|

Dünya R4BİA Günü

Yeni Şafak
04:00 - 14/08/2015 Cuma
Güncelleme: 23:39 - 13/08/2015 Perşembe
Yeni Şafak
CİHANGİR İŞBİLİR

Uluslararasi R4bia Platformu Koordinatörü


'Nil'in hediyesi', 'dünyanın annesi' Mısır'ın demokrasi rüyası uzun sürmedi. Yüz yıl önce parçalanan; siyasi bağımlılık, ekonomik gerilik, kültürel bunalım ve otoriter ve totaliter yönetimlere ve çatışmalara mahkûm edilen Müslümanların çoğunluk hâlinde yaşadığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki isyan hareketleri yahut bahar rüzgârları küresel statüko taraftarları ve iç uzantıları tarafından 3 Temmuz 2013 Mısır darbesiyle âdeta boğuldu ve 'şimdilik' durduruldu.



25 Ocak 2011'de başlayan devrim sürecinin tüm kazanımları darbenin üzerinden geçen 775 günde hebâ edildiği gibi, küresel jeostratejik hesaplar, uzun yıllar hâfızalardan silinmeyecek bir jeotrajedi doğurdu: Darbeye barışçıl yollarla direnen Rabiatü'l-Adeviye Meydanı'ndaki demokrasi yanlıları ve meşruiyet taraftarları 10 saat içinde tüm dünyanın gözleri önünde hunharca katledildi. Bir günde bu kadar çok sayıda (1500'e yakın) sivil gösterici daha önce hiç katledilmediği için İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch) bu katliamı “insanlığa karşı işlenmiş bir suç” ve “yüzyılın katliamı” olarak niteledi.



R4bia Katliamı diye kayıtlara geçen bu hadise sadece Mısırlılar için değil insanlık için 'seçilmiş bir acı' (chosen trauma) olmanın ötesinde, temsil ettiği değerler itibariyle, gelecek için de unut/tur/ulmaması gereken bir gün oldu.


O günkü katliamla tahkim edilmek istenen darbe, bölgenin tüm kodlarını altüst ettiği gibi zaten sağlıksız olan asker-sivil dengesini de asker lehine bir kez daha değiştirdi. Darbe, sadece Mısırlıların iradesine değil, tüm İslam Dünyası'nın iradesine idi ve tehdit sadece Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve arkadaşlarına değil, İslam Dünyası'ndaki tüm seçilmiş hükümetlere ve liderlere idi!


Türkiye, bu tehdidi algıladı, tehlikeyi farketti ve ona göre de 'ezber bozan' adımlar attı…



R4BİA DEĞERLERİ


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın meseleye duyarlılığı ve sahip çıkması hatta yeni bir anlam katarak Türkiye'nin bütünlüğünü R4BİA ile açıklaması, Mısır darbesi ve Rabia Katliamı ile İslam Dünyası'na verilmek istenen mesajı almasından ve âdeta buna karşı etkili ve iradeli bir duruş sergilemek istemesindendi.



Önce Tahrir'de sonra Rabia Meydanı'nda dile getirilen 'ekmek', 'adalet', 'onur', 'meşruiyet' ve 'hürriyet' gibi değerler sadece Mısır'ın değil tüm İslam Dünyası'nın en çok ihtiyacı olan değerler. Rabia Değerleri etrafında yeni bir medeniyet hamlesi yapabilirse İslam Dünyası, gelecek nesillere 'yeni bir dünya' bırakabilir. Aksi takdirde, Ortadoğu'yu esir alan terör ve şiddet sarmalı sadece bugünü değil, bölgenin geleceğini de çalacaktır.



Yüz sene önce, uluslararası sistemin merkezî ve etkin bir aktörü olmaktan çıkartılıp jeopolitik dışlanmaya maruz bırakılan hatta 'terörizmle mücadele' adına potansiyel bir tehdit kaynağı gibi görülen ve çevresel ve edilgen bir faktör haline getirilen İslam Dünyası'nın yeniden tarih sahnesinde rol almasını sağlayacak olan yegane yol da Rabia Değerleri'ne sahip çıkmasından geçiyor.



