|

Almanya’da sağdan esen rüzgâr

Yeni Şafak
04:00 - 29/08/2017 Salı
Güncelleme: 10:30 - 29/08/2017 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem

-ZEYNEP BİLGİN

ULUSLARARASI İLİŞKİLER UZMANI

Almanya 24 Eylül 2017 tarihinde seçime gidiyor. Federal Seçim Kurulu Almanya’da 720 bin Türk kökenli seçmenin bulunduğunu açıkladı. Türkiye kökenlilerin seçimlere oran olarak %1 - 1,5 civarı etki etme şansı var. 19. Federal Seçimlerine bir ay kala sağcısı, solcusu, liberali, merkezi yani tüm partiler Türkiye konusunda aynı noktada buluştu. Almanya’da artık siyaset rüzgârı sadece sağdan esiyor. Göçmen karşıtı politikaların yanı sıra, yarım asırdır Almanya’da yaşayan, sosyal ve ekonomik yönden bu ülkede ciddi katma değer ortaya koyan soydaşlarımıza, Türk Kültürüne ve Türkiye Cumhuriyetine sistematik saldırıların seçim sürecinde ciddi ölçüde arttığını görmek mümkün.

TÜRK KÖKENLİ SEÇMENE TEHDİT

Kısa süre önce kamuoyuna da yansıdığı üzere, Almanya’nın Sosyal Demokrat Partili Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ve Adalet Bakanı Heiko Maas ortak bir makale kaleme aldı. Bu makalede özellikle Almanya’daki muhafazakâr, milliyetçi, ülkesini seven Türkiye kökenli seçmene mesajlar ve tehditler var. Adeta aşırı sağcı siyasetçilerin kaleminden çıkmışçasına bundan sonra size rahat yok, evinize kadar gireceğiz, televizyonunuzda bile Erdoğan’ı göremeyeceksiniz mesajı veriliyor. Almanya’daki Türk toplumunun TRT yerine ZDF izlediğinde Alman olacağına inanılması trajikomik bir olay.

Makalenin devamında PKK ile Cumhurbaşkanımızın siyasetini destekleyenler aynı kefeye koyularak PKK ile nasıl mücadele ediliyorsa, cami ve cemaatlere etki etmek isteyenlerle de mücadele edileceği, Erdoğan’a fikren yakın duran derneklerin daha detaylı takip edileceği, Erdoğan’a karşı mücadele edenlerin maddi ve manevi destekleneceğinin altı çiziliyor.

CDU’nun Federal düzeyde tek Türkiye kökenli Milletvekili Cemile Yusuf ise işi bambaşka bir boyuta taşıyarak Almanya’daki Türk vatandaşlarının Türkiye’deki seçimlere katılma hakkının ellerinden alınmasını talep ediyor. Dolayısıyla Erdoğan’ı ve Türkiye’deki hükumeti desteklemenin cezalandırılacağı bir döneme giriyoruz Almanya’da.

Masum insanlar keyfi ve yapay tehdit algısı üzerinden kriminalize edilip, tehdit, asimilasyon ve diğer uygulamalar ile Müslüman-Türk kimliğini inkâr etmeleri hedeflenirken; 250 kişinin şehit olmasına ve 2000’i aşkın kişinin yaralanmasına yol açan 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren katil darbeci ve diğer teröristler, masumlaştırılıyor ve hatta destekleniyor.

OY VERMEYİN ÇAĞRISI

Sayın Cumhurbaşkanımız geçtiğimiz günlerde Merkel’in partisi olan Hristiyan Demokratlara, Schulz’un partisi Sosyal Demokratlara ve Cem Özdemir’in partisi Yeşillere oy vermeyin çağrısında bulundu. PKK destekçisi olan Sol partiye ve aşırı sağcı AfD’ye özellikle değinmeye gerek bile yok. Onlar açıktan Türkiye düşmanlığını belli eden partiler zaten. En azından Sosyal demokratlar gibi Türklere en yakın parti biziz diyerek cami cemaatinden oy toplayıp sonra Türkiye düşmanlığı yapan partiler değiller. Türkiye kökenli vatandaşların %60’ının oyunu alan partidir SPD.

Sonuç itibari ile ne kalıyor geriye Türkiye ve Erdoğan eleştirileriyle de bilinen FDP Liberal Parti ve seçimi boykot eden BİG partisi haricinde Türkiye kökenli vatandaşların kurduğu ADD Partisi. ADD partisinin sadece Kuzey Ren Vestfalya eyaletinden seçime gireceğini ve barajı aşamayacağı için siyaseten pek etkisinin olmayacağını da belirtmek lazım.

Almanya’daki siyasetçilerde büyük rahatsızlık uyandıran bu yorumun birçok yönden olumlu etki ettiğini söyleyebiliriz. Almanya’da bir kısım siyasi partiler açıkça Türkiye’deki genel seçimlerde HDP propagandası, referandum sürecinde de “Hayır” kampanyası yürütmesinin üzerinden çok geçmemesine rağmen, Alman siyasetçiler Sayın Cumhurbaşkanımızın Almanya’daki seçimler hakkında ufak bir değerlendirmede bulunması karşısında ne kadar faşizan bir tavır içerisine girebildiklerini bir kere daha göstermiş oldular.

TÜRKİYE’Yİ DİREKT HEDEF ALIYORLAR

Ülkemizin son birkaç yıldır maruz kaldığı sayısız terör saldırısı, kanlı darbe girişimi ve karşılaştığı ciddi terör tehditleri karşısında tüm örgütlerle en samimi mücadeleyi ortaya koymasına rağmen, Almanya’nın iç güvenlik meselelerimize doğrudan müdahil olmak istediğini hatırlamakta zorlanmıyoruz. Diğer yandan seçimlerden bir ay önce ülkenin en önemli iki bakanının Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilgili makale yazma gereği duyması Almanya’nın Türkiye politikasının seçim sonuçları için ne kadar önemli olduğunun kanıtı. Almanya’daki siyasi partiler seçmenini adeta Türkiye konusu ile avutuyor. Liberal Parti genel başkanı Lindner Türkiye konusunda ki düşüncelerini yineleyerek; Türkiye ile tüm ekonomik işbirliklerini kesmeyi, AB müzakerelerini durdurmayı talep etti. Konu dış politika olduğunda hele hele Erdoğan olduğunda şüphesiz Almanların hepsi aynı fikre bürünüyor ama en çokta Sosyal Demokratların Türkiye düşmanlığı onlara çok pahalıya mal olabilir. Evet, koalisyon ortaklığını kaybetmeyle yüz yüzeler. Belki de bu çırpınışları ve agresif tavırları bu yüzden. Son kamuoyu araştırmalarına göre CDU/CSU %40 bandında ilerlerken FDP %9-10 civarında ilerliyor. Bu demektir ki FDP oylarını arttırırsa tıpkı 2009-2013 yıllarında olduğu gibi CDU/CSU ve FDP Hükumeti kurabilir ve SPD koalisyon dışı kalabilir.

#Almanya
#Sağ
#Seçim
7 yıl önce