|

'Türkiye AB'ye muhtaç değildir bu bir kazan-kazan ilişkisidir'

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, "Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefi bir muhtaçlık ya da bir ihtiyaç ilişkisi değil bir 'kazan-kazan' ilişkisidir" dedi. TBMM Genel Kurulunda konuşan Bakan Çelik, Avrupa'da yapılan İslamofobiyle ilgili olarak da, "İslamofobiyle ilgili meseleyi artık halkların meselesi haline getirmeye çalışıyorlar" açıklamasında bulundu.

Yeni Şafak
21:45 - 18/12/2017 Pazartesi
Güncelleme: 21:58 - 18/12/2017 Pazartesi
AA
Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik
Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik

Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, "Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefi bir muhtaçlık ya da bir ihtiyaç ilişkisi değil bir 'kazan-kazan' ilişkisidir." dedi.

Çelik, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2018 yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin AB üyeliğinin sağlıklı bir zeminde ilerlemesi için Mecliste konsensüs olmasının ülkenin çıkarları açısından sevindirici olduğunu söyledi.

AB yolculuğunun uzun bir macera olduğunu ve çeşitli aşamalardan geçerek bugüne kadar gelindiğini ifade eden Bakan Çelik, Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirirken çok daha geniş bir resme bakmak gerektiğine değindi.

Dünyadaki dengelerin hızlı bir şekilde değiştiğini, dünyanın tam bir geçiş döneminde olduğunu anlatan Çelik, şöyle konuştu:

"İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan düzen kesin bir şekilde değişiyor. İkinci Dünya Savaşı bitiminde ortaya çıkan liberal konsensüs hem değerler açısından çatırdıyor hem de mekanizmaları konusunda ciddi bir sorgulama ortaya çıkıyor. Dolayısıyla daha türbülanslı bir döneme, daha sıkıntılı bir döneme girdiğimizi söylememiz gerekiyor. Değerlerin korunması açısından, şimdiye kadar olan dünyadan daha iyi bir dünya olmayacağını görüyoruz. Bu bir kötümserlik değil realizmdir. Tüm bu gelişmeleri yerli yerine koyup önümüzdeki döneme bakmalı ve biricik ülkemizin, bu Türkiye gemisinin okyanustaki sıkıntılı sularda istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi için hep beraber kafa yormalı ve tedbirlerimizi almalıyız. Ama bildiğimiz transatlantik ilişkiler köklü bir değişime uğruyor, bu göstergeler artık gizli saklı gerçekleşmiyor, açık bir şekilde ortaya çıkıyor."

"Kudüs konusunda ABD ile AB arasında kırılma"

İngiltere'nin istikrarı ve düzeni temsil eden AB'den ayrılacak olmasının bir ikilem yarattığının altını çizen Ömer Çelik, bu durumu "ironi" olarak niteledi.

Bu durumun AB'de mekanizmaların ve değerlerin köklü bir şekilde gözden geçirilmesine yol açtığını ifade eden Çelik, ABD'nin Kudüs'ü "İsrail'in başkenti" olarak tanımasına AB'nin destek vermemesinin, "çok uzun zamandır görülmeyen ABD ile AB arasındaki kırılma" olduğunu belirtti.

Bakan Çelik, ABD Başkanı Donald Trump'ın NATO'yu eleştirmesi karşısında Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "(Görüyorum ki ittifakların bittiği bir döneme giriyoruz. Artık Avrupalılar kendi güvenliklerini kendi sağlamak konusunda daha çok gayret göstermeli) sözü tarihi bir cümledir." diye konuştu.

" İslamofobiyi halkların meselesi haline getirmeye çalışıyorlar"

Çelik, Avrupa'ya yönelik tehdidin Avrupa'nın dışından geleceği şeklinde analizler yapıldığını, ancak bunun böyle olmadığının, tehdidin bizzat Avrupa'nın içinden geldiğinin görüldüğünü belirtti.

Aşırı sağ akımlarının ortaya çıkması, ırkçıların pek çok yerde ikinci parti durumuna gelmesi gibi hususların Avrupa'daki düzen açısından ciddi bir tehdit olarak görülmesi gerektiğine dikkati çeken Ömer Çelik, şöyle devam etti:

  • "Bu durumu iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.
    Avrupa'daki tek bir yayın grubunda bir sene içerisinde 5 binin üzerinde Türkiye aleyhinde haber çıkıyor, 4 bini Cumhurbaşkanımızla ilgili
    . Bu akımları yürüten partilerin köklerine baktığınızda, Avrupa değerlerine güçlü bir düşmanlık olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla İslamofobi ya da göçmen düşmanlığı üzerinden Avrupa halklarının hassasiyetlerine hitap ederek esasında Avrupa değerlerini yok etmeye çalışan zihniyetin Hollanda'da 2'nci parti, Fransa'da 2'nci parti, şu anda Almanya'da Meclise girmiş olması, Avusturya'da İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gibi kritik bakanlıkları almış olması ciddi bir durumdur.
    İslamofobiyle ilgili meseleyi artık halkların meselesi haline getirmeye çalışıyorlar
    . Burada yoğun bir propaganda olduğunu, yoğun bir faaliyet olduğunu görüyoruz."

"Tam üyelik süreci bir devlet politikasıdır ve bir stratejik hedeftir"

Çelik, AB tam üyelik sürecinden vazgeçilmesi gibi bir durumun hiçbir şekilde söz konusu olmadığını vurguladı.

Üyelik sürecine ilişkin çok sayıda reform gerçekleştirildiğinin altını çizen Ömer Çelik, "Bu sürece çok emek verdik. Biz milli çıkarlarımıza bakarız. Güneyimizdeki problemin ne zaman çözüleceğini bilmiyoruz. Uzakdoğu'da başka gelişmeler oluyor. ABD ile bazı sorunlarımız var ve AB şu anda ülkemize en yakın istikrarlı bölgedir. Bu istikrarlı bölgenin demokratik kazanımları, ekonomik kazanımları konusunda, bunları paylaşmak konusunda irademiz sürmektedir. AB'ye tam üyelik süreci bir devlet politikasıdır ve bir stratejik hedeftir." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin tarih boyunca güçlü bir Avrupa devleti olduğunu anlatan Avrupa Birliği Bakanı Çelik, bugünlere nasıl gelindiyse bundan sonrasında da çok öteye gidebilecek güce sahip olunduğunu ifade etti.

Demokrasiyi, ekonomiyi büyütmeye devam edeceklerini dile getiren Çelik, "Bunu AB'ye tam üye olarak yaparsak burada bir 'kazan-kazan' durumu ortaya çıkar. Burada Türkiye de kazanır AB de kazanır. Türkiye'nin AB'ye tam üyelik hedefi bir muhtaçlık ya da bir ihtiyaç ilişkisi değildir bir 'kazan-kazan' ilişkisidir. Milli çıkarlarımız açısından, demokrasimizin standartlarını yükseltmek açısından, ekonomimizin entegrasyonunu sağlamak açısından bu süreci güçlü bir şekilde sürdürmeye devam ediyoruz." şeklinde konuştu.

#TBMM
#Ömer Çelik
6 yıl önce