|

Kapitalizm karşısında Kalbin Sesi

Mustafa Kutlu göç, tarım toplumu, el emeği, zanaat, köylerin ihyası gibi esası tek, pek çok mesele hakkında yol açıcı teklifler getiriyor. Kapitalizmin ve teknolojinin insanlığı kuşatması bunların başında geliyor.

Yakup Öztürk
04:00 - 15/07/2019 Pazartesi
Güncelleme: 12:13 - 14/07/2019 Pazar
Yeni Şafak
Mustafa Kutlu
Mustafa Kutlu

Eserleriyle yaklaşık 50 yıldır Türk toplumunu anlatan Mustafa Kutlu, son kitabında hikâyelerinde anlattığı dünyanın derin bir muhasebesini yaparak düşünce birikimini ortaya çıkarıyor. Kalbin Sesi, pek çok açıdan konuşulacak bir kitap. Mustafa Kutlu’nun mahut tekliflerinden biri kanaat ekonomisi. Kapitalizm karşısındaki iradeyi bu kavramla sağlamlaştırıyor. 1960’lardan sonra Türkiye’ye dair tanıklığını kapitalizm ve teknolojinin yıkımı üzerine kuran Kutlu, dünyanın geçirdiği büyük fikir hareketlerini, batının karakterini, Türk toplumunun sermayeye karşı bir iktidar mevzii alamadan neden ve nasıl teslim olduğunu gazetede ve hikâyelerinde bize ısrarla hatırlatıyor. Türkiye’nin Osmanlı devri dâhil olmak üzere hiçbir zaman kapitalist mantığa göre hareket etmeyen bir yapısı olduğunu vurguluyor. Bu coğrafyanın kurtuluşunun tarımda olduğunu, sanayi devrimi görmemiş bir toplumun toprak dışında bir çıkış yolu aramasının bizi felakete götüreceğini söylüyor. Nitekim söylediklerindeki haklılık yüksek sesle itiraf edilemese de hem devlet mekanizmasının hem de gündelik hayatı idare eden esnafın faaliyetlerinde görülüyor. Yavaş şehirler her gün cazibesini artırıyor, organik beslenme büyük marketlerin en göz alıcı raflarında karşımıza çıkıyor, bir ağacın dalı rüzgârda çatırdasa çevreci çığlıklar ortalığı ayağa kaldırıyor. Bu görünümün ardında yine kapitalizmin suyu paketleyip satması gibi “nizam”a aykırılık var.

EDİNMEMİZ GEREKEN İLKELER

Mustafa Kutlu, göç, tarım toplumu, el emeği, zanaat, köylerin ihyası gibi esası tek, pek çok mesele hakkında yol açıcı teklifler getiriyor. Kapitalizmin ve teknolojinin insanlığı kuşatması bunların başında geliyor. Zihni bir makinenin dişlileri gibi çalışmaya çoktan başlamış bir toplumda bunların konuşulması romantik bir tavır olarak görülebilir. Teknoloji ve kapitalizmi kapısından sokmamışlar için zaten bu tavrın bahsi bile edilmezdi. Mikrop kana karışmasa kim doktor kapısı aşındırır? Kalbin Sesi, Sevincini Bulmak’taki tabiatın şerhi niteliğinde. Son hikâye kitabında bunu bir kurgu dairesinde anlatmıştı. Şimdi Kalbin Sesi ile Mustafa Kutlu yılların hülasasını bir fikir kitabında bir araya getiriyor. Kutlu’nun son bir yıl içinde gazetedeki yazılarını takip edenler onun Hududullah zemininde batıda buharlı makinenin icadıyla Allah’ın koyduğu sınırları ihlal edenlerin bu ihlali hangi boyutlara getirdiğini ve Türkiye’nin bu yıkım karşısında neyi ilke edinmesi gerektiğini hatırlayacaklardır.

