Ünlü Seyyah Evliya Çelebi Gaziantep için der ki: “Bu kenti anlatmaya ne dil, ne de kalem yeter…” 6 bin yıllık bir tarihe sahip olan Gaziantep için yazacak ve anlatacak o kadar şey var ki. 20’den fazla medeniyete ev sahipliği yapan kent, Mezopotamya’nın en batısında yer alıyor ve Zeugma gibi bir kültür mirasına sahip. Bu medeniyetlerin bıraktığı izler, kültürel varlıklar olarak günümüze gelirken yemek kültürüne de yansımış durumda. Farklı kültürlerin bir araya gelerek köklü bir tarih ve zengin bir yemek kültürü meydana getirdiği Gaziantep, Anadolu’nun en önemli ve büyük şehirlerinden biri. Dünya’da şehrinin ismiyle anılan tek mutfak olan Gaziantep mutfağı, sebzeyi, meyveyi, süt ürünlerini, eti ve birçok baharatı aynı tencerede harmanlayabiliyor. Yine aynı şekilde kebaplarda meyveyi, yoğurtla eti ve sebzeyi, yörede yetişen otlarla bakliyatların buluşması sonucu yapılan çorba gibi yemekler lezzet bakımından sıra dışı özellikler içeriyor.
Gaziantep’te yemek sadece karın doyurmanın çok ötesine geçiyor. Mevsimlere ve özel günlerde yapılan yemekler ve tatlılar, sosyal kültürün zaman içinde oluşturduğu etkenleri en güzel şekilde taşıyor. Halen var olan yemek kültürüne değişen koşullara bağlı olarak yenileri de ilave edilmeye devam ediyor. Aynı zamanda Gaziantep, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) “Yaratıcı Şehirler Ağına” gastronomi dalında giren Türkiye’nin ilk şehri oldu. Başlangıçtan ana yemeğe, kebaptan tatlıya en leziz yemeklerin bir araya geldiği Gaziantep’e gittiğinizde mutlaka yemeniz gereken lezzetleri sizin için denedim.
ELMACI PAZARI’NDA KEYİFLİ ALIŞVERİŞ
Gaziantep’de damak tadına düşkün olan yöre insanları için kahvaltı vazgeçilmezlerden biri. Benimde kent ziyaretiminin ilk durağı Orkide Pastaneleri oluyor. Buranın yöresel köy kahvaltısında çeşit bol. Özellikle ciğer ve tatlı tarhana kavurmasını, zeytin piyazı, yumurta piyazı, nohut piyazı, patates piyazı, yöreye özgü dürüm ve peynirli ekmek çeşitleri ile antep fıstıklı ve sahan kaymaklı katmeri deneyebilirsiniz. Kahvaltıdan sonra soluğu kentte gezilecek yerlerden olan Bakırcılar Çarşısı’nda alıyorum. Burası Osmanlı döneminden beri kentin ticaret merkezi konumunda. Birbirinden güzel el işçiliği ile yapılan bakırları görmek ve satın almak için Bakırcılar Çarşısı’nı ziyaret edebilirsiniz. Aynı zamanda kente gelip de alışveriş yapmamak olmaz. Zincirli Bedesteni, yemenicileri gezebilirsiniz. Elmacı Pazarı’nda biber salçası, antep fıstığı, kuru yemiş, çeşitli baharatlar, kurutulmuş sebzelerin en tazesini en lezzetlisini bulabilirsiniz.
YORGUNLUK KAHVESİ TAHMİS’TE
400 yıllık Tahmis Kahvesi’nin ambiyansında yorgunluk atıyor, Türkiye’nin eskimeyen, geleneksel Menengiç Kahvesi ve Nostalji Çerezi’ni tadıyorum. Ardından Gaziantep Kalesi, Zeugma Müzesi ve Gaziantep Hayvanat Bahçesi’ni geziyoruz. Akşam yemeği için farklı mekanlarda kentin lezzetlerini deneyebilirsiniz. Gaziantep Belediyesi’nin Mutfak Sanatları Merkezi, yine çarşı içinde bulunan İmam Çağdaş, Şehitkamil’de bulunan Paçacı Şahin Usta Gaziantep’in yöresel tatlarının en lezzetli duraklarından. Paçacı Şahin Usta’da beyran çorbası parça et, sarımsak, pirinç, iç yağı ve et suyu ile pişiriliyor ve bol acı biber ile tatlandırılıyor. İmam Çağdaş’ta da, simit kebap lahmacun ve Ali Nazik’i tercih edebilirsiniz. Küşlemeci Mehmet Usta’da küşleme kebap, Aşina Gaziantep Mutfağı’nda da yuvarlama çorbasını yiyebilirsiniz.
ANTEP BAKLAVASI
Gaziantep deyince akla ilk gelen lezzetlerden biri elbette ki baklava. İncecik hamuru, bol Antep fıstığı, halis tereyağı ve tam kıvamında şerbeti ile Antep baklavası ağızda dağılır, kıyır kıyır bir formu ile damak çatlatır. Gaziantep’e gidip Koçak baklava’ya uğrayıp yemeden dönmeyin. Kentten dönüşte de sevdiklerinize baklava almayı unutmayın.
