Kudüs’ün en özel yerlerinden biri olan ağlama duvarının yanındaki bir bina penceresinde, mevziyi terk etmeyen bir komutan edasıyla duruyor. Özgür Kudüs hasretiyle Mescid-i Aksa’ya bakan gözlerin sahibi Ayşe Masluhi, Yahudi yerleşimi olan Megaribe Mahallesi’nde bir apartmanda yaşıyor. Keder ve sıkıntıya rağmen çevresini saran işgalci yerleşimcilere, evinin girişinde kurulan barikatlara, gece gündüz izlenen kameralara rağmen hayatını gururla ve inançla devam ettiriyor. Sadece 25 metrekare olan evini Yahudi yerleşimcilerin ısrarlarına ve yüksek fiyat tekliflerine rağmen satmıyor. Davasına yürekten bağlı olan Filistinli, direnişi ve asaletiyle bütün Müslümanlara örnek oluyor. “Karun’un hazinelerini de verseler evimi asla Yahudi işgalcilere satmayacağım” diyen Masluhi, Türkiye Diyanet Vakfı’nın düzenlediği 5. Uluslararası İyilik Ödülleri için Türkiye’ye geldi ve şunu söyledi: Filistin’i yalnız bırakmayın.
Atalarından kalan 890 yıllık binanın çocuklarına kalmasını istediğine değinen Masluhi, “Benim görevim burada kalmak. Tek üzüntüm yakında öleceğim. Oğullarım da İsrail’e satmasın. Bir yanda Müslüman Filistinlilerin işgal bölgelerinde evleri yıkılırken, diğer yanda Yahudi işgaline direnen tarihi mekânlar ve buraları canları pahasına savunmaya adanmış izzet ve asalet timsali Filistinli Müslüman kadınları... İşgalci İsrail, evimi almak için trilyonlar ve hatta açık çek teklif etti fakat asla evimden çıkmam. Bu ev vatanın bir parçasıdır. Benim imanımın bir parçası bu evi muhafaza etmektir. Bu evde ben doğdum, büyüdüm. Babam doğdu ve büyüdü. Bu ev bana kutsal Kudüs’ü hatırlatıyor. Bu ev bu toprakların kime ait olduğunun bir belgesidir. İsraillere en büyük meydan okumak bu evde kalmaktır” diyor.