R4BİA DİRENİŞİ VE DARBE TERÖRÜ


Rabia Katliamı'ndan çok daha trajik ve hayal kırıklığı sebebi olan unsur, ABD, Avrupa Birliği üyesi ülkeler, Rusya, Çin ve Japonya gibi küresel güçlerle birlikte başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkelerinin ve Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT/OIC) darbeye ve darbe sonrası katliamlara ve bir tür 'darbe terörü' diyebileceğimiz uygulamalara sessiz ve tepkisiz kalmasıydı.



İsrail'in ve İsrail eksenli Ortadoğu politikasına sahip ABD ve Batılı ülkelerin Camp David statükosuna evrensel değerleri feda etmeleri, sadece terörizm ve öfkeyi üzerlerine çekmekle ve cesaretlendirmekle kalmadı aynı zamanda küresel İslamofobik dalgayı da şiddetlendirdi. Bu anlamda, 'terör eşiği'ni hiç olmadığı kadar düşüren darbe ve darbeye verilen desteğin, bugünkü DAEŞ ve PKK terörünün tırmanmasında, Balkanlar'da ve Orta Asya'da İslam karşıtı uygulamaların artmasında, İsrail'in işgal politikalarının ve Esed'in katliamlarının felaket boyutlarına ulaşmasında ciddi etkisi olduğunu söylemek yanlış olmaz.



Türkiye ve Katar'ın başını çektiği, az da olsa bazı ülkelerin ve Afrika Birliği gibi teşkilatların kısmen katıldığı 'darbe karşıtı blok', maalesef darbenin ve darbe sonrası sürecin etkilerini kırmaya ve darbe yönetimine geri adım attırmaya yetecek kadar genişlemedi. Hâl böyle olunca da darbeci general Abdülfettah El-Sisi, kendisine verilen 'sınırsız' krediden de güç alarak işlemiş olduğu suçların üstünü örtmekle kalmadı, tiyatrovari mahkemelerle darbe karşıtlarını sindirdi, hukuku paçavraya çevirdi, medyayı tek ses haline getirdi, Rabia Katliamı'nın hesabını vermesi gerekirken bu süreçte gerek sokaklarda gerekse karakol ve hapishanelerde işkence ve tıbbî ihmallerle yeni cinayetlerin işlenmesine göz yumdu. Yüzlerce darbe karşıtının kısa süreler içerisinde idama mahkûm edilmesini sağladı. Rabia Katliamı'nın mimarlarından Başsavcı Hişam Bereket'in öldürülmesi ve Sina ve Libya kaynaklı silahlı hareketleri bahane ederek kendisini bölgede terörizmle savaşan bir figür haline getirmeye çalıştı. Küresel PR şirketleriyle yüksek maliyetli anlaşmalar yaparak “darbeci” etiketini üzerinden silmeye ve hiç kazanamadığı 'meşruiyet'i elde etmeye çalıştı.



Rabia Direnişi ve devamında Uluslararası Rabia Platformu'nun da temsil ettiği 'direniş şuuru' ve gerçekleştirilen küresel faaliyetler bugüne kadar darbenin arzu ettiği meşruiyeti kazanmasına engel oldu. Bu direniş iradesi, İslam Dünaysı'nın istiklali, ittifakı, istikrarı ve istikbali için darbe karşıtı blokun güçlenmesine hizmet edecek şekilde devam etmeli ve daha geniş bir tabana oturmalı…


Dünya Rabia Günü, Rabia direnişini hatırlamak ve İslam Dünyası'ndaki diriliş unsurlarının muhasebesini yapmak adına 'küresel bir barış inisiyatifi' olan Uluslararası R4bia Platformu'nun ilan ettiği bir gün. Katliamın ikinci yıldönümünde, Rabia Katliamı şehitlerini rahmetle anarken, Dünya Rabia Günü'nün İslam Dünyası için hayırlı bir 'çıkış yolu'na vesile olmasını diliyorum.








#Rabia Katliamı
#rabia günü
#Rabia Platformu
9 yıl önce