|

Yeni Şafak yazarları ne dedi?

Yeni Şafak yazarlarının Türkiye ve dünyadaki gündeme dair analizlerini sizler için özetledik...

Yeni Şafak
09:20 - 22/11/2016 Salı
Güncelleme: 06:42 - 22/11/2016 Salı
Yeni Şafak
İsmail Kılıçarslan, Akif Emre, Kemal Öztürk, Hasan Öztürk ve Leyla İpekçi.
İsmail Kılıçarslan, Akif Emre, Kemal Öztürk, Hasan Öztürk ve Leyla İpekçi.

İsmail Kılıçarslan, Akif Emre, Kemal Öztürk, Hasan Öztürk ve Leyla İpekçi'nin yazılarının en dikkati çeken bölümleri:







'Birbirinden ilginç kareler' diye servis etmiş

Hani gazetelerin internet sitelerinin ve haber portallarının 'tık avcılığı' yapmak için hazırladığı 'kadın resimli galeriler' var ya. Onlardan birine bakıyorum şu anda. Hemen 'İsmail, ne oluyor?' demeyin. Anlatacağım.




Galeri, 10 Ekim 2016 tarihinde, Sabah Gazetesi tarafından hazırlanmış. Toplam 40 fotoğraf. Galerinin adı da 'İsrail ordusunun kadın askerleri…' 'İsrail ordusunda kadınlar da bir yıl zorunlu askerlik yapmak zorunluluğunu taşıyor' cümlesiyle anons edilen galeri, yayınladığı fotoğrafları 'birbirinden ilginç kareler' diyerek servis etmiş.





'Türkistan neden unutuldu' sorusu daha anlamlı geliyor

Çok zayıf bir düzeyde kalsa bile hala 'Doğu Türkistan' tabirinin hafızalarımızda bir karşılığı var. Çin işgalindeki Müslüman Uygurların yaşadığı ama Kazak, Kırgız gibi diğer Müslümanlara da yurt olan İslam coğrafyası. Kaşgarlı Mahmut gibi Türk diline Divanü Lügati't-Türk'ü kazandıran, Yusuf Has Hacip gibi Kutadgu Bilig'i İslam kültürüne kazandıran isimlerin yetiştiği topraklar.




Türkistan'ın doğusunu hatırlayanlarımız bile 'Batı Türkistan'ı pek akla getirmez. Doğu Türkistan varsa, en azından mantıksal olarak Batı Türkistan'ın varlığını zorunlu kılar. Bu soruyu gündeme getirmemin nedeni Cumhurbaşkanı'nın Özbekistan'a yaptığı resmi ziyarete katılan bürokrasiden bir dostun hayret ifadeleri oldu. Evet, yirminci yüzyılın ikinci yarısında bile dünyaca bilinen coğrafya kitaplarında, haritalarda Türkistan coğrafi isim olarak yer alırdı. Doğu Türkistan'ı da kapsayan bir Türkistan isimlendirmesi...





Düzenli olarak beyin fırtınası yapıyor

Ankara'dan beni mutlu eden bir telefon aldım. Geçen hafta
" başlıklı (17.11.2016)yazımdan sonra Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Dr. Gürsel Dönmez'di arayan. Sabah uzman ekiple yaptığı analiz ve değerlendirme toplantısı sorası aradı. “Avrupa'da dipten gelen ciddi bir sarsıntı var. Tsumaniye hazır olun" tezime tarih verdi. “4 Aralık Avusturya seçimleri, bahsettiğin tsunami tarihi olabilir" dedi.



Başbakanlıkta beyin fırtınası




Beni mutlu eden şey şuydu: Dostum Gürsel Dönmez, düzenli olarak, ekibiyle beyin fırtınası yapıyor, tüm dünyadaki gelişmeleri analiz ediyor ve bunu rapor haline getirip üst makamlara iletiyordu. Daha çok mutlu olduğum şey ise, bu toplantılar ve raporlar, tespitlerden ibaret değildi. Rapor gelecek için bir perspektif, olabilecek muhtemel senaryoları da içeriyordu.





Kılıçlar kınlarından çıktı

Pizzagate denen bir meseleyi sümenaltı ettiler biliyorsunuz. Hiç olmazsa kayıtlara geçsin isterim. Ezoterik düşüncenin dünya hegemonyasındaki gücünü “komplo teorisi” olarak görmeyenlerdenim. En bilinen masonik yapılardan en bilinmeyenlerine kadar… Dünyadaki yerleşik düzeni kurup yönetenlerin ezoterik düşüncenin etkisinde olduğuna inanırım.




Bu bağlamda, gizli ilişki biçimleriyle ve toplantı düzenekleriyle hep merak edilenlerdir, dünya hegemonları.




Bunların bir kısmının ismi “Pizzagate” skandallına karıştı. Çocuk istismarından tutun da birçok rezillikle birlikte…





Hep savaş kurbanları için yapılan anıtlar

Gidenler bilir; Çanakkale taaruzunda ilk saldırının yapıldığı koyda havaya uçan cephanelik yüzünden verilen ilk şehitler için, Seddülbahir köyünde, kalenin üst tarafında yer alan bir anıt vardır: İlk Şehitler anıtı. Kurtuluş savaşını sonlandıracak direnişimizde ise düşmana atılan son kurşunun anısına Bandırma'ya Son Kurşun anıtı dikilmiştir. Evet ilk şehitlerden son kurşuna desek de, hepimiz biliriz ki bu ne ilktir ne son. Barışın, diplomatik dilde savaşın diğer adı olduğunu da tecrübe etmiştir hep bu topraklarda yaşayanlar.




İçeride ve dışarıda fitne moderatörlerinin, küresel / yerel kışkırtma şebekelerinin kurguladığı Ortadoğu savaşları devam ederken, Avustralyalı delikanlı Liam Parkinson'un yazdığı mektuptan bahsetmek istiyorum. Çünkü dünyanın hemen her diyarında bulunan bir Meçhul Asker anıtıdır aslında bize en yakın gerçek. O meçhul asker hepimizden bir yara taşır. Hikayesi hepimizin evvelinde yazılmıştır.





#İsmail Kılıçarslan
#Akif Emre
#Kemal Öztürk
#Hasan Öztürk
#Leyla İpekçi
7 yıl önce