Hasan Celal Güzel’in ölüm nedeni tedavi gördüğü hastane tarafından açıklandı. Eski bakanlardan biri olan Hasan Celal Güzel, Denizli’de rahatsızlanarak tedavi altına alındı. 73 yaşında hayata gözlerini yuman Hasan Celal Güzel’in ölüm nedeni ise sevenleri tarafından oldukça fazla merak ediliyor. Ölüm nedeni ile ilgili olarak da hastane tarafından karaciğer yetmezliği, diyaliz gerektiren kronik böbrek yetmezliği ve ileri evre kalp yetmezliği açıklaması yapıldı.
Güven Hastanesi eski bakanlardan Hasan Celal Güzel ile ilgili bir açıklama yaptı.
Güven Hastanesinden yapılan açıklamada, "Bilinen karaciğer yetmezliği, diyaliz gerektiren kronik böbrek yetmezliği ve ileri evre kalp yetmezliği tanıları olan Hasan Celal Güzel genel durum bozukluğu ve derin anemi nedeniyle 18 Mart 2018 günü 19.03’de hastanemize kabul edilmiştir. İlk değerlendirme sonucunda septik şok tablosunda olduğu saptanan hasta Genel Yoğun Bakım Ünitesine alınarak, antibiyotik tedavisi ve diğer destek tedavisi başlanmıştır. Ağır akciğer enfeksiyonuna bağlı olarak gelişen solunum yetmezliği nedeniyle entübe edilerek izlenmiştir. Uygulanan yoğun tedaviye yanıt vermemiş ve sabah 05.45’de kardiyak arrest tablosu gelişmiştir. Kardiyopulmoner Resüsitasyon cevap vermemiş ve saat 06.15’te eksitus kabul edilmiştir" denildi.
- Açıklamada, Güzel’in cenaze namazının yarın Türkiye Büyük Millet Meclisinde düzenlenecek Devlet Töreni’nin ardından Hacı Bayram Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacağı ve merhumun Gölbaşı Mezarlığı’nda defnedileceği ifade edildi.
Siyasilerin halkın arasına pek fazla karışmamasına karşı gittiği her yerde vatandaşlarla mutlaka tokalaşan ve büyük çoğunluğuyla öpüşen Güzel, o günlere dair şu satırları yazmıştı:
- "Efendim, bendeniz bildiğiniz gibi bir vakitler öpüşme ve el sıkışma şampiyonu idim. Siyaseti halka yakın şekilde yapma ekolünün başta gelen temsilcisi olarak bulunuyordum. Bu konuda rahmetli pirimiz Kasım Gülek'i de, üstadımız Demirel’'i de geride bırakarak 10 milyon kişi ile el sıkıştım, öpüştüm, hatta bu sahadaki kendi icadım olan 'elense' metoduyla güreştim."
Kalabalık şehirlerde, ana caddelerde ve meydanlarda bir anda yüzlerce kişiyle el sıkışabiliyordum. El sıkışacak ve öpülecek kişi sayısı fazla olduğu için çok hızlı hareket eder ve kendime mahsus teknikler geliştirirdim.
"Her öptüğüm oy verse Başbakan olmuştum"
Efendim, aslında bendeniz böyle şapur şupur öpüşmeye karşıyım. Bu tarz öpüşme ne Batı kültüründe vardır ne de bizim kültürümüzde... Batı'da aynı cinsten olanların öpüşmesine çok şüpheli bakılır. Bizdeki musafahanın ise şapur şupur öpüşmekle hiç ilgisi yoktur.
- Öpüşmenin hijyenik bakımdan da birçok mahzurları olduğu bilinmektedir. 'Peki o halde, ne diye yıllarca öpüşüp durdun be adam?' diyecek olursanız buna şu cevabı vereceğim: Sermayesine politika yapıyordum. İnsanımıza sarılıp öpmekten başka çarem yoktu ki!... Her öptüğüm bana oy verseydi, şimdi çoktan başbakan olmuştum. Ne yapalım ki, benim necip milletim beni öptü de, başkasına oy verdi...