Yusuf Kaplan, Hasan Öztürk, Hayrettin Karaman, Kemal Öztürk ve Hatice Karahan'ın yazılarının en dikkati çeken bölümleri:
Zorlu ve umut dolu yolculuk başlıyor
Bu referandumla birlikte, Türkiye'nin önü açıldı...Hep birlikte, kenetlenerek, geleceğe yürümeliyiz...Bunun için de, Türkiye'yi, dün -tam bin yıl- olduğu gibi, yarın da yeniden insanlığın güven adası, umut kıtası hâline getirmek için gece gündüz çalışmakla mükellefiz...Ve insanlığı savaşların, işgallerin eşiğine sürükleyen varoluşsal felaketten çıkaracak, herkese hayat hakkı tanıyacak, bütün farklı kesimleri, inançları, düşünceleri kucaklayacak uzun ve zorlu hakikat medeniyetinin inşası yolculuğuna odaklanmak bizim yegâne vazifemiz...Bu medeniyet yolculuğunu bizden başka başlatacak, omuzlayacak ülke kalmadı neredeyse şu çorak dünyada...
CHP içindeki ikircikli halin özetini veriyor
Referandumun sonuçları siyasete nasıl yansıyacak?Sorunun cevabını aramak için sanırım çok beklemeyeceğiz. Muhalefet cephesinde CHP'nin “ikircikli" açıklamaları bize bir şey söylüyor olabilir. Mesela, Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke “Sine-i millet"derken, hemen ardından, Grup Başkan Vekili Levent Gök, “MYK'daki değerlendirmede böyle bir kararın uygun olmayacağına karar verdik" diyor.Bu bize, CHP içindeki ikircikli halin özetini veriyor.MHP'de ise işler çok daha farklı. Genel Merkez ve Devlet Bahçeli'yi uzun zamandır kuşatma altında tutanlar bir an olsun vaz geçmedi. Şimdi de Meral Akşener başkanlığında bir parti kuracakları söyleniyor.Ha bu arada “muhalif" diye nitelenenlerin tamamının Akşener'in etrafında kenetleneceğini kim söyledi? Bir de FETÖ gerçeği var ki, MHP'nin ana sorunu bu. Yakında Bahçeli'den güçlü bir huruç harekatı gelirse şaşırmayacağım.
Efendimiz ile aralarında şu konuşma geçti...
Arapçada “tezkiye” kelimesinin asıl ve terim manaları arasında övmek, temizlemek, eğitmek, yüceltmek vardır.Necm suresinin 32. âyetinde Allah Teâlâ “Kendinizi tezkiye etmeyin”buyuruyor. Burada tezkiye övmek manasına geliyor. Şu halde bir kimsenin kendini övmesi, övünmesi hoş görülmüyor.Kültürümüzde “tahdîs-i ni'met” diye de bir ifade vardır; bundan maksat, bir müminin, Allah tarafından kendisine lütfedilen nimetleri, güzellikleri, iyilikleri O'na izafe ederek (O'na ait olduğunu, O'ndan olduğunu zikrederek) anmasıdır ki, bu dil ile şükrün de bir çeşidi sayılır ve makbuldür.“Bakmaz mısın yâ Muhammed şu kendilerini temize çıkarıp duranların haline?! Bildikleri gibi değil, dilediğini Allah temize çıkarır. Ve haklarında zerre kadar zulmedilmez” (Nisa: 49) mealindeki âyet ve yukarıda meali verilen âyetlerin tefsirinde hem övünmek hem de başkasını övmek ele alınmış, hadislerden de yararlanılarak hükümleri açıklanmıştır.
AK Parti'den adam eksiltme
Önceki gün sosyal medyada patlayan bir olay, her kesimden ve seviyeden binlerce, on binlerce insanın bir anda içindeki öfkeyi ve kızgınlığı gün yüzüne çıkardı. Bu, büyük bir travmanın, içten içe kanayan bir yaranın habercisi ve dışa vurumudur.Meseleyi, verilen tahribatı, insanların derdini, neden bu denli büyük tepki verdiklerini anlatayım.
Önceki gün sabah, muhafazakar camianın en önemli isimlerinden merhum Enver Ören'in kurduğu televizyonda, bu camia ile uzaktan yakından ilişkisi olmayan iki kişinin yaptığı program vardı.Her zamanki gibi, parmak sallayarak, insanları tehdit ederek, bu ülkenin en önemli projelerinden TRTWORLD'de çalışanların tümünü “hainlikle” itham ederek, AK Parti içindeki insanları türlü türlü suçlarla etiketleyerek işe başladılar. Aslında her zamanki tipik davranışlarını sergilediler. Dindar ve muhafazakar insanları düşmanlaştırdılar yani. İçim cız etti. Merhum Enver Ören yaşasaydı aynı acıyı hissederdi diye düşündüm.
Çin halen aynı dertten mustarip
Şimdi önce genel görünüm ve beklentilere şöyle bir göz atalım. Hazır henüz açıklanan taze IMF tahminleri de varken, oradan yola çıkmaya ne dersiniz?