|

Kim, niye, Kıbrıs’ı birleştirmek ister?

Cevap bekleyen çok önemli bir soru var: Irak'ı ve Suriye'yi bölüp, parçalayıp talan eden bu “güçler” acaba Kıbrıs'ı neden birleştirmek istiyorlar?

Yeni Şafak ve
04:00 - 18/01/2017 Çarşamba
Güncelleme: 23:11 - 17/01/2017 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Prof. Dr. Mehmet HASGÜLER • KKTC YÖDAK Üyesi


Bugünlerde müzakereler ve çözüm umudu artıyor… Buna bölgemizde devletleri dağıtıp parçalayanlar öncülük ediyor… Suriye'yi ve Irak'ı parçala; Kıbrıs'ı birleştir! Neden? Ülkemizdeki uyuşmazlığın ana mimarisini çizenler, çözümü de diledikleri gibi yapacaklarını düşünüyorlar…



Yıllar önce, sanırım 1998'de, Radikal gazetesinden Hakan Gülseven ile bir röportaj yapmıştık… “Dün elimize silah verip savaştıranlar, bugün barışın diyorlar” mealinde bir değerlendirmem olmuştu… Hatta bunun adına aşağıdan değil, yukarıdan “barış” demiştik… O günlerde henüz Suriye batağı oluşmamış, Irak parçalanmamıştı… Aradan geçen 20 yıllık süreçte “demokrasi” götürmek için el attıkları ülkelerin mahvına sebep olan güçler, şimdi Doğu Akdeniz'e “istikrar” getirmekten bahsediyor. Sizce de bunda bir çapanoğlu yok mu?!



Acaba Doğu Akdeniz istikrarı bu güçlerin umurunda mı? Doğrusu, Kıbrıs konusunda bu ikilemler insanın kafasını sürekli meşgul ediyor… Kıbrıs'ta 43 yıldır istikrar da var barış da! Kıbrıs'ın bugünkü hali kimleri rahatsız ediyor ciddi olarak? İlk bakışta ortada kimseyi rahatsız edecek bir durum yok… Kıbrıslılar kuzeyde ve güneyde kuzu kuzu yaşıyorlar… Ülkedeki İngiliz'in egemen askeri üsleri kimi rahatsız ediyor? Hiç kimseyi… Bu üslerle ilgili ciddi bir muhalefet duyan oluyor mu? Doğrusu hiç duymuyorum… Dahası, bu bölünmenin esas mimarının bu ülkede bu kadar rahat elini kolunu sallayarak dolaşması bile epey bir gösterge… Bakın Cenevre'de İngiltere iki bakanla boy gösteriyor… Çözüm konusunda onlar da üzerlerine düşeni yapmaya çalışıyorlar…



Kıbrıs'taki uyuşmazlık durumu en çok AB'yi rahatsız etmesi gerekirken onlar da diplomatik bir ağız ve edayla vaziyeti götürüyorlar… Kıbrıs uyuşmazlığını içine alıp büyüten besleyen AB bile durumdan o kadar rahatsız değildir… Kıbrıs Rumları zaten 1963'den beridir ortaklık devletinin keyfini çatır çatır sürüyorlar…



ADANIN BİRLEŞMESİ DOĞANIN GEREĞİ…


Kıbrıs'ta çözüm olmalıdır… Bundan kaçmak olmaz… Burası bir ada… Doğası, coğrafyası ve kaynakları doğal ve bütünleşik! Bunun birleştirilmesi doğanın bir gereği… Lakin burada anlaşılmayan iki nokta var! Birincisi, 4 Mart 1964'de 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararının alınmasında ve sürdürülmesinde rol oynayan İngiltere'nin pozisyonudur. Yani İngiltere bu kararın geçici olduğunu söyleyip 53 yıl devletin Rumlar tarafından idare edilmesine neden göz yumdu? Bu karar hala İngiltere tarafından veto edilmiş değildir! İkincisi, bu yapının AB üyesi yapılmasında da İngiltere rol oynadı. Şimdilerde yarım devleti üye yaptırdıkları AB'den kendileri ayrıldılar… Bu iki sorunun yanıtı çok önemlidir…



Buradan yola çıkarsak garantörlerin ikisinin üye olmadığı AB'ye Kıbrıslı Türklerin de ortaklık devleti üzerinden üye yapılması neden? Bu durum berrak değildir… Yani yarım devletin BM ve AB'ye üyeliğine meşruiyet sağlayan İngiltere, neden bu durumu “birleştirme” ödülüyle çözümlesin? Bu soru Irak ve Suriye'yi parçalayanların Kıbrıs'ı birleştirme gailesiyle daha bir saçma noktaya geliyor! Buradan kalkarak Cenevre Zirvesi'nde 5'li konferans sonrası Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu net ve açık biçimde çözümün asgari müştereklerini ilan ediyor: Önce samimiyet… Ardından da garantörlük müessesine, dönüşümlü başkanlığa, varılacak antlaşmanın AB'nin birincil hukuku olmasına ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin statüsüne ilişkin Kıbrıs Türklerinin olmazsa olmazlarının altını çiziyor…Bu başlıklar aslında 1960'daki Türk-Yunan uzlaşmasının ve çözümün de temel noktalarını oluşturuyor…O dönemlerde AB üyeliği olmadığından birincil hukuk yeni dönemin bir gereksinimi oluyor…



#Mehmet HASGÜLER
#Kıbrıs
7 yıl önce