Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü darbe girişimi kapsamında tutuklanan Piyade Yüzbaşı Sungur Poroy'un ifadesine ulaşıldı. Mamak 28. Mekanize Piyade Tugayı 2. Taburda Karargah Bölük Komutanı olarak görev yapan Poroy'un ifadesi, gözü dönmüş hainlerin hedef gözetmeksizin sivil halkı hedef aldıklarını ortaya koydu. 15 Temmuz'dan 2 hafta önce toplumsal olaylarda kolluk kuvvetlerini destekleme eğitimlerinin arttığını kaydeden Poroy, Tabur Komutanı Yarbay Ertuğrul Terzi'nin personel, silah ve araç yoklamaları ile diğer mühimmat, telsiz ve bu tarz yoklamaları istediğini anlattı.
İki gün önce de Terzi'nin kendilerini toplayarak alarm durumu hazırlıklarını sorduğunu ifade eden Poroy, şunları kaydetti: “Cuma günü mesai çıkışında beni çağırarak haftasonu bir alarm verebileceğini, personelime bilgi vermemi söyledi. Akşam saat 21-21:30'da Ertuğrul Yarbay beni arayarak alarm verdiğini, tüm personeli toplamamı söyledi. Personeli aradıktan sonra yakınlarda oturan bir arkadaşın aracıyla tabura gittik.”
“Terzi, diğer bölük komutanları Üsteğmen Bora Polat, Üsteğmen Serhat Savcı ve Yüzbaşı Erden Kaya'yı masanın etrafında toplamış, harita üzerinde onlara emirler veriyordu. Ne olduğunu sorduğumda bir karışıklık çıktığını, Meclis'in ve Genelkurmay'ın emniyetini alacağımızı söylediler. Saat 23-23:30 civarıydı. O arada Tabur Nöbetçi Subayı Piyade Üsteğmen Mehmet Kürşat Yaman, Terzi'nin aracıyla mühimmat getirdi. Hacettepe köprüsünün altına geldim, 2 tane zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) denen aracım vardı, araçları yan yana koydum. Herhangi kimse yoktu. 5-10 dakika bekledikten sonra Terzi'yi arayarak 'yerimi aldım' şeklinde haber verdim. Olayların değiştiğini, Jandarma Genel Komutanlığı'na saldırı oduğunu ve acil oraya geçmemi söyledi.”
“Gittiğimizde etrafta fazla kişi yoktu, tabur komutanımız, elinde tabancası sokaktaydı. Bizim aracımıza bindi yukarı doğru çıktığımızda (Cumhurbaşkanlığı Külliyesi) orada 1 tank, 1 ZMA daha vardı. Bir süre sonra halk araçlarla geldi ve birikmeye başladı. Tabur komutanı tabancasıyla havaya ateş açtı, aynı şekilde biz de piyade tüfekleriyle havaya ateş açtık. Bir yandan uçaklar uçmaktaydı, bir yandan da helikopterler ateş etmekteydi. Mermi izlerini görebiliyorduk.”
“Halk araçlarımıza doğru gelmeye başladı. Ellerinde Türk bayrakları vardı. Tabur komutanı havaya birkaç el ateş etti. İki kişi, 'biz de askerlik yaptık. Biz de askeriz, bizi mi vuracaksın' diye yaklaştı. Havaya ateş etti. Ardından direk adama ateş etti. Türk bayrağı olan 16-17 yaşında bir çocuk vardı. Hafif yan dönüp bayrağı göstermek istiyordu. O şekilde döndüğünde tabur komutanı ona da ateş etti. Ben öyle kaldım. Ambulans geliyordu yaralıları almak için. 'Bu tuzak' diye bağırarak ambulansa da ateş etmeye başladı. Sonra sivil vatandaşlar geldi. Yaralıları aldılar.”
“Tabur komutanı daha sonra bakım astsubayı Sabri Tunçer'den uçaksavarı kurmasını istedi. Sonra benden mühimmat istedi.
Mühimmatın bittiğini ama jandarmaya getirebileceğimi söyledim. Jandarmaya girdikten sonra Arz Albayı aradım. Tabur komutanının
mühimmat istediğini ambulansa koyup buraya göndermesini söyledim. O da 'ne yapacaksınız mühimmatı' diye sordu. Ben de 'tabur
komutanımız sürekli ateş ediyor' dedim. İlerleyen saatlerde sıkıntı olduğun anlayınca tüm personeli Jandarma Genel Komutanlığının içine çektik. Sonra da polis özel harekat operasyon için geldi. Bizler de teslim olduk. Otobüslerle emniyete götürüldük.”
