|

İstanbul Tanpınar'ı andı: Bizde roman yok demek özgüven kaybı

Ahmet Hamdi Tanpınar, vefatının 60. yılında Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde bir sempozyumla anıldı. Sempozyum boyunca Tanpınar’ın yaşam öyküsü, ilmi kişiliği, entelektüel birikimi, musiki anlayışı, eserleri ve eserlerindeki kadına bakış açısı gibi konular konuşuldu. “Tanpınar Bir Türk Romanı Yok Dedi mi?” sunumunu yapan Prof. Dr. Mehmet Narlı, “Bizde yok hükmü, yenileşme, Batılılaşma sürecindeki özgüven kaybının veya yetersizlik duygusunun dışavurumu” ifadelerini kullandı.

Sevda Dursun
00:00 - 24/01/2022 Pazartesi
Güncelleme: 05:30 - 24/01/2022 Pazartesi
Yeni Şafak
İki gün süren sempozyuma, Kültür ve Turizm eski Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un yanısıra çok sayıda akademisyenin de yer aldığı 28 konuşmacı katıldı.
İki gün süren sempozyuma, Kültür ve Turizm eski Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un yanısıra çok sayıda akademisyenin de yer aldığı 28 konuşmacı katıldı.

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar, vefatının 60’ıncı yılında İstanbul’un çeşitli yerlerinde etkinliklerle anıldı. Bu etkinliklerin sonuncusu Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde 20 ve 21 Ocak tarihlerinde Tanpınar uzmanlarının sunumlarını yaptığı bir sempozyum oldu. Türk Edebiyatı’na, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Huzur, Beş Şehir gibi değerli eserler kazandıran yazar, şair ve edebiyat tarihçisi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın tüm yönlerini ele alan sempozyumda, adeta romanlarındaki karakterler gibi çeşitlilik vardı.

  • İki gün süren sempozyuma, Kültür ve Turizm eski Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy’un yanısıra çok sayıda akademisyenin de yer aldığı 28 konuşmacı katıldı. Her biri farklı yönlerine değinen konuşmacıların anlattığı Tanpınar, sanat dallarının her birine ayrı ayrı temas etmiş ve bunda başarılı olmuş bir kişilik olarak önümüze çıktı. Sempozyum boyunca Ahmet Hamdi Tanpınar’ın yaşam öyküsü, ilmi kişiliği, entelektüel birikimi, musiki anlayışı, eserleri, eserlerindeki kadına bakış açısı; edebiyat, sanat, mimarlık gibi çeşitli veçhelerden sunuldu.

METİNLER YENİDEN OKUNMALI

Sempozyumda “Tanpınar Bir Türk Romanı Yok Dedi mi?” sunumunu yapan Prof. Dr. Mehmet Narlı’ya bu yanlış anlaşılmanın sebebini sormadan geçemedik. Metinleri okurken içinde bulunduğumuz siyasî şartlar, kültürel şartlar, dönemin özellikleri derken metinlere kör bir bakışla baktığımızı söyleyen Narlı, dönemin beklentisine uygun bir sonuç çıkardığımızı söyledi. Narlı, “Sonrasında da metinsiz bir edebiyat eğitimi devam ettiği için o yargılar olduğu gibi tekrar ediliyor ve bir gerçeklik haline geliyor. Bu gerçekliği değiştirmek çok zor. Tanpınar’ın da aslında yazısında değindiği gibi, çok erken bir dönemden beri birileri sürekli ‘bizde roman yok’ diye konuşuyor. Bizde yok hükmü yenileşme, Batılılaşma sürecindeki özgüven kaybının veya yetersizlik duygusunun dışavurumu. Dolayısıyla bir olumsuzlama üzerinden metinlere bakıyoruz” açıklamasında bulundu.

  • Buradan çıkış yolu olarak ise metinlerin yeniden okunmasını teklif etti: “Çünkü yeni kuşaklar geldi, zamanlar değişti, yani artık yüz yıl önceki Doğu Batı problemini yaşamıyoruz. Dolayısıyla bir daha bakmak, yeniden bakmak belki bizi yeni sonuçlara götürebilir veya eski bazı yanlış yargıları tashih etmemize vesile olabilir diye düşünüyorum.”

ZİHİN DÜNYASI EKOLOJİK

“Tanpınar’da Toprak, Bitkiler ve Kökler” sunumuyla sempozyuma katkı sunan Doç. Dr. Fatih Altuğ’la Tanpınar’ın henüz ekolojik dengenin bozulmadığı bir dönemde metinlerine sirayet eden doğanın, şimdi olsaydı nasıl bir dönüşüme uğrayabileceğini konuştuk. Tanpınar’ın tüm yazılarında toprak, kök, bitki, çiçek ve ağaçla ilgili mecazların tüm eserlerinde yer aldığını söyleyen Altuğ, “Tanpınar, sıklıkla edebiyatı da birey olmayı da cemiyeti de toprak, kök, ağaç üzerinden düşünüyor ve onla ilgili hayaller kuruyor. Toprak ve kökler bizim biz olmamızı sağlayan şeyler. Ve genel olarak bir eseri oluşturmak, toprağı yoğurmak, yazı yazmak, ağacı oymak gibi düşünülüyor. Eser vermekle tabiatla kurulan ilişki birlikte düşünülüyor. Tanpınar’ın zihin dünyasında o yüzden çok ekolojik denilebilecek bir şey var. Bence Tanpınar bugünlerde yaşasaydı, iklim krizi, toprakla bağın kopmasının hem bizi özgürleştirdiği şeyler hem de kaybettirdikleri üzerine düşünür, onları da yazardı” dedi.

#İstanbul
#​Ahmet Hamdi Tanpınar
#Mehmet Narlı
2 yıl önce