Doğuştan görme engelli olan Hibe Kannavi, Nurulhüda Kannavi ve Mustafa Kannavi kardeşler çadır kentte yaşadıkları sırada annelerinin televizyondan izlediği bir hafızdan etkilenerek çalışmalara başladı.
Zor geçen hayatlarının yanı sıra meşakkatli bir yola daha çıkan üç kardeş, önceleri dinleyerek ezber yapmaya başladı, sonrasında ise gittikleri Kuran kursunu başarıyla tamamlayarak hafız oldu.
"Suriye’ye dair hatırladığım tek şey bomba sesleri"
“Kur’an-ı Kerim okurken cenneti hissediyorum”
Babasının çalışamadığını ifade eden Kannavi, Kızılay’ın yardımlarıyla geçindiklerini söyledi. Kannavi, “Bir hoca var onu dinledik o şekilde Kuran’ı ezberledik. Buna ise çadır kentte başladık. Bu bana güçlülük verdi, beni zayıflatmadı elhamdülillah. Kur’an-ı Kerim okurken cenneti hissediyorum, rahman suresini okurken çok iyi hissediyorum çünkü cenneti anlatıyor” ifadelerini kullandı.
“Hiç bir şey kolay değildir”
Hiçbir şeyin kolay olmadığını kaydeden Kannavi, “Elhamdülillah geçtik ve çok sevindim. Ben biraz zorlandım ama Nur ve Mustafa küçüktü onlar daha kolay ezberledi. Görme engelliyim ama diğer insanlar gibi yaşıyorum ileride ilahiyat okuyup üniversitede öğretim görevlisi olmak istiyorum” diye konuştu.
“Zorluğu aşıp hafız oldum”
"Görme engellilere özel üretilen Kuran'a sahip olmak istiyorum"
Zor şartlarda verdikleri mücadeleyle Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen kardeşlerin tek isteği ise başarıyla tamamladıkları hafızlıklarını tazelemek. Bunun içinse görme engellilere özel üretilen Kur’an-ı Kerim’e sahip olmak. Evlerinde rahleleri dahi olmayan üç kardeş birbirlerine okuma yaparak ezberlerini geliştiriyor.