|

Dünya acıyı hemen tüketiyor

Filistinli fotoğraf sanatçısı Rula Halawani, Zeytinburnu Uluslararası Fotoğraf Festivali Z FotoFest için İstanbul'a gelerek genç sanatçılarla tecrübelerini paylaştı. Savaş sahnelerinin artık kendileri için sıradanlaştığını belirten Halawani, "Ben de savaşın yaşantılar üzerindeki etkileri göstermek istedim. Çünkü dünya acıyı ve üzüntüyü hemen tüketiyor" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 28/01/2018 Pazar
Güncelleme: 06:33 - 28/01/2018 Pazar
Yeni Şafak
İşgal altındaki hayatları sanatla bağdaştıran Halawani, objektifini göz ardı edilen detaylara, çocukluğunun dönüştürülmüş manzaralarına, hayat ve tarihin izlerine doğru çevirmiş.
İşgal altındaki hayatları sanatla bağdaştıran Halawani, objektifini göz ardı edilen detaylara, çocukluğunun dönüştürülmüş manzaralarına, hayat ve tarihin izlerine doğru çevirmiş.

Rula Halawani, Filistinli bir fotoğraf sanatçısı. Mesleğe ilk olarak foto muhabir olarak başlasa da işgal güçlerinin halkına uyguladığı zulmü görüntülemeye duyguları izin vermemiş. Fakat ülkesinde yaşananları göstermenin bir başka yolunu bulmuş. İşgal altındaki hayatları sanatla bağdaştıran Halawani, objektifini göz ardı edilen detaylara, çocukluğunun dönüştürülmüş manzaralarına, hayat ve tarihin izlerine doğru çevirmiş. Kudüs'teki Birzeit Üniversitesi Fotoğrafçılık programının kurucusu olan Halawani, topraklarında fotoğrafla ilgilenen sayısız isim yetiştirmiş biri. Zeytinburnu Belediyesi ve Türkiye Fotoğraf Vakfı işbirliği ile düzenlenen Zeytinburnu Uluslararası Fotoğraf Festivali Z FotoFest için İstanbul'a gelen Halawani, genç sanatçılarla tecrübelerini paylaştı. Biz de Halawani ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Savaş sahneleri görmenin artık kendileri için sıradanlaştığını belirten Halawani, "Filistin'de çok fazla foto muhabiri var. İnsanlar hep aynı şeyi görüyor. Ben de bu yüzden savaşın yaşantılar üzerindeki etkisini göstermek istedim. Çünkü dünya acıyı ve üzüntüyü hemen tüketiyor. İnsanları farklı bir şekilde etkilemek gerekiyor" diyor.

54 yaşındaki Halawani, Kanada'da lisans eğitimi alırken yaz tatilini değerlendirmek için fotoğraf çekmeye başlamış ve kariyeri bu alanda ilerlemiş.


FOTO MUHABİRLİK BENİM İÇİN BİTTİ

Kanada Saskatchewan Üniversitesi'nden Gelişmiş Fotoğrafçılık alanında lisans derecesi, Londra Westminster Üniversitesi'nden Fotografik Araştırmalar Yüksek Lisans derecesi alan Halawani, Kudüs'teki Birzeit Üniversitesi Fotoğrafçılık programının kurucu direktörü. Filistin'de foto muhabir olarak işe başladığında ailesinin bu duruma karşı çıkmasına rağmen uzun bir süre eylem ve çatışma fotoğrafları çeken Halawani, "Olaylara duygusal olarak baktığım için mutlu değildim. İşgal edilen topraklar benim vatanım. Öldürülenler benim insanlarımdı. Ben barış olur diye düşünüyordum. Bu yüzden foto muhabir olarak bunun tam tersini göstermek istiyordum. Fakat gün geçtikçe ölümler ve işgaller artıyordu. Benim de barışa dair umutların bitiyordu. Gösteri fotoğrafları çektiğim bir gün 16 yaşında bir çocukla tanıştım. İsrail askerlerine taş atıyordu. Ayağından vuruldu ve Filistinler onu götürdü. Fakat sonra tekrar geldi ve taş atmaya devam etti. Bir patlama oldu ve onu yerde kafasından vurulmuş bir şekilde gördüm. O gün 1997 yılında foto muhabirlik benim için bitti" ifadelerini kullanıyor.

