|

Yeni Şafak yazarları ne dedi?

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik...

Yeni Şafak
08:05 - 10/11/2016 Perşembe
Güncelleme: 06:21 - 10/11/2016 Perşembe
Yeni Şafak

Akif Emre, Kemal Öztürk, Merve Şebnem Oruç, Ali Saydam ve Serdar Tuncer'in yazılarının en dikkati çeken bölümleri:


Dengelerini kaybeder, daha tehlikeli olabilir

ABD seçimlerinin sonucu Amerikan seçkinlerinin siyaseti dizayn etme yeteneğinin sınırlarını gösterdi.




Olağanüstü medya desteği, büyük sermayenin sağladığı bütçeye rağmen Clinton'ın kaybetmesinin sonuçlarını sadece siyasal açıdan okumak yanıltıcı olabilir. Obama gibi beyaz olmayan, Afrika kökenli bir Amerikalının başkan seçilmesinin anlamı ile birlikte düşünmek gerekir. Siyahi bir Amerikalıyı başkan seçen yapı Amerika'nın tıkanan toplumsal ve siyasal kanallarını açmayı planlıyordu. Farklı renkleri, dilleri ve kültürleriyle barışık bir Amerika vizyonu çizilmek istenmişti. Dünya gücü olma iddiasını sürdürmenin yolu içe kapanmaktan değil farklılıklara açılan bir kültürel, toplumsal zenginlikten besleneceği tespitinin sonucuydu. Özellikle dış politikada sistemde radikal değişimler önermese de iç dengelerde farklılıklarıyla barışık bir güç olma projesiydi. Böylece dışlanmışların merkeze çekildiği bir denge kurulacaktı…






ABD bölünmeyi konuşmaya başladı

Bence iyi oldu. Bir hareket geldi suyun öbür tarafına. Can sıkıntısında dünyada bulaşmadıkları ülke kalmamıştı. Olan, dünya garibanlarına oluyordu. Şimdi biraz iç işleriyle uğraşsınlar.




ABD bölünmeyi konuşmaya başladı




Kaliforniyalılar, ki kendileri acayip liberaldir, ayrılmak için bayrak açmışlar bile. Bayraklarının ortasında da 'ayı' var. Eşcinsel haklarının kutsal topraklarıdır ayrıca. Güney eyaletleri, ki kendileri acayip ırkçıdır, 'ne işimiz var bu yumuşak liberallerle' diye onlar da ayrılmak istiyor. Gariban siyahiler ve Kızılderililer henüz bir şey demedi.




Bence iyi bir şey, özgürce konuşsun herkes. Suriye, Irak, Yemen, Suudi Arabistan, Libya ve daha nice adını duymadıkları ülkelerin bölünmüş haritalarını yayınlayıp duruyorlardı, şimdi de onların ülkesinin bölünmüş haritası olacak. Özgürce tartışsınlar işte.






Trump'a 'geçiş dönemi danışmanları' atanacak

ABD Başkanlık seçimleri Salı gecesi sonuçlandı. Cumhuriyetçi Parti adayları arasında yer alıp 'ben de varım' dediğinde kimsenin ciddiye almadığı, bu noktaya gelebileceğine kimsenin ihtimal vermediği Donald Trump artık ABD Başkanı.




Gerek demografik dağılım gerek seçiciler kuruluna gönderdiği üye bakımından yüksek orana sahip olmaları nedeniyle 'swing states-salıncak eyaletler' olarak adlandırılan eyaletlerin hepsinde, Florida, Ohio ve Kuzey Carolina'da, Trump galip geldi. Uzun süredir Cumhuriyetçilerin kazanamadığı Iowa ve Pensilvanya'da da, Michigan ve Wisconsin'de de Trump yarışı önde bitirdi.






En güzel örneklerini Türk seçmeni 3 kere vermemiş miydi?

ABD'yi Başkanlar'ın yönetmediğini, Birleşik Şirketler'in, Wall Street'in, finans kapitalin bu ülke üzerindeki tüm kontrol mekanizmalarının hücrelerine yerleşmiş olduğunu bilenler, çirkin bir kampanya halinde sürüp, dün de Trump'ın zaferiyle sonuçlanan janjanlı maceradan gelecek adına genel politikalarından büyük bir sapma beklenmemesi gerektiğini de bileceklerdir. Hiç kuşkunuz olmasın ABD yeni Başkanıyla ve Başkan'ın yepyeni politikalarıyla dünyamızı değiştirmeye kalkışmayacak.




Nitekim, belden aşağı bir dolu hakaretten sonra Trump dünkü zafer konuşmasında, “formatlanmaya” hazır olduğunu bir güzel göstermiş ve rayını değiştirdiğinin 'ilk işareti'ni vermiştir...





Bize mübarek, size geçmiş olsun

Birileri var. Varlığında hepimizin mutâbık olduğu ama adını koymada birbirimizle muhalif düştüğümüz birileri var. Türkiye'nin büyük ve güçlü bir ülke olmasını istemeyen birileri... Adına ne derseniz deyin: Küresel akıl, üst akıl, ABD, derin ABD, öteki ABD, kapitalizm, emperyalizm, gladyo, Batı, Vahşi Batı, Avrupa, İngiltere, Yahudi Lobisi, küresel sermaye, gâvur...




Başka kelimelerle tanımlıyor oluşumuz, bu birilerinin yapıp ettiklerini başkalaştırmıyor. Fakat bu detayla uğraşmak bizi asıl olana odaklanmaktan alıkoyuyor çoğu zaman. Hâlbuki asıl olan, bu 'birileri'ni hangi kelime ile tanımladığımızdan ziyâde, yapıp ettiklerini 'neden' ve 'nasıl'ıyla doğru okuyup, mantıklı bir şekilde yorumlayabilmek.






#Akif Emre
#Kemal Öztürk​
#Merve Şebnem Oruç
#Ali Saydam
#Serdar Tuncer
7 yıl önce