Her anne baba, geleceğe kendisinden bir miras olarak bir evlat bırakmayı diler. Geriye bırakılan mirasın değeri ise yıllar içinde ona nasıl bakıldığı, nasıl ilgilenildiğiyle ilerleyen dönemlerde değer kazanır. Bir çocuğun gelişim sürecinde yaşadıkları, yetişkinlikte nasıl bir anne baba olacağının, çocuklarına nasıl davranacağının da bir göstergesi aynı zamanda.
Çocuğu olduğu gibi kabul edebilmenin eşlik etmeyi beraberinde getirdiğini aktaran yazar, “Anne baba veya çocukla muhatap olanlar, farkında olarak ya da olmayarak çocuğa karşı terbiye edici bir rol üstleniyor. Çocuğu boş bir levha gibi algılayıp, ne yazarsak üzerine o işlenecekmiş gibi hareket ediyoruz. Bu işlemlerde, kaygılarımız, korkularımız, yapamadıklarımız ve endişelerimizi açığa çıkarıyoruz. Eşlik edici olmaksa, çocuğun bazı fıtri melekelerle dünyaya geldiğini, kendine has bir mizacı, kodları olduğunu, kader defterinde yaşayacağı bir hayat ve imtihanları olduğunu kabul eden ve ondaki gizleri kâşif edasıyla ortaya çıkarmak aslında” diyor.
MÜKEMMELLİYETÇİLİK ETKİLİYOR
Hilal Çorbacıoğlu’nun deneyimlerinin aktarıldığı eser, yaşanmışlıklara çözümler içerdiği için çocukla ilgilenen herkesi bir noktadan yakalıyor. Kitabında mükemmel aile portresini de değerlendiren Çorbacıoğlu, “Mükemmel ebeveyn algısına bizi sokan bazı kaygılarımız var. Bunlar mizacımızla ilgili özellikler olabilir. Mükemmeliyetçi bir yapımız varsa ya da ev hep düzenli olsun temiz olsun istiyorsak, burada farkında olmadan çocuğa birçok olumsuz mesaj verebiliyoruz. Kişi temizlik konusunda hep yeterli olmak zorunda hissediyor. Öyle olmadığında işlerin yolunda gitmediğini düşünüyor” ifadelerini kullanıyor.
FARKINDA OLMAK İYİLEŞMENİN TEMELİ
Çocukluk travmalarıyla yüzleşerek nasıl iyileşmenin mümkün olduğunu söyleyen Hilal Çorbacıoğlu, bu sorunları aşmanın fark etmekle mümkün olduğunun da altını çiziyor: “Yaşadığımız olaylar, maruz kaldığımız bir şiddet var. Bunlar, anne-baba olduğumuzda ya da bir çocukla iletişim halinde olduğumuzda bir anda ortaya çıkabiliyor. Bu davranışa neden tepki verdim, ne beni tetikledi demeliyiz. O davranıştan çıkardığımız sonuç, bize ait. O zaman kendimize dönüp, beni bu kadar korkutan kaygılandıran şeyin ana sebebi ne demeliyiz. Aslında biliyoruz, çocukluğumuz... Fark etmek bazen iyileşmenin yüzde ellisi. Farkında olmadığımızda o davranışlarımızı sürdürüyoruz. Diğer durumda bir farkındalık oluşturup, sonraki adımımızda bilinçli oluyoruz.”