ÇALIŞMALARIM BELGESEL NİTELİĞİNDE

Foto muhabirliği bıraktıktan sonra projeler üzerinde çalışmaya başladığını anlatan Halawani, "Projeler üzerinde bir nevi deney yapıyordum. Çektiğim fotoğrafların negatiflerini gösteriyordum. Çünkü işgal karanlık bir gerçek. Ben de bu yüzden karanlığın negatif bir şekilde yine karanlık tarafını gösterdim. Çalışmalarım bir belgesel niteliğinde oldu her zaman. Ramallah ve Kudüs arasındaki kontrol noktalarını, şehirler arasına çekilen örülen duvarları siyah beyaz çektim. Toprakların, arazilerin işgalden önceki ve sonraki hallerini fotoğrafladım. Çalışmalarım hep işgali anlatıyor" diyor. Birçok ülkede fotoğrafları sergilenen Halawani'nin, evlerini terk etmek zorunda kalan aileler için yaptığı çalışma hüznü anlatıyor. Aile büyükleri tarafından nesilden nesile bırakılan ev anahtarlarını fotoğraflayan Halawani, "Anahtarların yanı sıra arsa belgeleri, eşyalarla oluşturduğum fotoğraf kolajlar aileler ve galeriler tarafından çok beğenildi" şeklinde konuşuyor.


Hafızamızı tazelemek istedim

Halawani'nin son çalışması ise bir nevi tarihi canlandırıyor. İngiliz Mandası'nın Filistin'de eğemen olduğu 1930'lu yıllara gönderme yapyığını söyleyen Halawani, "İngiliz Mandası, Filistinlilerin haber alma özgürlüklerini engellemek için radyolardan uzun süre müzik yayınlamışlar. Siyonistleri de Filistin topraklarına yerleştirmeye başlamışlar. Bunun bir oyun olduğunu fark eden Filistinliler radyoları basarak 'Ülkelemiz işgal ediliyor' diye yayınlar yapmışlar. Ben de 1936-1948 yılları arasında radyoda şarkı söyleyen sanatçıların görüntülerini projeksiyon yardımıyla şehrin cadde ve sokaklarında gece yansıtıp görüntüledim. Böylece hafızamızı tazelemek istedim" diye anlatıyor.


Öykülerim bana geliyor

Çektiği fotoğrafların hikayeleri üzerine önceden kapsamlı bir araştırma yaptığını söyleyen Filistinli fotoğrafçı Rula Halawani, "Ben öykülerimi bulmuyorum. Öykülerim bana geliyor. Gözlerimi açtığımda bir durum yaşıyorum ve bunun üzerine araştırmalar yapıyorum. Daha sonrada değişik kameralarla deneyler yapıp en iyi sonucu buluyorum" ifadelerini kullanıyor.


Savaş sanatımı etkiliyor

Foto muhabirlik yaptığı yıllarda ülkedeki tek kadın fotoğrafçı olduğunu belirten Halawani, "Sokaklarda dolaştığım zaman beni turist sanıyorlardı. Şimdi Filistin'de çok fazla kadın fotoğrafçı var. Birzeit Universitesi'nde15 yıl fotoğraf eğitimi verdikten sonra iki yıl önce bıraktım. Ben şu an yapmış olduğum sanatı ülkemdeki savaştan beslenerek yapıyorum. Ülkemde savaş olmasaydı mesleğin en başında hissettiğim gibi mutlu insanlara çekerdim ama artık bunun mümkün olmayacağını biliyorum. Umudumu asla kaybetmedim ama gerçekçi olmaya başladım" diyor.

#Rula Halawani
#Filistin
#Fotoğraf
6 yıl önce