Diyanet İşleri Başkanlığınca, İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesine ulaştırılmak üzere Ankara Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesine verilen dava dilekçesinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden vatandaşlar tarafından gönderilen ileti içeriklerinden "âlâ" kelimesinin alkollü bir içecek markasında kullanıldığı belirtildi.
Allah'ın sıfatlarından birinin marka olarak kullanılmasının doğru olmadığı belirtilen dava dilekçesinde, "ilgili markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi" istendi.
- Kurul tarafından 25 Ocak'ta kendilerine gönderilen dilekçede, Türkçede "âlâ" kelimesinin "iyi", "pekiyi", "yüksek", "pek yüksek", "pek güzel", "nefis", "enfes" gibi anlamlara geldiği bildirildi.
- Dilekçede, Türkçede kullanılan "cenneti âlâ" tabirinin de cennetin en yüksek katı anlamına geldiğine işaret edilerek, Arapça'da "â'lâ" kelimesinin ise Türkçedeki "âlâ" kelimesinden biraz farklı bir telaffuzla "en yüksek", "daha yüksek", "yüce", "en üstte" gibi sözlük anlamlarıyla değişik kullanımlara sahip olduğu aktarıldı.
Ayrıca Kur'an-ı Kerim'de bu kelimenin, Allah'ın yüceliğini ifade eden bir sıfat olarak kullanıldığı gibi Hz. Musa'nın, Firavun ve sihirbazları karşısındaki durumu ve gökyüzündeki en yüce ufku nitelemek için de kullanıldığı anımsatılan dilekçede, şu değerlendirmede bulunuldu:
Sonuç olarak; Türkçemizde her ne kadar 'iyi', 'pekiyi' anlamında kullanılmış olsa da Cenabıhakk'ın sıfatlarından biri olan "âlâ"yı çağrıştırması, Kur'an-ı Kerim'de sure ismi olarak geçmesi, gelenekte dini çağrışımı bulunması ve Allah'ın haram kıldığı bir nesneyi övme, yüceltme anlamı taşıması yönleriyle bahis konusu ismin bir içki türüne ad veya marka olarak kullanılmasının dinen uygun olmadığı değerlendirilmektedir."