|

Fuzuli'nin Mecnun'u ve Kerbela'sı

Divan şairlerinin öncülerinden biri olan ve çok sayıda eser bırakan Fuzuli, Türk ve dünya edebiyatına damga vurdu. Şiirleri bestelenen şairler arasında öncü olan Fuzuli'nin Leyla ile Mecnun mesnevisi hala dillere destandır. Arapça ve Farsça çok sayıda esere de imza atan şair 11 ocak 1556'da vefat etti.

Yeni Şafak
13:37 - 11/01/2019 Cuma
Güncelleme: 16:07 - 11/01/2019 Cuma
Yeni Şafak
Klasik Türk edebiyatının en büyük şairlerinden Fuzuli.
Klasik Türk edebiyatının en büyük şairlerinden Fuzuli.

Fuzûlî, Türkçe, Arapça ve Farsça olarak ustalıkla şiir yazmış olması İslâm dünyasının büyük bir kısmında kazandığı şöhretin asıl kaynağıdır. Farsça ve özellikle Türkçe şiirleri onu daha hayatta iken sanatının zirvesine ulaştırmıştır.

Peki kimdir Fuzuli?

Doğum yeri ve doğum tarihi net olarak bilinmeyen öncü şairin asıl adı Kâtip Çelebi’den sonra türlü bütün vesikalarda Mehmed b. Süleyman olarak geçer. 1480’de veya bu tarihten birkaç yıl sonra doğduğu rivayetler arasındadır. Irâk-ı Arab adı verilen bölgede yaşayan Akkoyunlu Türkmenleri’nin Bayat boyundan olduğu bilinir.

‘Fuzuli’ bugüne dek ününe ün katarak gelen eşsiz mahlası niçin seçtiğini kendi Farsça divanının ön sözünde şu şekilde açıklamaktadır:

  • “Şiire başlarken günlerce bir mahlas almak yolunda düşündüm. Seçtiğim mahlasa bir müddet sonra bir ortak çıktığı için bir başka mahlas alıyordum. Nihayet benden önce gelen şairlerin ibareleri değil mahlasları kapıştıklarını anladım.
    Karışıklığı ortadan kaldırmak üzere Fuzûlî mahlasını seçtim.
    Bu adı kimsenin sevmeyeceğini ve bu sebeple almayacağını tahmin ettiğim için adaşlık endişesinden kurtuldum.
    Ayrıca ben, Allah’ın inayetiyle bütün ilim ve fenleri nefsinde toplamış bir insan olarak geçiniyordum. Mahlasım bu amacı da içine alır.”

Fuzuli’nin hayatı Kerbelâ, Hille, Necef ve Bağdat’ta geçti. Büyük şair Fuzuli 11 ocak 1556'da vefat etti.

Şiir yazmaya ne zaman başladı?

Fuzûlî’ye göre şiir insanı yücelten ilâhî bir lutuftur. Allah şiir kabiliyetini çok az kuluna nasip etmiş, süse ihtiyaçları olmadığı için peygamberlerine bile vermemiştir.

Şair Türkçe divanının mukaddimesinde ilmî faaliyeti hakkında bazı bilgiler verirken şu ifadeleri kullanır;

Ancak Farsça divanının mukaddimesinde de yaratılışındaki sanatkârlık kabiliyeti dolayısıyla gençliğinde kendini şiire fazlaca kaptırdığını, fakat ilme karşı duyduğu arzunun kendisini frenlediğini belirtir. Fuzûlî’nin şiirlerindeki izlerden, ilk edebi zevkini Âzerî edebiyatının ünlü ismi Habîbî’den aldığı bilinir.

Şairin babasının Hille müftüsü olduğu, ilk bilgileri babasından aldığı, daha sonra Rahmetullah adlı bir hocadan ders gördüğü, hatta hocasının kızına âşık olduktan sonra şiir yazmaya başladığı şeklindeki rivayetlerin doğruluk derecesi bilinmemektedir


Kanuni’ye fetih kasidesi sundu

Kanûnî Sultan Süleyman 1534’te Bağdat’ı fethedince, “Geldi burc-ı evliyâya pâdişâh-ı nâmdâr” tarih mısraını da ihtiva eden meşhur kasidesiyle beraber padişaha beş kaside takdim etmişti.

  • Kanûnî
    daha Bağdat’tan ayrılmadan Fuzûlî’ye evkaftan maaş bağlanacağına dair söz verilmiş, fakat sonradan bu maaş gündelik 9 akçe gibi onun azımsadığı bir miktardan ibaret kalmıştı. Bunun üzerine şair ünlü
    “Şikâyetnâme”
    sini kaleme alarak memnuniyetsizliğini dile getirmişti.

Fuzuli’nin samimiyeti, coşkunluğu, sadeliği, duyarlılığı ve ifade kudreti Türk edebiyatının öncülerinden biri olmasını sağladı.



Fuzuli’yi Fuzuli yapan eser: Leyla ile Mecnun

Türk, İran ve Arap edebiyatlarında Fuzûlî’ye asıl şöhretini sağlayan, Türk edebiyatının klasik döneminde yazılmış Leyla ile Mecnun mesnevisidir. Konusu çölde geçen hüzün, gözyaşı ve acı dolu bir aşk hikayesidir.

Leyla ve Mecnun aslında bir Arap halk hikâyesidir. Bu hikâyenin Mecnun mahlasını kullanan Kays bin Mülevvah adlı bir Arap şairinin aşk macerasının halk hikâyesi halini aldığı söylenmektedir.


Eserinde, Mecnun’un madde ile olan ilgisini derece derece keserek onu maddi hazların üstünde ulvi ve ilahi bir aşka yükseltir.


Fuzuli’nin kalemniden Kerbela

Fuzûlî’nin en hacimli eseri olan Hadîkatü’s-suadâ, Kerbela faciasını anlatır. 10 bölümden oluşan eserin onuncu bölümü Hz. Hüseyin’in ve Ehl-i beyt’in şehâdetini konu alır.

Diğer eserleri Türkçe divan, Beng ü Bâde, Hadîs-i Erbaîn Tercümesi, Sohbetü’l-esmâr, Hadîkatü’s-suadâ, Mektuplar

Farsça eserleri; Divan, Heft-câm. Sâḳīnâme, Enîsü’l-ḳalb, Risâle-i Muʿammeyât, Rind ü Zâhid, Ḥüsn ü ʿAşḳ


#Fuzuli
#Leyla ile Mecnun
#Kerbela
#Hadîkatü’s-suadâ
5 yıl önce