|

İran sinemasında başarının sırrı kültürel devamlılık

Sinema eleştirmeni ve yazar İhsan Kabil, İran sinemasının çeşitli yönleriyle örnek alınabilecek nitelikler taşıdığını belirterek, bu başarıda kültürel devamlılığın belirleyici olduğunu söyledi.

Yeni Şafak
13:42 - 2/05/2015 Cumartesi
Güncelleme: 10:43 - 2/05/2015 Cumartesi
AA

33'üncü Uluslararası Fecr Film Festivali'nin konuğu olarak Tahran'a gelen Kabil, yaptığı açıklamada, ev sahibi ülke İran'ın sinema alanında kendini ispatladığını ve özgün bir estetik dile ulaştığını dile getirerek, bunun kültürel devamlılığın getirdiği bir başarı olduğunu kaydetti.



İran'ın İslamiyet öncesi dönem, uzun bir İslamiyet dönemi ve daha sonra Türkiye'de olduğu gibi modernleşme ve Batılılaşma süreçlerini yaşadığına işaret eden Kabil, "Daha sonra da İslam devrimi. Ama burada kültürel devamlılık söz konusu. Aynı alfabeyi kullanıyorlar. Kendi şiirleri, edebiyatları, resimde, minyatürde olsun, musiki, tiyatro şeklinde karşımıza çıkmakta. Bunların hepsi mündemiç İran sinemasında. İran sineması imgelem dünyasına baktığımızda bunların izlerini görüyoruz. İran sinemacıları da bu kültürü özümsemiş ve kendilerine yedirmiş, giydirmiş durumda. Hepsi birer entelektüel pozisyonunda" değerlendirmesinde bulundu.



Türkiye'de ise genel olarak sanat ve kültür, özelde ise sinema alanında bir kesinti yaşandığına işaret eden Kabil, "Bizde bu açıklar yavaş yavaş kapatılıyor. Bizler Tanzimattan bu yana kültürel kırılmalardan geçmişiz. Cumhuriyette çok keskin bir şekilde çok değişiklikler yapmışız. Geriyi adeta bir kenara koymuşuz, ihmal etmişiz, zaman zaman reddiye düzeyine gelmiş bunlar. Ama bu günlerde bu köprüler yeniden kurulmakta, yeniden o kültürel zenginlik, kökler bir şekilde keşfedilmekte. Ve onlardan beslendikçe zannediyorum ki biz de bu yeni dili daha doğru bir şekilde ifade edebileceğiz" şeklinde konuştu.



Uzun zamandır İran sinemasını yakından takip eden Kabil, "İran sineması daha sanat ağırlıklı, ama toplumsal olandan da bireysel olandan da asla taviz vermiyor, ikisini çok güzel bir şekilde harmanlıyor, dozajı çok güzel ayarlıyor. Dünya sinemasının, İslam sinemasının biraz örnek alabileceği veya analiz edebileceği yön bu olmalı diye düşünüyorum" dedi.



Kabil, İran sinemasının bu yönleri ile İslam dünyası içerisinde önemli bir örnek teşkil ettiğini belirterek şöyle devam etti: "Daha ağırbaşlı, olgun ve az oyuncuyla gelişen, bu yönüyle zaten Fransız yeni dalga sinemasına daha yakın duran, oradan da karakterin iç dünyasına yaklaştığımız, insanın hüzünlerini, kırılganlıklarını, acılarını, geleceğe dair düşüncelerini ve ufak coşkularını da işleyen çok dozunda bir sinema."



Türkiye ve İran filmleri arasında zaman zaman benzerlikler olduğu görüşünü kabul eden Kabil, “Neticede kültürler birbirine yakın, bu beslenme de kaçınılmaz. Belki İranlı bazı yönetmenler de Türk sinemasının bazı örneklerinden etkilenmiş olabilirler. Bunda yadırganacak bir durum yok diye düşünüyorum. Çünkü sanat da bir yerde ortak bir dildir ve insanların etkileşim içinde bulunduğu bir ortamdır. Bu bir zenginliktir. Bizim ortak hissiyatımız var, hayata, dünyaya ve hatta dünya sonrasına ortak bakışımız var. Dolayısıyla o ortak tasavvur, o ortak muhayyile sanat ürünlerinde de bir şekilde tezahür ediyor olabilir" diye konuştu.



Konuk olarak katıldığı Fecr Film Festivali'nde bu yıl bir ilk gerçekleştirildiğini hatırlatan Kabil, festivali şu sözlerle değerlendirdi:



“Fecr Film Festivali bu yıldan itibaren bölge sinemalarına ağırlık verecek gibi görünüyor. Orta Asya, Ortadoğu, Uzak Asya, Kafkaslar, Balkanlar gibi. Bu yıl ilkini gerçekleştirdiği bu bölüm için Türkiye'yi seçti. Türkiye'nin de yükselen bir yıldızı var, yılda ortalama yüz civarında film çekiliyor. Dolayısıyla bu görmezden gelinemez. İran'ın da bu yükselişten dolayı ilk olarak Türkiye ile başlamak istediğini düşünüyorum."



Festivalin, iki ülke arasındaki kültürel temas ve yakınlaşma açısından önemli bir fırsat sunduğunu vurgulayan Kabil, "Çok sayıda sinemacı davet edildi, yönetmenler, yapımcılar, akademisyenler yazarlar. İki ülke akademisyenleri ve yönetmenleri ortak paneller düzenleyerek İran ve Türkiye sinemasını enine boyuna tartışma fırsatı buldu. Bu önemli bir şey, Yakınlaşmamız lazım. Kültürel yakınlık, ekonomik veya siyasi yakınlık kadar hatta onlardan daha önemli diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

#İhsan Kabil
#sinema eleştirmeni
#yazar
#İran sineması
#Türkiye sineması
#Fecr Film Festivali
9 yıl önce