EL EMEĞİ, GÖZ NURU, ALIN TERİ

Hududullah, yani Allah’ın koyduğu sınırı aşma aymazlığı ilk insan Hz. Âdem’le başlıyor. İnsan, yaratılış itibariyle âsidir. Hududullah, “Şu ağaca yaklaşmayın!” buyruğunda gizlidir. Bu buyruğu ihlal eden insan, yine o emre itaat edecek bir akıl ve iradeye sahiptir. Modern zamanlarda teknoloji aletler var ederek insan emeğini anlamsızlaştırmayı denemiştir. Ancak tarımda alet kullanılsa da Kutlu’nun söylediği asıl güç insandır. Şöyle diyor Kalbin Sesi’nde: “İslam’da aslî ve tabiî kazanç emek ile olur. Hz. Peygamber ‘Hiç kimse elinin emeğinden daha hayırlı bir şey yemiş değildir.’ buyurmaktadır. Dilimizde ‘Hududullah’ içinde yapılan üretimin eşsiz bir ifadesi bulunmaktadır: El emeği-Göz nuru-Alın teri.” Ancak, kâğıt para, sermayeyi büyüttü, o da kapitalizmi doğurdu. “İnsanı ve tabiatı sömürerek habire şişen, güçlenen, rakip tanımayan bu zalim sistem”i teknoloji besliyor. Teknoloji, hayatı kolaylaştırmak aldatmacasıyla pazarlanıyor. Hayattan alıp götürdükleri kimsenin umurunda değil. Kutlu’nun tespitiyle dua yerine psikoterapi, okuma yerine televizyon, hafıza yerine bilgisayar var artık. Ara-sıra elektrik kesilip asansörde kalırsanız panik yok. Orada da cep telefonu var.

Mustafa Kutlu’ya göre fikir üretmek, irade göstermek Hududullah çerçevesinde olacağı için bu ehli sünnet anlayışı ile sağlanacaktır: “Ehl-i Sünnet’e tâbi olmanın, özlenen düzenin esasını tesbit için çalışmanın, öncelikle bir disipline, bir otoriteye ve bir hiyerarşiye bağlı olması gerek-şarttır.” Kur’an, tüm insanlık ve tüm zamanlar için istikamet tayin eden tek yoldur.

Kutlu, “Çok sık yapılan Batı tenkidini bırakıp kendimize dönelim.” diyerek Türkiye’nin “reel politik” yapısına dair yorumlarda bulunuyor. Başkanlık Sistemi’nin muhkem hâle getirilmesi için herkesin ittifak ettiği bir Anayasa’nın yazılması bunların başında geliyor. Kitaptaki yazılar, kanaat ekonomisi, teknoloji ve kapitalizm çerçevesinde, Türkiye’nin bir güç ortaya koymasını arzuluyor. O sebepten olsa gerek “Okumakta olduğunuz yazılar bir sistem arayışına zemin hazırlamak için düşünür-akademisyen, sanatçı ve politikacıları hareket geçirmek gayesini güdüyor.” diyor. Kalbin Sesi, “Âmentü’ye inananlar”a sesleniyor. İnsanın muhatap olacağı iki hukuk var. Biri Allah’ın peygamberleri vasıtası ile insanoğluna gönderdiği, diğeri “Hududullah’ı çiğneyerek hâkim güçlerin inşa ettiği beşerî hukuk.” Hakkın ve gücün hukuku. Hakkın hukuku bizi Ahlak Nizamı’na götürecek. Kutlu, bu nizamı, ahlak, hâkimiyet, meşveret, iktisat ve bu dört unsuru da kapsayan adaletle tarif ediyor. Her bir unsur tek tek kitapta ele alınıyor.

Kalbin Sesi, Müslümanın uzviyete çekilmesini söylemiyor. Bilakis, Müslümanın dünyaya söyleyecek sözü olduğunu ısrarla hatırlatıyor. Hayat ve öte âlem arasında tevhidi teklif ediyor. Bu ise birey kalarak değil cemaat olarak sağlanacak: “İslam ahlakında ben değil, biz esastır. Bu anlayış bizi sosyal vicdana ve toplum sözleşmesine götürecek.” Kitabın asıl hedefi “Kan emici kapitalizmin pençesinden kurtulmak.” Bu ise Kutlu’ya göre, imanın gereği olan hayatı yaşamakla mümkün. Kalbin Sesi, Mustafa Kutlu’nun kitapları arasında peşin hükümle yaklaşılıp, ne söylediği tahmin edildiği için göz ardı edilecek bir kitap değil. Reddiyeler ve kabulleri akşamdan sabaha hayata aksettirilecek kadar kolay olmadığını yazar da biliyor. Türk kalmanın, bu coğrafyada yaşamanın sorumluluğu, Müslüman muhayyilenin istikameti için bir rehber. Şimdilik rehbere sahip olmanın huzuru, kuşatılmışlığın korkusuna galip gelemiyor. Bütün niyet, bu üstünlüğü sağlamak.

  • Kalbin Sesi
  • Mustafa Kutlu
  • Dergâh Yayınları
  • 2019
  • 140 sayfa
#Kalbin Sesi
#Dergâh Yayınları
#Mustafa Kutlu
5 yıl önce