|

Doğanın sesini duyabildik mi? 5 Haziran Dünya Çevre Günü kutlu olsun

Doğa binlerce yıl sonra yeniden nefes aldı. Salgın insanları eve hapsetti, doğayı özgür bıraktı. Bu süreçte, karbondioksit salınımında tarihteki en büyük düşüş yaşandı. İstanbul Boğazı kıyılarında görülen yunuslar hepimizi heyecanlandırırken, dünyanın farklı bölgelerinden gelen görüntüler şaşırttı. Doğanın kıymetini bir kere daha anladığımız şu günlerde 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle yarınlarımız için bugünden harekete geçelim.

Haber Merkezi
04:00 - 5/06/2020 Cuma
Güncelleme: 12:40 - 5/06/2020 Cuma
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv
Büşra Karagöz

Bugün, 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Korovirüsle mücadele verdiğimiz dönemde, evlere kapanırken; doğanın kendini nasıl onardığına şahitlik ettik. İstanbul Boğazı’nın kıyılarına kadar gelen yunuslar hepimizi heyecanlandırırken; dünyadan gelen görüntüler de hepimizi şaşırttı. Avustralya’da sokaklar kangurulara kaldı. ABD’nin Güney Carolina bölgesinde bir timsah, kasabada tur atmaya başladı. Tayland´ın Chachoengsao bölgesinde, yavru ve yetişkin fillerden oluşan sürüsü kent merkezine ilerledi. İngiltere’nin başkenti Londra’nın doğusunda halkın evden çıkmamasını fırsat bilen geyikler, şehir merkezine indi. Şili’nin başkenti Santiago’da bir puma görüldü. Bununla birlikte, ender görülen hayvanlara daha çok rastlanır oldu, kirlilikle boğuşan akarsular temizlendi, çoraklıkla boğuşan topraklar yeşillendi. Tüm bunlarla birlikte, araba kullanımının azalması, uçuşların kısıtlanması, sokağa çıkma yasakları vesilesiyle karbondioksit salınımında tarihteki en büyük düşüş yaşandı. Çevre kirliliği ve iklim değişikliği, orman yangınları, çekirge istilaları ve salgın hastalıklarla sınanan insanoğlu için belki de bu süreç, doğanın önemini anlamak için bir fırsat oldu. Ancak tüm bunlara rağmen, yeniden hayata dönüşün başladığı günlerde, şimdiden deniz kıyılarından maske ve eldiven atıkları görüntüleri gelmeye başladı.



***


1 milyon canlı türü yok olmak üzere


Bununla beraber, Dünya Çevre Günü’nün bu yılki teması, “biyolojik çeşitlilik” olarak belirlendi. Çünkü, iklim değişikliği, tüketici tercihleri, kentleşme, demografi, tarımsal kirlilik ve aşırı hasat gibi unsurlar, doğada biyolojik çeşitliliği olumsuz etkileyerek yaklaşık 1 milyon canlı türünü yok olma tehlikesiyle baş başa bıraktı. BM verilerine göre, bilinen her dört türden biri, gelecek 10 yıl içinde gezegenden silinme tehlikesiyle karşı karşıya.

Bu gidişle üç gezegene ihtiyacımız var

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), 2050 yılına kadar, mevcut tüketim ve üretim kalıplarının aynı kalması ve artan nüfusun 9,6 milyara ulaşması durumunda, yaşam ve tüketim alışkanlıklarının sürdürülmesi için üç gezegene ihtiyaç olacağını açıkladı. İnsanların doğadan her yıl talep ettiklerinin bugün 1 Dünya ile değil, ancak 1,6 Dünya ile karşılanabileceğini vurgulayan BM’ye göre de, birçok tür daha önce hiç olmadığı kadar yok olma riskiyle karşı karşıya.

Hava kirliliği 1 yılda 7 milyon can alıyor

  • Gelin, Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verilerine göre ‘Doğayı neden korumalıyız?’ sorusunun cevabına gerçekçi detaylarla göz atalım. Koronavirüs nedeniyle dünyada şu ana kadar 380 bin kişi yaşamını yitirirken; halihazırda, hava kirliliği her yıl dünya çapında yaklaşık yedi milyon insanı öldürüyor. Breakthrough Enstitüsünün raporuna göre, dünya ekonomisini durma noktasına getiren Kovid-19 salgını nedeniyle karbondioksit salınımının, 2020’de yüzde 5 veya 8 ile tarihteki en büyük düşüşü bekleniyor.
#Doğa
#Hava kirliliği
#5 Haziran Dünya Çevre Günü
#Gezegen
4 yıl önce