Asya Kaplan Sivrisineğine karşı uzun vadeli ve çevre dostu bir çözüm geliştirmek için çalışmalar yürüten Dr. Öğr. Üyesi İyison, artan sivrisinek sorununa ve bu türün özelliklerine ilişkin soruları yanıtladı.
İyison, bu türün Türkiye'de ilk kez 2011'de Trakya'da, 2017'de Karadeniz bölgesinde görüldüğüne işaret ederek, invaziv bir tür olduğu için ortama çabuk adapte olup orada çoğalabildiğini anlattı.
Asya Kaplan Sivrisineğinin İstanbul'a nasıl geldiğine ilişkin İyison, "Coğrafi konum itibarıyla deniz ve hava yollarıyla burası geçiş noktası. Göçmen, mülteci hareketliliğinden, turizmin yaygın olmasından, iklim değişikliğinden dolayı bu taraflara doğru gelebiliyorlar." değerlendirmesini yaptı.
"Bir haftada çoğalan türleri var"
- Dr. Öğretim Üyesi İyison, bu türün nematod, parazit ve virüs taşıyabildiği için çeşitli rahatsızlıklara yol açabildiğine dikkati çekerek,"Sarıhumma, dang humması, zika, chikungunya ve batı nil virüsü gibi hastalıkların taşınmasında etkili bir tür. Giysilerin üzerinden ısırabiliyor. Alerjik reaksiyona yol açabiliyor. Kaşıntı yapıyor ve geçmesi de zor oluyor."dedi.
İstanbul'un 25 noktasında bu türe rastlandı
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Necla Birgül İyison, kendilerinin de Asya Kaplan Sivrisineğine yönelik moleküler biyoloji çalışması yürüttüklerini, pestisitlere karşı da zaman içerisinde direnç kazanan bu türlerin biyolojik mücadeleyle nasıl yok edilebileceğini araştırdıklarını anlattı.
Çalışma kapsamında aedes türlerini toplayacaklarını, daha sonra DNA'sını izole ederek dizilemeye göndereceklerini ve bu sayede Türkiye'deki türün genomunu öğreneceklerini belirten İyison, ayrıca diğer türlerle farkını, dirençlik geni olup olmadığını ve bu genleri nasıl etkileyebileceklerini araştıracaklarını sözlerine ekledi.