|

Ülkücülerin Akit'e saldırmasından haberim yok

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 11. Dönem Sertifika Töreni'nden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kabineye başkanlık etmesinin anayasal hakkı olduğuna değinen Bahçeli,

Yeni Şafak
16:59 - 17/01/2015 Cumartesi
Güncelleme: 15:04 - 17/01/2015 Cumartesi
AA

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti yönetimini, Davutoğlu olmaksızın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda toplamasını nasıl değerlendiriyorsunu" sorusu üzerine Bahçeli, şöyle konuştu:


Erdoğan'ın hakkını kullanmasına sözümüz yok

"Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın anayasal hakkını kullanmasına söyleyeceğimiz söz yoktur. Çünkü Anayasamıza göre, cumhurbaşkanları arzuladıkları takdirde Bakanlar Kurulu toplantısına katılır, görüşlerini ortaya koyabilir, arzuladıkları bilgiyi alabilir. Ancak bunu bir sistem değişikliği amacına yönelik bir adım olarak kullanıyorsa başta Ahmet Sani Beyefendi olmak üzere Sayın Başbakan'a ve Bakanlar Kuruluna bir hakarettir, TBMM'ye bir hakarettir."


Ülkücü gençlik sokakta olmayacak

Bahçeli, toplantının Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapıldığı tekrar ifade edilince "Saray, herkese açık hale geldi. Kaçak yapılmış bir saraya kaçak yoldan girmek mümkün" dedi.


İstanbul'da meydana gelen ve MHP'li bir ilçe başkanının da ilgisi olduğu öne sürülen saldırıya ilişkin soruyu yanıtlarken "Öyle bir saldırı, bizim teşkilatlarımızın bilgisi dahilinde gelişmiş bir olay değildir. Olayların içerisine MHP'yi çekme gayreti, eskiden beri vardır. MHP ve ülkücü gençlik, sokakta olmayacaktır" diye konuştu. 


Bir gazetecinin "Mehmet Ali Şahin, Hazreti Muhammed ve sakal-ı şerifle ilgili kıl, tüy gibi ifadeler kullandı. Neler söylemek istiyorsunuz" sorusuna Bahçeli, "Eskiden beri yakışık almayan sözlerin sahibidir. Muhatap almak dahi doğru değildir" cevabını verdi. 


Bahçeli, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in Sivil Dayanışma Platformu'nun ilanı ile ilgili sözlerine ilişkin soru üzerine şunları söyledi:


"Sayın Meclis Başkanımız Cemil Çiçek Beyefendi, TBMM'nin Başkanı olarak milli iradenin tecelli ettiği yerin sorumlusu, başkanı olarak doğru bir tespit yapmıştır. Milli irade, Meclis'tedir, ilan yoluyla sağlam irade gibi sapmalarla millet aldatılamaz."


"Gazetelerin de biraz dikkatli olması lazım"

"Bir gazeteye saldırılmasını basın özgürlüğü adına nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu yanıtlarken Bahçeli, "Gazetelerin de biraz dikkatli olması lazım. Bir karikatür yayınlamasını doğru bulmak, Adalet ve Kalkınma Partisinin ekmeğine yağ sürmek demektir" dedi. 


Bahçeli, saldırıya uğrayan gazetenin, Yeni Akit olduğunun ifade edilmesi üzerine, "Onları takip etmedim, bilemiyorum" ifadesini kullandı.  


Bir başka gazetecinin "Rıza Sarraf'ın bir otel adresinin bulunduğu kağıtla Zafer Çağlayan'dan saatin parasını aldığı yönünde ifadesi var. O, delil olarak kabul edildi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna Bahçeli, "Bugün olmasa yarın Yüce Divan'a geldiklerinde hepsiyle görüşürüz. Merak etmeyin" yanıtını verdi.


"Dil terkip edilmez terekküp eder, tesis edilmez teessüs eder"

Bahçeli, partisinin Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 11. Dönem Sertifika Töreni'nde yaptığı konuşmada, felsefe, tıp, sanat, astronomi, matematik, kimya, tarih, cebir ve coğrafyada nice zirve isimlerin, Türk-İslam ahlakıyla bezenerek, insanlığın gurur tablosuna isimlerini yazdırdığını söyledi.


