|

Almanya; ebedi müttefik mi, ezeli rakip mi?

Merkel’in, FETÖ terör örgütünün kaçaklarının Almanya’ya iltica etmeleri konusunda ve BND başkanının FETÖ terör örgütünün hain darbe girişiminin arkasında olduğuna dair ikna olmadığını söylediği küstah açıklamaları karşısında sessiz ve ilgisiz kalması, Almanya’nın samimiyetsiz, hatta hasmane politikasını ortaya çıkarmaktadır.

Yeni Şafak
04:00 - 4/04/2017 Tuesday
Güncelleme: 01:07 - 4/04/2017 Tuesday
Yeni Şafak
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
İLLUSTRASYON: CEMİLE AĞAÇ YILDIRIM
Alp Nane- Avukat

Almanya ile aramızda olan uzun süreli tarihi, siyasi, ekonomik ve 4 milyon gurbetçi vatandaşımız oluşturduğu sosyal ilişkilere rağmen, iki ülke toplumsal bağlamda yakınlaşamamıştır. Bunda Almanya’nın halen Türkiye’ye karşı önyargısı da etkilidir. Tabii bu bir önyargı mı, yoksa bölgesel ve uluslararası hesapları olan Alman siyasetinin bir parçası mıdır, iyi değerlendirmek gerekir.

Tarihi geçmişe rağmen Almanya’nın son yıllardaki Türkiye’ye karşı yürüttüğü politika, iki dünya savaşına da emperyal hedeflerle girip, ama ikisinde de hüsrana uğrayan, şu anda da ABD’nin kontrolü altındaki konumundan kurtulmaya çalışıp, yeniden uluslararası hedeflerine ulaşmaya çalışmakta olduğunun göstergesidir. Düşünün ki, dünyadaki ilk balistik füze -V2- ve uzaya ulaşan ilk insan üretimi roketi siz tasarlayıp üreteceksiniz, savaştan sonra ABD bilim adamlarınızı, Rusya ise üretim tesislerinizi kendi ülkesine taşıyıp, uzay ve roket teknolojinizle iki kutuplu dünyayı oluşturacaklar, size de Rusya’ya karşı kurulan Avrupa Birliği’nin vatmanlığını verecekler. Bu bağlamda bakıldığında aslında Almanların durumu gerçekten çok üzücü. Peki Almanya neden Türkiye karşıtı politikalar uyguluyor?

ALMAN DERİN SİYASETİ RAHATSIZ

Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik ve siyasi atılımlarla bölgesel güç olmaktan çıkıp, uluslararası güç olmaya doğru ilerlemesi Almanya’yı da rahatsız etti. Sayın Cumhurbaşkanımız'ın son yıllarda, yıllarca unutulan yurtdışı Türklere önem vererek, özellikle Almanya’daki gurbetçi vatandaşlarımızı sık sık ziyaret edip, milli kimlik bilinci oluşturma yönündeki çabası ve gurbetçi vatandaşlarımızın da bu konuya ilgisi ve teveccühü, Alman derin siyasetini huzursuz etti. Almanya’daki dört milyon Türkiye kökenli vatandaş, Almanya da hatta Avrupa’da en büyük lobilerden biri olabilecekken, Alman derin siyasetinin kendisi için tehlike olarak gördüğü bu potansiyel, gurbetçi vatandaşlarımızı etnik ve mezhepsel olarak bölmeye çalışmaları sonucu tek yürek tek ses olamamıştır. Almanya’daki Türk nüfusu, Almanların gözünde potansiyel bir tehlikelidir, güçlenen ve dışarıda söz sahibi bir Türkiye’de muhakkak bu potansiyelini kullanacaktır.

