞ tarafından bombalanarak harabeye çevrilmiş duvarları boyadılar. Reach mahlasını kullanan Emrullah Örüklü, “Ben buradaki bir çocuğun portresini çizmek istedim. Buraya ait olan birinin izini bırakmak istedim. Altında da küçük bir not var ‘Sanatınız kadar renkli değil’. Burada sanat camiasına bir mesaj yollamak istedim. Buradaki acıları paylaşıp, siyah-beyaz bir porte yaptım. Onların sandığı kadar renkli değil burası. Çocuklara sprey boya verdik onlar da duvarlara boyama yaptılar. Biz buraya bir sanatsal tepki vermek için geldik. Sanatçılara burada gerçek bir dram yaşandığını anlatmak ve duyarlılık oluşturmak istedik. Türkiye’de bazı insanlar ‘Suriyeliler geri dönsün’ diyor. Ama onlar buraya gelmedikleri, bu ortamı görmedikleri için bunu söylüyor. Burada yaşamak çok zor. Umarım insanların daha duyarlı olmalarını sağlayabiliriz” diye konuşuyor.

YARDIM KONUSUNDA HEP EKSİK KALDIK

MET mahlaslı Muhammed Emin Türkmen, “Savaşta ilk akla gelen çocuklardır. Ne bir maddi, ne de inanç anlamında savunduğu bir değer yok. Bu nedenle çocukları bir çiçek olarak niteleyip, savaşın tüm taraflarının yanında dünyaya bir gönderme yapmak istedim. Çiçek koparan el figürünün altına ‘Buradaki çiçekleri siz koparıyorsunuz’ yazdım. Burada siz derken herkesin üzerine bir pay almasını istedim. Hiçbir şey yapmadan oturup bu işe seyirci kalanlarla, bu çocukları öldürenler, bu çocukları savunduğunu söyleyenler de hepsi bu işin bir parçası. Artık bu siz kısmına kim ne koyuyorsa onu koysun. Ben ‘siz’ yazarken kendime de bir eleştiri yaptım. Çünkü hepimiz buna seyirci kaldık. Elimizden çok daha fazlası gelirken hep eksik kaldık” ifadelerini kullanıyor.


Çocukların gülümsemeleri paha biçilemezdi

Rulez mahlaslı sanatçı Mustafa Kaplan “Suriye’ye gelme amacım kendimi test etmekti. Ben ne durumdayım, buradaki insanlar ne durumda? Biz orada boyama yaptık oradaki insanlar mutlu oluyorlar. Çocuklar bizi taklit ediyor. Bu çok güzel bir şey. Olabildiğince onlarla birlikte boyama yapmaya çalıştık. Çok özel duygulara şahit oldum, çok da üzüldüm. Ama o çocukları gülümserken görmek paha biçilemezdi” diyor.


Barış simgesini kullananlar zulüm yapanlar

Mr. Hure mahlaslı sanatçı İlyas ise, “Bundan önce bir çok sosyal sorumluluk projesinde yer aldım. Genellikle hep çocuklar üzerineydi. Bu benim için yeni ve değişik bir tecrübeydi. Suriye’yi hep televizyondan gördüklerimizle ve komşularımızın anlatışıyla biliyorduk. Sonrasında bir fırsat oldu. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği ve İHH bize böyle bir fırsat verdi. Çok iyi oldu bizim için. Dünyada barış simgesini kullanan ülkelerin aslında dünyaya en büyük zulümleri veren insanlar olduğunu düşünüyorum. Hep barış adı altında barış simgesini kullanan ülkelerin çocuklara zulüm götüren kişiler olduğunu düşünüyorum. Yaptığım çalışma renkli bir dünya, onun üstüne zeytindalı ve bu dalın üstünden kanlar akıyor. Burada o düşündüğüm şeyi anlatmaya çalıştım. ‘Dünyaya barışı biz getiriyoruz’ diyenler, el altından bir şekilde hep kanlı bir savaş götürüyor. Bu mesajı savaşta delik teşik olmuş harabe bir duvarda vermek istedim. Dünya aslında iki tane. Bir bizim yaşadığımız; arabaların, elektiriğin, suyun her şeyin olduğu, bir de alt yapının, elektriğin, suyun olmadığı, evlerin dahi olmadığı ve insanların çadırlarda yaşamak zorunda olduğu dünya” şeklinde konuşuyor.

#Suriye
#Suriye'de Sınırsız Şenlik
7 yıl önce