Türk-İslam medeniyetinin buluşlarının, muhteşem eserlerinin, sayısız mütefekkirlerin, kul hakkı gözeten ve adalete önem veren yöneticilerin sayesinde insanlığın itibar ve görkem koltuğundan uzunca bir müddet inmediğini vurgulayan Bahçeli, "Hiçbir hünkarımız, hiçbir arif ve gönül dehamız o tarihlerde dili bahane göstererek felsefe yapılamaz dememiştir. Çünkü büyüklüğün şanı kendine güven, kendine inanmaktır" diye konuştu. 


Türkçe ile "bal gibi, buz gibi" felsefe yapılacağını ve bugüne kadar da yapıldığını ifade eden Bahçeli, mıştır. Bilmeyen varsa merhum fikir abidemiz Ziya Gökalp'in 922 sayfalık 'Felsefe Dersleri' isimli muazzam eserini herkese öneririm. Merhum Nihad Sami Banarlı'nın 'Türkçe'nin Sırları' isimli muhteşem kitabını saraydan külliyeye telaşla dönen şahsa samimiyetle de tavsiye ederim. Bir dil bir millettir. Türk milletinin dili de Türkçe'dir. Dil, bir kimliktir. Bu da Türk kimliğidir" ifadelerini kullandı. 


Bahçeli, "Gündem saptırmak için Osmanlıca üzerinden kutuplaşma tohumları saçanlar Türkiye'ye bir kez daha kötülük yapmıştır" iddiasında bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Dil terkip edilmez terekküp eder, tesis edilmez teessüs eder.  Bunu anlamak için önce dil nedir onu bilmek, Türkçeyle duymak, Türkçeyle bakmak lazımdır. Dışı külliye, içi manen küf, kof ve kül olan bir yerin tevil ve tavzihi için kırk dereden su getirmek, haram ve hırsızlığı örtmek için çırpınmak esasen 'ağyarını mani, efradını cami' anlamıyla mütenasiptir. Türkçe anamızın ak sütüdür. Tabii olarak kendi zamanımızın ötesine geçip de yeni zamanları görme melekesini ve idrak etme becerisini kazandırmaktadır. Türkçe susarsa Türk milleti mahv ve imhayı yaşayacaktır. Türkçe vatandır, bayraktır, tarihtir, haysiyet vecizesidir, şeref simgesidir, Türk milletinin kalp atışı, damarlarında dolaşan asil kanıdır. Millet için hayat tarihtir, hayat tecrübesi de kültürdür. Dilimizin kaynağı Ötüken, dinimizin kaynağı Mekke'deki övünçtür."


"Dünü iyi anlayamadığından bugünü ve yarını şüphesiz ki görememektedir"

Bahçeli, tarih içinde Türkiye Cumhuriyeti de dahil 17 Türk devleti kurulmasının bir sırrı olduğunu belirterek, 16 devletin yıkılmasının her şeyin bittiği anlamına gelmediğini söyledi. 


Geçmişteki kayıpların çok farklı nedenleri olduğunu ifade eden Bahçeli, "Ne var ki kutlu ecdadımızın mirasını bölücülük değirmeninde öğütüp de kıyafet gösterisine çıkmak, dombıra çalıp da Kandil'in dümbeği haline gelmek, en azından tarihi hakikatlere yüz çevirmektir" görüşünü savundu. 


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2013'te toplanan 3. Sanayi Şurası'ndaki konuşmasında "tarih içinde 16 devlet kurmuş olmakla zaman zaman övündüğümüzü ancak bir başka açıdan bakıldığında bu ifadenin 15 devletin de yıkılması anlamı taşıdığını" söylediğini aktaran Bahçeli, şöyle konuştu:


