|

Tarihten iki anahtar isim

Türkiye’de İslâmcılık hakkında konuşulması gerektiğinde akla ilk önce ve daima gelen iki isim vardır: Mehmet Akif ve Necip Fazıl. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e ve dahi oradan da günümüze kadar gelen İslâmcılık serüveninin siyasi veya fikri alanlarının mutlaka bir yerine dokunmuş, dokunmakta olan veyahut dokunacak olan bu iki anahtar isim Ercan Yıldırım’ın son kitabında bir araya geldi: İslâmcılığın İki Kurucusu Mehmet Akif - Necip Fazıl.

Yeni Şafak
04:00 - 24/02/2017 Cuma
Güncelleme: 23:39 - 23/02/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
ALİ EYİ


Ercan Yıldırım velut bir kalem. Henüz bir yazar için genç sayılabilecek bir yaşta, kırk yaşında olmasına rağmen biyografisi sekiz ayrı eserle dolu. İlk üç eseri edebiyatla yakından ilişkili eserler: Mustafa Kutlu Hikâyeciliği, (Ebabil Yayınları, 2007). Modern Türk'ün Hikâyesi, (Elips Yayınları, 2011). Edebiyatta Türk'ün Düşüncesi, (Elips Yayınları, 2012). Bu üç eserden sonra edebiyat alanından uzaklaştığını söyleyebileceğimiz Ercan Yıldırım'ın diğer eserleri ise; Hece Yayınları'ndan çıkan Türk Düşüncesinde İslâm (2013), Dergâh Yayınları tarafından yayınlanan Anadolu'da İslâm Ruhu (2014), Profil Yayınları'ndan çıkan Zamanın Ruhuna Karşı (2014) ve 2016 yılında Türkiye Yazarlar Birliği Fikir Ödülü'ne layık görülen ve Pınar Yayınları tarafından neşredilen iki ciltlik Neoliberal İslâmcılık. Ayrıca İsmet Özel'in gazete yazılarından oluşan 12 ciltlik “Şairin Devriye Nöbeti" isimli serisini derleyen kişinin de Ercan Yıldırım olduğunu hatırlatmış olalım.



Kitabın altı ayrı makaleden oluştuğunu söyleyebiliriz. İlk makale Bir Klasik olarak Mehmet Akif ve Necip Fazıl İlgisi Etrafında Aktüel İslâmcılığın Kısa Tarihi ismini taşıyor ve bu iki ismi birlikte inceliyor. Diğer beş bölümün ikisinde Mehmet Akif üçünde ise Necip Fazıl ayrı ayrı inceleniyor.







İSTİKLAL MARŞI VE SAKARYA TÜRKÜSÜ BİZİM KLASİKLERİMİZDİR!


İlk bölümde karşılaştırmalı olarak, seri ve vazıh bir biçimde, lafı uzatmadan ve yormadan (akademisyen olmamasının avantajıyla da denilebilir çünkü görüyoruz ki akademisyen olmak genellikle o “katır kutur Türkçe"yle yazmayı mecbur kılıyor!) söylenmesi gerekeni gerektiği şekilde söyleyen Ercan Yıldırım bölümü şu şahane özetle bitiriyor: “Akif de Necip Fazıl da içlerinde bulundukları camianın, Türk fikir ve edebiyat hayatını hep önünde yer aldılar. Nesillerin, teknolojiyi aşmış genç beyinlerin bile dönüp dönüp bu kaynaklara başvurması gerçekliklerinden, ayakları yere değen eleştiri ve tekliflerinden ileri gelir. Bugün medeniyet diyerek, hikmet, irfan kelimeleriyle içi boş sloganlarla fikir hayatını işgal edenler geleceğe kalmayacağı gibi nesillerin dimağına seslenemeyecek fakat 'İstiklal Marşı' ve 'Sakarya Türküsü' hangi kuşak gelirse gelsin, hangi fikir akımı ne yana savrulursa savrulsun okunmaya devam edecek. Mehmet Akif ve 'İstiklal Marşı', Necip Fazıl ve 'Sakarya Türküsü' bizim klasiklerimizdir!"







Klasik bir biyografi kitabı değil İslâmcılığın İki Kurucusu. İnternette kolaylıkla bulabileceğimiz ve çoğunlukla sayılardan oluşan biyografik bilgileri kitaba doldurmak yerine bu iki ismin Türkiye'ye, Türk İnsanına, Türk Düşüncesine ve özellikle İslamcılığa katkılarını anlatan Yıldırım, Mehmet Akif'ten ve Necip Fazıl'dan yaptığı kıymetli alıntılarla sayfalarca ve uzun uzun da anlatılabilecek fakat son derece sıkıcı olacak meseleleri verdiği yerinde örneklerle ve başarıyla aktarmasını bilmiş. Örneğin, Akif'in çalışkanlığı ve kâfirle olan mücadelesini anlatırken: “Yer Halkalı Ziraat Mektebi... Sınıfta öğrenciler arasında bir başarı mücadelesi vardır. Akif'in rakipleri bir Musevi ile Ermeni Agop. Musevi'nin riyaziyesi kuvvetlidir. Ermeni ise derslerinin yanında güreşle ilgilenmektedir. Yani Akif'le mücadelesi çift yönlü. Akif koskoca okulda sınıf birinciliğini bu iki 'Türk olmayana' vermeyi 'zül' kabul eder. Geceyi gündüze katar sınıfının birincisi olur."







MANEVİ SÜTÜN SAHİBİ


Osmanlı İslamcılığının en önemli temsilcisi ve prototipi Mehmet Akif'tir diyen Ercan Yıldırım Cumhuriyet İslamcılığının kurucusu ve öncüsü olarak da Necip Fazıl'ı gösterir. Günümüzdeki siyasi figürlerin pek çoğunun Necip Fazıl ve Büyük Doğu Cemiyeti ile bir şekilde dirsek temasında bulunmuş olması da Yıldırım'ın ne denli haklı olduğunu göstermektedir. Necip Fazıl'ın, Büyük Doğu'yu “İslamcı birikimin annesi" olarak nitelemesi de Ercan Yıldırım'ın tespitiyle örtüşmektedir: “Başlıbaşına ve tamamen müstakil bir dâva olmasına rağmen, sırası gelmişken avaz avaz ilan etmeliyim ki, bugün, milletvekili, profesör, politikacı, talebe ve ayrıca gazete, yayınevi, dernek ve parti halinde Türkün ruh muhtevasına bağlı kim ve ne varsa hepsi birden mânevi sütünü Büyük Doğu'dan emmiştir."



2016 yılının sonlarında Pınar Yayınları tarafından yayımlanmış olan İslâmcılığın İki Kurucusu, kuru biyografik bilgiler vermekten imtina edip “suya sabuna dokunmaya çalışan" ve alanı için önem taşıyan bir eser. Türk fikir hayatının ve İslamcılığın bu iki temel taşını, iki büyük yazarını bilindik cümlelerden sıyrılarak hâlihazırdaki fikri, siyasi ve kültürel ortama da dokunarak anlatan Ercan Yıldırım hali pürmelâlimize sebep olan ve önümüzde duran koca koca kapıları açabilecek olan iki eski anahtarı çilingir titizliğiyle gözler önüne seriyor.



#İslâmcılık
#Osmanlı
#Mehmet Akif
#Necip Fazıl
7 yıl önce