PKK’YA HAMİLİK
YAPIYOR

İki dünya savaşında da mağlup olup, emperyal hedeflerini gerçekleştiremeyen Almanya, Türkiye’nin güneyinde, Kuzey Irak ve Suriye’nin kuzeyinde kurulması hedeflenen bir Kürt devletinde söz sahibi olmak için, bölgede varlığını sürdüren ve özellikle Suriye’de daha yoğun olarak bulunan PKK, PYD terör örgütlerinin hamiliğini yapmakta, bu şekilde de ileride kurulabilecek bir uydu Kürt devleti vasıtasıyla Ortadoğu’da etkili ve dünya siyasetinde söz sahibi olmayı amaçlamaktadır. Ancak Almanya’nın öngöremediği, terör ve teröre destekle hiçbir şekilde bu amacına ulaşamayacak olmasıdır. İncirlik'te konuşlanan yüksek çözünürlüklü görüntüleme sistemlerine sahip olan Alman Tornado uçakları, bölgede yaptığı keşif uçuşlarından elde ettiği görüntülerinin tamamını Türkiye ile paylaşmayıp, sadece DAEŞ hedeflerinin görüntülerini verip, PKK-PYD terör örgütlerine ilişkin görüntüleri paylaşmayarak teröre destek olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Alman dış istihbarat teşkilatının örtülü operasyonlarda kullandığı, sivil toplum örgütü görünümlü etki ajanlarından oluşan ve alman iktisadi kalkınma teşkilatı ve BND’den milyonlarca euro ödenek Alman Vakıfları (Heinrich Böll, Friedrich Ebert, K.Adenauer başlıcaları), Türkiye’de etnik ve mezhepsel ayrımcılığı körüklemek için yürütülen politikalarda baş aktörlerdendir. Almanya’nın iç politikasına karışmaları yasak olan vakıfların temsilcileri, özellikle bölücü terör örgütü PKK’nın hamiliğini üstlenmiştir. Türkiye’nin sanayileşmesi, madenlerinin ve enerji kaynaklarlarının kullanılmasının engellenmesi için tepkisel ve akıl dışı boyuttaki çevrecilik kisvesi altındaki faaliyetler bu vakıfların operasyonlarının diğer bir metodudur.

MESELE SADECE HAVALİMANI DEĞİL

Birtakım medya ve bazı kesimlerin hala anlayamadığı, bir havalimanı sebebiyle mi bize düşman oldular zihniyetinin sığlığı; meselenin sadece bir havalimanı olmadığı, İstanbul’a yapılan üçüncü mega havalimanıyla Almanya’nın Frankfurt, Hollanda’nın Amsterdam havalimanlarının bölgenin Hub merkezi, yani hava taşımacılığı yolcu ve kargolarının aktarım merkezi olmaktan çıkıp, Türkiye’nin Hub merkezi konumuna gelecek olmasıdır. Bu da birden çok sektörün hızla gelişmesine ve ekonomiye ciddi katkı sağlayacaktır. Alman medyası bu konu üzerinde yayınlar yaparak endişelerini açıkça dile getirmiştir.

Mülteci meselesi ve İncirlik konusunu görüşmek için son 1,5 yılda 5 kez Türkiye’ye gelen Alman Şansölyesi Merkel’in, FETÖ terör örgütünün kaçaklarının Almanya’ya iltica etmeleri konusunda ve BND başkanının FETÖ terör örgütünün hain darbe girişiminin arkasında olduğuna dair ikna olmadığını söylediği küstah açıklamaları karşısında sessiz ve ilgisiz kalması, Almanya’nın samimiyetsiz, hatta hasmane politikasını ortaya çıkarmaktadır.

Alman televizyon kanallarında referandum ile ilgili telaşlı bir şekilde hayır kampanyası yürütülmesi, uluslar arası ilişkiler bağlamında çok ilginç ve cüretkar bir tavır olarak yerini almıştır. Almanya; Türkiye’ye karşı dış politikasını gözden geçirmeyip, terör örgütlerini kullanmaya devam etmesiyle hem dost Türkiye’yi kaybedecek, hem de girdiği kirli ilişkiler ağıyla başına ileride ciddi dertler açacaktır.

#Almanya
#Merkel
#FETÖ
#BND
7 years ago