"Biz, millet olarak gerçekte 17 devlet kurup, 16 devletin yıkılışını yaşadık. Erdoğan ise bu basit gerçeği çarpıtmış ve zannederim mahcup olmuştur. Cumhurbaşkanı, bugün gururla ve siyasi sinsilikle nemalanmaya çalıştığı Türk devletlerini idare-i maslahatçılıkla yaftalamıştı. Tarihi karalamaktan özel bir haz duyan Erdoğan ve zihniyeti, dünü iyi anlayamadığından bugünü ve yarını şüphesiz ki görememektedir. Erdoğan, o tarihlerde, ecdadımızı mevcutla yetinen, reformdan kaçınan, durumu idare eden, kendisini yenilemekten aciz kalan bir nitelikte göstererek aşağılamıştı. Peki, 'Türklükle karşıma gelmeyin' diyen bir garabet ve gaflet ehli, lekelediği, hakir gördüğü, basite aldığı 16 Türk devletinin mirasına hangi yüzle saklanır? 2013'de idare-i maslahatçı olarak mimlenen 16 Türk devleti, şimdi nasıl olmuştur da yere göğe sığdırılamamaktadır? Değişen nedir, neler olmuştur? 


Şayet Erdoğan, geçmiş günahlarına kefaret olsun diyen böyle bir teşebbüste bulunmuş ve içten yanmalı motorlar gibi pişmanlığı yüreğini ha bire yakıyorsa söyleyeceğimiz bir şey yoktur. Ancak Türk tarihine bakınca kıyafet gören, kaçak ve karanlık sarayda istismar podyumu kuran Erdoğan'ın inandırıcılığı kalmadığı için, yaptığı veya yapacağı hiçbir girişimin de samimiyeti olmayacaktır." 


"Cumhuriyet tarihi bir reklam arası ise..."

Bahçeli, AK Parti Milletvekili Tülay Babuşcu'nun Twitter hesabından paylaştığı ifadelere değinerek, şunları kaydetti:


"Osmanlı İmparatorluğu'nun 90 yıllık reklam arası sona ermiş. AKP'li bir milletvekili böyle söylüyor. Biz, 624 yıl film çevrildiğini yeni öğrendik. Demek ki Türk milleti, 1919 Samsunu'ndan 1922 İzmiri'ne kadar koltukta oturmuş, patlamış mısır yemiş, reklam arası için zaman geçirmiştir. Demek ki 1923'te reklam başlamış, beyaz perdenin ışıkları sönmüştür. Bu zeka ve vicdan özürlü lafların tutar hiçbir yanı, hiçbir tarafı yoktur. Eğer Cumhuriyet tarihi bir reklam arası ise, bu ucube lafı söyleyen kendisinin de nerede, hangi rüşvet ve ihaneti yıkama işinde rol aldığını sanıyorum açıklayacaktır. Reklamda milletvekili olanın, film başladığında ne olacağı kendi meselesidir."


Türkiye Cumhuriyeti'nin, Osmanlı İmparatorluğu'ndan keskin bir kopuş olmadığını dile getiren Bahçeli, "Tarih şuuru olmayanlar, bunu idrak edemeyecektir. 29 Ekim 1923, mazisi binlerce yılı bulan Türk milletinin süreklilik içinde muhafaza ettiği iradesi olup, 1299 Söğüt felsefesine yapılan güçlü bir aşı, muhteşem bir ekleme ve geçmişi tamamlayan kader noktasıdır. Bunu bilmeyen ya provokatör ya yabancı hayranı ya tarih hasmı ya da kör bir cahildir" diye konuştu. 


Bahçeli'ye tuğ hediye edildi

Bahçeli, konuşmasının ardından Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 11. Dönem programına katılanlara sertifikalarını verdi.


Öğrenciler, "Türk tarihinde tuğ, iktidarı temsil etmektedir. 2015 genel seçimlerinde MHP'nin sizin liderliğinizde iktidarının müjdecisi olacak bu tuğu size hediye etmek istiyoruz" diyerek Bahçeli'ye tuğ armağan etti.  


Bahçeli de öğrencilere teşekkür ederek, "16 Türk devletinin kıyafeti kaçak sarayda, 9 tuğ, Milliyetçi Hareket'te" dedi.

#devlet bahçeli
#mhp
#milliyetçi hareket partisi
#akit gazetesi saldırısı
9 yıl önce